Ahilik Teşkilatı Nedir ve İlk Olarak Nerede Ortaya Çıkmıştır
Ahi şeyhi, topluluğun en üst kademesinde bulunmuştur. Her şehirde bulunan bir temsilci, Ahi sıfatını alarak görevini yerine getirmiştir. Yiğit Başı denilen Ahi yardımcıları, esnaf arasındaki iletişimden sorumludur.
Ahilik Teşkilatı Nedir? İlk Ne Zaman Kurulmuştur Ve Özellikleri Nelerdir?
Günümüzde kullanılan birçok sistemin temelleri eski dönemlerde atılmıştır. Bu sistemlerden biriside Ahilik teşkilatıdır. Ahilik teşkilatı, Türk kültürü açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Türk kültürünün birçok özelliğini içerisinde barındırmaktadır. Ahilik teşkilatının temelinde esnaflık vardır. Sizler için Ahilik teşkilatı nedir? İlk ne zaman kurulmuştur ve özellikleri nelerdir? İşte, tüm detaylar.
Ahilik Teşkilatı nedir ve nasıl gelişmiştir? diye merak edenlerin ilk bilmesi gereken bu teşkilatın Anadolu’da kurulmaya başlamış olmasıdır. Esnafın kurallarını ortaya koyan başarılı bir sistemdir. Bu sistem sayesinde birçok alanda kolaylık sağlanmıştır.
Haberin Devamı
Ahilik Teşkilatı Nedir?
Ahilik teşkilatı, 13. yüzyılda ortaya çıkan ve Moğol istilasından kaçan Türklerin Anadolu’da kurmuş oldukları bir esnaf örgütüdür. Bu teşkilatın amacı Anadolu’daki Türk zanaatkarları ayakta tutmaktır. Teşkilatın en önemli unsuru ise dayanışma ve kardeşliktir.
Ahilik teşkilatı içerisinde yer alan örgütler kendilerine dini ve ahlaki kuralları örnek almışlardır. Bu sayede doğru yoldan şaşmadan ticaret yapmayı amaç edinmişlerdir. Ahiliğin Anadolu’da kurulmasında fütüvvet teşkilatının önemli bir tesiri bulunmaktadır. Fütüvvet, Anadolu’da ortaya çıkmış olan ve temelinde hoşgörü bulunan bir sistemdir. Esnaf ve zanaatkarlar için kurulmuş olan bu teşkilatın bir benzeri olarak Ahilik teşkilatı karşımıza çıkmaktadır.
Haberin Devamı
Ahilik Teşkilatı İlk Ne Zaman Kurulmuştur ve Özellikleri Nelerdir?
Ahilik teşkilatı ilk olarak 13. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Çıktığı yer ise Anadolu olarak bilinmektedir. Bu teşkilatın kurucusu ise Ahi Evran’dır. Ahi Evran sayesinde Ahilik teşkilatı oluşmuş ve gelişmiştir.
Ahilik Teşkilatı’nın özellikleri;
- Ahilik teşkilatında olmak için Ahi olmak gereklidir.
- Teşkilata üye olan zanaatkarlar ahlaki kurallara uymak zorundadır.
- Ahi teşkilatı 32 ana sanat dalına bölünmüştür.
- Her Ahi 124 gerekli prensibi bilmek zorundaydı.
- Ahilik sistemine özel bir eğitim düzeni bulunmaktaydı.
- Ahilik sistemi kendi içerisinde çırak ve kalfa yetiştirmekteydi.
- Yalan söylemek, içki içmek, zina yapmak ve buna benzer kötü işler kesinlikle yasaktır.
Ahilik Teşkilatı Nedir ve İlk Olarak Nerede Ortaya Çıkmıştır?
Ahilik teşkilatı, Ahî Evran tarafından Anadolu’da oluşturulan bir esnaf birliğidir. Hacı Bektaş Veli’nin önerisiyle kurulan bu sistemdeki amaç, esnafın birbirine destek olmasıdır. Arapçada “kardeşim” anlamına gelen ahi sözcüğü, teşkilatın hedefini açıklar niteliktedir.
Selçuklular zamanında Anadolu’ya davet edilen Arap bilim insanları, fütüvvet fikirlerinin temelini oluşturmuştur. Cömertlik, tevazu, dünya malına esir olmama gibi anlamlara gelen fütüvvet, Ahilik teşkilatına da verilen isimdir.
Ahilik Teşkilatı Hangi Yılda Ortaya Çıkmıştır?
13. yy’da ortaya çıkan Ahilik, 1200’lü yıllarda şekillenmeye başlamıştır. Anadolu’ya göçen Türklerden meydana gelen birlik, 18. yy’da da gelişimine devam etmiştir.
Ahilik Teşkilatının Özellikleri Nelerdir?
Esnaf dayanışma örgütü, pek çok ahlaki kuralı barındırmıştır. Ahilik’te esas olan ve uyulması gereken başlıca prensipler şunlardır:
- Alışverişte edepli olmak
- Sofrada edepli olmak
- Yolda yürürken görgü kurallarına uymak
- Adaplı konuşmak
- Misafirliğe gidildiğinde terbiyeli olmak
- Akraba ziyaretlerinde edepli olmak
- Tuvalette ve hamamda belirli kuralları uygulamak
- Uyku ve uyanma ile ilgili talimatlara özen göstermek
- Âdâb-ı Muaşeret çerçevesinde mescide ve mezarlığa girmek
- Oturup kalkarken adap ölçülerine dikkat etmek
- Çarşı gezilerinde makul şekilde hareket etmek
Görüldüğü üzere, Ahilik teşkilatında ahlakın güzel olmasına büyük bir önem verilmiştir. Kendi içinde adeta bir felsefi ideoloji içermekle birlikte, Ahilik’ten atılmaya neden olan bazı nitelikler de mevcuttur. Bunlar:
- İki yüzlülük
- Hırsızlık
- Yalancılık
- Sarhoşluk
- Kanunları kötüye kullanma
- Kesim esnasında hayvana acı çektirme
- Sözünde durmama
- Avlanırken kuşlara tuzak kurup yavrularından ayırma
- Müneccimlik
Ahilik’teki Hiyerarşik Düzen ve Teşkilatlanma
Ahi şeyhi, topluluğun en üst kademesinde bulunmuştur. Her şehirde bulunan bir temsilci, Ahi sıfatını alarak görevini yerine getirmiştir. Yiğit Başı denilen Ahi yardımcıları, esnaf arasındaki iletişimden sorumludur.
3 kademede geçilen bir yetkilendirme mevcuttur. Bunlardan ilki; mesleki ve Kur’an’la ilgili, ikincisi tasavvuf ve Arapça, üçüncüsü ise şeyh aşamasıdır. Kendi bünyesinde pek çok dala ayrılan bu örgütlenme, çıraklık ve kalfalık gibi evreleri de barındırır.
Ahilik Yapısının Temel Hedefi ve Ayrıcalıkları
Düzeni ve disiplini bir araya getiren Ahilik teşkilatı, devlet ve yurttaşlar arasında köprü görevi görmüştür. Bir meslek sahibi olmak, bu sistemde oldukça önem kazanmıştır. İnsanın kişisel gelişimini sağlamak ve geliştirmek, en önemli amaçlardan biridir.
Emekçi esnafı, içten veya dıştan gelebilecek tehlikelere karşı korumak temel basamaktır. Yardımlaşma ve insanı hümanist bir açıdan ele alma, Ahilik’teki örgütlenmede yaygın olarak görülmüştür. En üstün varlık olarak addettikleri insanı, dengeli bir hayata teşvik etmeyi ülkü edinmişlerdir.
Zanaatkarların denetlenmesinden de sorumlu olan kuruluş, üretimdeki kalitenin sürdürülmesi için çabalamıştır. Verilen eğitimler; Türk geleneklerine göre şekillenmiş, müzik, dil ve askeri derslerle pekiştirilmiştir.
Ahilik Sisteminin Kaldırılması
1912 senesinde, loncalarla beraber Ahilik teşkilatı da yok olmuştur. Esnafın fakirleşmesine, İttihat ve Terakki dönemindeki çözümler de çare olmamıştır.
Ayrıcalıklara göre şekil almaya başlayan teşkilatta, denge ve adalet kavramları yozlaşmaya başlamıştır. Çöküşten başka bir seçeneği kalmayan örgütlenme, günümüzde de bazı izlerini korumaktadır.
Birtakım farklılıklar olsa dahi, işçi sendikaları ve derneklerinde Ahilik’ten gelen benzerlikler muhafaza edilmektedir. Geçmişte kalmasına rağmen öğütleri günümüze dek aktarılmıştır. Bunlardan en önemlileri ise şunlardır:
Sofranı misafirlerine sun.
Kapını insanlara açık tut.
Ekonomiye ve kültüre büyük bir etkisi olan Ahilik, tarihin tozlu sayfalarına karışsa da tavsiyeleriyle esnaf ahlakını oluşturmuştur. Nesilden nesile uzanan bu öğretiler, usullerin içinde bulunduğumuz döneme taşınmasını sağlamıştır. Sonuç olarak Ahilik, güzel ahlakın iş hayatındaki etkisine değinmiş, devrinin verimli bir aracı olmayı başarmıştır.
Ahilik teşkilatı
12. ve 13. yüzyıllarda Anadolu´da kurumlaşmasını tamamlayan ahilik, günümüz şartlarında bile örnek bir sivil örgütlenme modelidir. Dini, askeri, siyasi, toplumsal ve kültürel fonksiyonları bulunan Ahilik, Osmanlı´nın kurulması aşamasında da önemli roller oynamıştır
AHİLİK
Osmanlı İmparatorluğu’nda XVIII. yüzyılda meslek eğitimi, çeşitli sanat ustalarının dükkânlarında öğretilirdi. İlk sanat eğitiminin başladığı bu dükkânlarda çıraklar mesleği öğrendikten sonra önce kalfa sonra da usta olarak kendi mesleklerini icra edebilecek yeterliliğe ulaşabilirlerdi. Bir eğitim kurumu vasfı taşıyan bu dükkânların esnaf ve sanatkârları yardımlaşma ve haklarının korunması amacıyla XIII. yüzyılda ahilik teşkilatlarını kurdular. Arapça bir sözcük olan “ahi” kardeşim anlamına gelmektedir. İktisadi ve ekonomik alanda büyük önem taşıyan ahilik teşkilatları Osmanlı’ya, X. yüzyılda Karahanlılar tarafından getirilmiştir.
Ahi Evran, Kayseri’de açtığı debbağ (deri) dükkânı sayesinde dükkân çevresinde bulunan esnaf ve sanatkârlar arasında Ahilik’in yaygınlaşmasını sağlamıştır. Ekonomik hayatı düzenleyen Ahilik, bireylerin meslek sahibi olmalarını ve iktisadi şartlarının iyileşmesinde önemli rol oynayarak zamanla Anadolu’nun birçok şehrinde ve köyünde hızla gelişmiştir. Bu yapıya ilişkin kuralların yer aldığı fütüvvetnameler ise; fütüvvetin amacının, esaslarının, kuruluşunun, ilkelerinin, özelliklerinin ve şartlarının yer aldığı üyeler için yönetmelik görevi gören eserlerdir.
Ahilerde eğitim, hayata dönük uygulamalı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Ahilik teşkilatında ahi ve pir denen öğreticiler teşkilata girenlere mesleklerinin inceliklerinden okuma – yazmaya, temizlik ve görgüye kadar pek çok konuda dersler verirdi. Dönemin eğitim alanları olan zaviyelerde ders alan çıraklara, Türkçe fütüvvetname (yönetmelik), Kur’an, Raks, türkü ve müzik, Tarih ve biyografiler, Tasavvuf, Türkçe, Farsça, Arapça ve Edebiyat dersleri okutulmaktaydı. İşbaşı eğitime büyük önem verilen ahilik sisteminde bu zaviyelere gitmek için ustanın referansı gerekmekteydi. 1727’de gediklere dönüşen Ahi teşkilatları ülkenin sosyal ve ticari hayatına uzun yıllar yön vermeye devam etmiştir. Gedikler, Osmanlı Devleti’nde on sekizinci yüzyıldan itibaren görülmeye başlanır. Gedik ismi esnaflara verilen imtiyaz veya ayrıcalık için kullanılmıştır. Osmanlı Devleti’nde gedikler esnafların hem hukuki haklarının korunması hem de ekonomik olarak gelişmesine katkı sunmaları bakımından oldukça önemli bir konumdaydılar.
Yalnızca Müslüman esnaf ve sanatkârların üye olabildiği ahi teşkilatları gayrimüslim esnafın da teşkilatlanması gerekliliğinin ortaya çıkmasıyla birlikte lonca teşkilatları kurulmaya başlandı. Lonca sözcüğü, İtalyanca Lociye Loggiya; Fransızca Loj (Loge) kelimelerinden türetilmiştir. Lonca teknik bir terim olarak ham madde dağıtımının yapıldığı yer anlamında kullanılmaktadır. Önceleri ham maddelerin dağıtımının yapıldığı yer anlamına gelen lonca, sonraları esnaf birliklerinin toplantı yaptığı yerlere verilmiş ve daha sonra da teşkilatın ismi olmuştur. Kuruluş amacı tüccar ve sanatkârların haklarının korunması olan loncaların sıkı bir yönetimle yönetilmesi hem üretimin artmasına hem de ekonomiye katkı sağlamıştır. Mesleğe sadakat, gelenek ve göreneklere bağlılık gibi çeşitli ahlaki kurallara sahip olan loncalarda, Lonca heyetlerinin aldığı kararlara uymayanlar para cezası, loncadan çıkarılma, gerçekleştirilen sanattan alıkonulma gibi ağır cezalarla karşılaşabilirler. Gerçekleştirdiği sanattan alıkonulan bir kişi hiçbir yerde çalışamaz hale gelmektedir.
AHİ TEŞKİLATININ KURULUŞU
Ahi Evran (1171-1216): Ahi Teşkilatının kurucusu Ahi Evran’dır. Ahi Evran Azerbaycan’ın Hoy kasabasında doğmuş asıl adı Nasirud-din Ebül-hakayık Mahmut El Hoy’dur. Ahi Evran çok yönlü bir ilim ve fikir adamıdır. Hem müspet ilimleri hem de manevi ilimleri okumuş, aynı zamanda ahlak ve sanatı uyumlu bir halde birleştirmiştir. 1205 yılında Kayseri’ye gelen Ahi Evran burada bir deri atölyesi kurar. Kayseri’de devletin desteği ile debbağları ve diğer sanatkarları da içine alan bugünkü anlamda büyük bir sanayi sitesi kurulmasına öncü olur. Her sanat dalındaki birliklerin bir araya toplandığı bu siteler Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat zamanında diğer şehirlerde de kurulmaya başlar. Daha sonraları Ahilik kurumu loncalara ve günümüzdeki esnaf ve teşkilatlarına dönüşmüştür.
AHİLİĞE GİRİŞ
Ahiliğe giriş için girecek kişinin teşkilat içerisinden bir kişi tarafından önerilmesi gerekir. Küçültücü işlerle uğraşanlar, çevresinde olumsuz özellikleriyle tanınanlar, örgüte kötü söz getirebileceği düşünülenler Ahi olamazlar.
Ahiliğe giriş özel bir törenle gerçekleşir. Törende Ahi adayına şed kuşatılır ve tüm insanlara karşı sevgi dolu, saygılı olması, doğruluktan ayrılmaması istenir. Ahiliğe girişten sonra bilgi edinme, sabır, ruhun arındırılması, sadakat, dostluk, hoşgörü gibi özelliklerin kazandırıldığı aşamalardan geçilir.
Bu güzel özelliklere sahip olma yanında tüm üyelerin uyması şart olan altı temel ilke bulunur. Bunlar:
√ Elini açık tutmak
√ Sofrasını açık tutmak
√ Kapısını açık tutmak
√ Gözünü bağlı tutmak
√ Beline sahip olmak
√ Diline sahip olmaktır.
AHİLİKTE EĞİTİM
Ahilikte eğitim ve öğretim bir aradadır. Genel anlamda hayata hazırlama ve ahlak kazandırma esastır. Ahiliğe giren kişi hem mesleğinde ustasından eğitim alır ve mesleğinin tüm inceliklerini öğrenir. Hem de meslek ahlakını da alır. Ölçüde doğru, hakkaniyetli, adaletli vicdan sahibi biri olarak yetişir. Kişinin sadece mesleğini öğrenmesi yeterli değildir. Her yönüyle topluma yararlı biri olarak yetişmesi hedeftir.
AHİLİK NASİHATI
√ Harama bakma, haram yeme, haram içme
√ Doğru, sabırlı, dayanıklı ol
√ Büyüklerinden önce söze başlama
√ Dünya malına tamah etme
√ Yanlış ölçme, eksik tartma
√ Kuvvetli ve üstün durumda iken affedici, hiddetli iken yumuşak davranmayı bil
√ Kendin muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol.
Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.