Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Kitapta bataklık ve kayalıklar arasında yer alan, doğal kaynak fakiri bu küçük ülkenin ayağa kalkarak yoksulluktan kurtulması; siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan gelişmiş bir refah toplumuna dönüşmesinin hikâyesi anlatılmaktadır. Ülkenin ilerlemesi çalışma Şevki ve heyecanıyla dolup taşan, bencillikten uzak insanları, yorulmak bilmeden halkın eğitimine katkıda bulunan toplum önderleri sayesinde elde edilmiştir. Neden Finlandiya? Çünkü Petrov Finlandiya’yı diğer ülkelere göre daha iyi tanıyordu. Uzun süre bu ülkede yaşamış ve her tarafını baştanbaşa dolaşmıştır. Her zaman Finlandiya’ya karşı derin bir hayranlık, sıcaklık ve yakınlık duygusudur.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar Ülkesinde, kurgusal bir romandan daha çok ders verir nitelikte bir kitap. Okuduğunuzda insanı sorgulatan ve okudukça ülkemizi, kendimizi, yaşayışımızı sorgulatan bir eser. Ayrıca ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün okulların müfredatında okutulmasını istediği bir kitap olması bakımından da önemlidir. Çok etkilenerek, ders alarak okudum.
Beyaz Zambaklar Ülkesi bataklıklar ve kayalıklar ülkesi olarak adlandırılan 2 milyon nüfuslu Finlandiya’nın tüm halkın aydınından, köylüsüne, subayından, memuruna, din adamlarından, öğretmenlerine kadar herkesin birleşerek ülkeyi kalkındırmalarını anlatıyor. Beyaz Zambaklar Ülkesi kitabının yazarı Grigory Petrov kitabı baş karakter Snelman’ın ağzından anlatmış ve kitap bölümlerden oluşarak anlatılıyor.
Finlandiyalılar 1811 yılına kadar İsveç hakimiyeti altındaydılar. Bütün iktidar, ticaret ve sanat, okullar ve hatta kilise bile İsveçlilerin elindeydi. Yönetici ve aydın kesimi oluşturanlar, öğretmenler, doktorlar, memurlar ve subayların tamamı İsveçliydi. Bu insanlar Finlandiyalılara üstten bakıyorlardı. Bu durum Finlandiya halkının kültürel gelişimini de etkilemekteydi.19. yüzyılın sonlarına kadar kültürel gelişimleri sadece temel okuma yazma becerileriyle sınırlıydı. Fakat Rusya 1808 yılında Finlandiya’nın yarısını ele geçirdi ve Rus Çarı eskiden sahip olunan tüm hakların aynı kalacağı sözünü verdi. Bu olay ile beraber kendi kültürlerini özgürce geliştirme olanağı elde ettiler. Fin kültürünü geliştirmek için önderlik etme görevini Johan Wilhelm Snelman üstlendi.
Snelman yeni nesil Fin aydınlarının en parlak temsilcilerinden biriydi. Finlandiya’nın gelişmesi için adeta seferberlik ilan etmişti. Bu göreve öncelikle aydınlarla konuşarak başladı. Onlara aydın olunmanın halka üstten bakmak olmadığını, kendileri ne kadar bilgiliyse halkında öyle olması gerektiğini, öğrendikleri her şeyi halka da anlatmaları gerektiğini söylüyordu. Toplumun alt kesimlerini daha iyi bir hayat kurmak için ne yapmaları gerektiği konusunda eğitmeliydiler. Aydınlardan sonra ise sırada öğretmenler vardı. Yaz boyunca konferanslar veren Snelman öğretmenleri işlerini iyi yapmaları konusunda nasihatler veriyordu.
Din Adamlarını da bu hedef doğrultusunda çok önemli kişiler olarak görüyordu Snelman. Dinsizliği halkın sahip olduğu bütün kutsal değerlerin ölmesi olarak tanımlıyor ve bu maneviyat ruhunun ölmemesi adına ve insanların umutlarını kaybetmemeleri adına din adamlarına çok iş düşüyordu. Din adamları çocukları ve gençleri bir araya getirerek, onları etkilemeye ve inanç aşılamaya çalıştılar. Bunu yaparken de zekayı, bilimi ve hayatın zevklerini aşağılayıp küçümsemediler.
Yönetimde ise Finlandiya ve Rusya arasındaki anlaşma çerçevesince yeni hükümlerin yazdığı yeni bir anayasa 1816 yılında kabul edildi. Böylece parlamento yeniden faaliyete başladı. Finlandiya’nın her yerinden devlet memurları Helsinki’ye akın ettiler. Böylece İsveçli devlet adamları yerine Finlandiyalı memurlar geçmiş oldu. Snelman’ın memurlara çağrısı ise şöyleydi: Vatandaşlarımızın yasalara saygılı veya daha fazlası olan derin adalet duygusuna sahip bireyler olarak yetiştirilmesi için bize yardımcı olun.
En büyük değişimlerden biri ise Ordu’da oldu. İsveçliler döneminde kışladaki askerler içki içer, kumar oynarlardı. Halkla ilgili olan hiç bir konuyla ilgilenmezler ve kaba davranırlardı. Snelman ve arkadaşları bu konuyla ilgili de bir yenilik yaptılar. Subaylara konferanslar vererek askeri eğitimin öneminden bahsettiler. Artık tüm aileler oğullarının askere gidip iyi terbiye almalarını istiyorlardı. Çünkü kışlada bilimden kültüre kadar iyi bir bireyin sahip olması gereken tüm özellikler anlatılıyor, askerler eğitiliyordu.
Bu ve bunun gibi birçok özelliğin değişmesi ve gelişmesi bu küçük ülke adına çok büyük adımların atılmasına sebep oldu. En alt kesimden en üst kesime kadar tüm insanlar çok çalıştı. Bataklıklar ve kayalıklar ülkesi olarak adlandırılan Finlandiya’da insanlar kayalıkların üstüne verimli topraklar yerleştirdiler ve buralarda tarım yapmaya başladılar. Üretim yaptılar, okullar açıldı insanlar okumaya başladılar. Bu ve bunun gibi birçok etken sonucu şuan da Finlandiya refah ve eğitim düzeyi çok yüksek bir gelişmiş ülkedir.
Yazan: Ilgın Kocaman
Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitap Özeti
Beyaz Zambaklar Ülkesinde 1923 yılında Sırpça olarak basılmıştır. 1928 yılında ise Türkçe’ye çevrilmiştir. Türkiye ile birlikte pek çok ülkede büyük yankı uyandırsa da ülkemizdeki ününe Atatürk’ün kitabı okuyup beğenmesi ve müfredata konulmasını istemesiyle kavuşmuştur. Atatürk kitabın askeri okullarda ders programına dâhil edilmesini istemiş ve uzun yıllar boyumca zorunlu kaynak olarak okutulmuş. 1960 yılında General Cemal Gürsel önderliğinde gerçekleşen askeri darbeden birkaç ay sonra, darbe sürecinde yer alan subayların dünya görüşü ve eğitim seviyelerini değerlendirmek üzerine anket yapıldı. “Sizi en çok etkileyen kitap hangisidir?” Sorunlusuna askerlerin büyük bir kısmı “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” cevabı vermişti. Kitabın ilk kısmında Petrov’un yaşamından ve Rusya’daki imparatorluğun temellerinin sarsılmış nedenlerinden ve yönetimsel hatalardan bahsedilmektedir. Hatta özerk Finlandiya’yı kapsayıcı seçim mevzuatı ve zorlu doğal ve tarihi koşullarda elde ettiği önemli iktisadi başarılarıyla Rusya İmparatorluğunun üstünde tutmaktadır. Petrov’a göre devlet meseleleri sadece bakanlar, krallar veya devlet adamlarıyla değil ülke topraklarında bulunan her vatandaşı ilgilendiren mesele olduğu ve her vatandaşın ülke sorunları, ülkenin kalkınması vb. konular üzerine düşünmesiyle çözülecektir.
Kitapta bataklık ve kayalıklar arasında yer alan, doğal kaynak fakiri bu küçük ülkenin ayağa kalkarak yoksulluktan kurtulması; siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan gelişmiş bir refah toplumuna dönüşmesinin hikâyesi anlatılmaktadır. Ülkenin ilerlemesi çalışma Şevki ve heyecanıyla dolup taşan, bencillikten uzak insanları, yorulmak bilmeden halkın eğitimine katkıda bulunan toplum önderleri sayesinde elde edilmiştir. Neden Finlandiya? Çünkü Petrov Finlandiya’yı diğer ülkelere göre daha iyi tanıyordu. Uzun süre bu ülkede yaşamış ve her tarafını baştanbaşa dolaşmıştır. Her zaman Finlandiya’ya karşı derin bir hayranlık, sıcaklık ve yakınlık duygusudur.
Snelman Finlandiya’nın gelişiminde önemli yere sahip aydınlardan birisidir. Snelman Fin halkının kırılma döneminde önemli görevler üstlenmiştir. Süratle değişen zamanın taleplerine uyum sağlayarak bir fikir hareketine önderlik etmiştir, bu sadece güçlü iradeye sahip insanların yapabileceği bir şeydir. Snelman aydınlara halkın zekâsını, vicdanını, irade ve enerjisini uyandırmak ve harekete geçirmenin görevleri olduğunu, halkın düşünme yeteceğini ve yaşamlarını daha iyi bir şekilde kurmak için eğitmenin asli görevleri olduğunu ifade etmiştir. Snelman, “ Karanlık köşelerde canlı kandiller yaktım ve daha iyi aydınlatmaları için onlara yap takviyesi yaptım” sözlerini sık sık dile getirmiştir.
İsveç yönetiminin yıllarca Finlandiya’yı karanlığa sürüklediğini devlet kollarına işe yaramaz adamlarını yerleştirdiğini adeta bir zehirli sarmaşık gibi ülkeyi içerden tükettiğini ifade etmiştir. Finlandiya halk oylaması sonucu Rusya yönetimine katıldı. Bu birleşme sayesinde kendi kültürlerini özgürce geliştirme olanağı elde ettiler.
Kışlaların yapısını ve toplumdaki kışla algısını değiştirmeye karar verirler. İsveç yönetimindeyken askere gelen gençler okuma yazma bilmemekte ve toplumsal konulardan bir haber davranmaktadırlar. Toplumsal reform ile birlikte bu algı değiştirilmiş kışlalar yeniden şekillendirilerek eğitim ve kültürel alanda insanların kendilerini geliştirebilecekleri kurumlara dönüştürülmüştür. Tatlı kral lakaplı Yarvenin’in ve kötü yollara sapıp sayısız suç işlemiş olan çocukluk arkadaşından da kitapta bahsedilir. Yarvenin ve arkadaşlarının akıllarındaki sınırları kaldırarak işlerini büyütüp ülkelerine nasıl faydalı bireyler olduklarına değinilir. Yarvenin’in çocukluk arkadaşı ise kötü işler yapmasını bir toplumun bireyler üzerinde ne derece etkili olduğu, iyi anlayış ve yaklaşımın bireylerin kaderini belirlediğine değinilir.
Aslen İsveçli olan Papaz McDonald’ın fikirlerine de eserde değinilmiştir. McDonald: Din, insanların kalbinde dua etme arzusu, gerçeğe erişme ihtiyacı ve sevgi duygusu uyandırmalı. Basit ve kolay yoldan zengin olma heveslisi bir insan olan vergi tahsildarı din adamına dönülebiliyor. Bizdeki durum içler acısı ve korkunç bir alay konusudur. Bizde havari rütbesine sahip insanlar vergi tahsildarına dönüşüyor. Para biriktirmek, daha çok gelir elde etmek, aylak, tembel ve karnı tok yaşamak dışında kendilerini hiçbir şey ilgilendirmiyor. Onlar insanların kalbinde inanç ateşi yakmaya muktedir değiller. Bunu yapmak istemiyorlar ve yapmıyorlar. Onlar dini cansız dogmalar yığınına, yüzlerce kural, başlık ve önermelerden oluşan inanç gramerine dönüştürmüşler. McDonald, bu sözleriyle tepki çekse de zamanla sözlerinin kıymeti anlaşılacak ve var olan yapıdaki çürümüşlükler bu sözlerin ışığında iyileştirilecektir.
Eserde bir devletin küllerinden doğuşuna toplumu oluşturan yapılar tek tek incelenerek şahitlik edilmektedir. Üstten alta doğru başlayan yenileşme ve iyileşme hareketleri sonucunda bataklığa saplanmış olan bir milletin kır çiçeği gibi yeniden doğuşu konu edinilmiştir. Görülen odur ki; değişim ilk olarak kalplerde ve zihinlere başlamalıdır. Toplumdaki her birey gönlündeki ateşi yaktığında koca bir topluluk aydınlanacak ve dış günlere ihtiyacı olmadan kendi ışında büyüyüp gelişecektir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Zambaklar Ülkesinde Beyaz Zambaklar Ülkesinde Grigory Petrov .
Beyaz Zambaklar Ülkesinde – Grigory Petrov
129 Pages · 2012 · 770 KB · 26,705 Downloads · Turkish · New!
taşımaktadır. Tarih & Anı & Seyahat Beyaz Zambaklar Ülkesinde – Grigory Petrov Grig .
beyaz zambaklar ülkesinde
75 Pages · 2016 · 632 KB · 1,776 Downloads · Turkish · New!
beyaz zambaklar ülkesinde grigory petrov .
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
70 Pages · 2009 · 296 KB · 1,503 Downloads · Turkish · New!
Beyaz Zambaklar Ülkesinde Grigory Petrov .
Beyaz Diş – Jack London
301 Pages · 2001 · 1.1 MB · 58,020 Downloads · Turkish · New!
terk eden vahşi bir köpeğin acı, buruk, şaşılası bir yaşama tutkusuyla dolu çarpıcı öyküsüdür Beyaz .
Beyaz Geceler – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
152 Pages · 2002 · 487 KB · 39,677 Downloads · Turkish · New!
Beyaz Geceler büyük romancı Dostoyevski’nin bütün dillere çevrilerek çok sevilmiş en ünlü .
Beyaz Gemi – Cengiz Aytmatov
181 Pages · 2013 · 813 KB · 37,436 Downloads · Turkish · New!
Beyaz Gemi – Cengiz Aytmatov Cengiz Aytmatov .
Beyaz Zambaklar Memleketinde
118 Pages · 2008 · 522 KB · 491 Downloads · Turkish · New!
ertesi gün Suomi’ye dönmüş, on beş yirmi gün. Beyaz Zambaklar Memleketinde Beyaz Zambakl .
Efendi 2, Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı – Soner Yalçın
1,347 Pages · 2010 · 2.53 MB · 16,986 Downloads · Turkish · New!
Efendi 2, Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı – Soner Yalçın. Bu kitabı ücretsiz olarak PDF, EPUB ve .
Load more similar PDF files
PDF Drive investigated dozens of problems and listed the biggest global issues facing the world today. Let’s Change The World Together
- Editor’s Picks
- Most Popular
- Academic & Education
- Art
- Biography
- Business & Career
- Children & Youth
- Environment
- Fiction & Literature
- Health & Fitness
- Lifestyle
- Personal Growth
- Politics & Laws
- Religion
- Science & Research
- Technology
Ask yourself: What am I most thankful for? Next
Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.