Dünyanın Her Yerinden Efsane Hikayesi Örnekleri
Poseidon, Kronos ve Rhea’nın oğlu deniz tanrısıydı. Titanların düşüşünden sonra evren bölündüğünde denizin hükümdarı oldu. Poseidon huysuzdu ve sinirlendiğinde depremlere neden olacaktı. Yeraltı dünyasının hükümdarı Hades’i bile üzmeyi başardı. Poseidon en çok trident ile tasvir edildi ve bazen bir ata biniyordu (bazen atların yaratıcısı olduğu iddia edilir).
Yunan Mitolojisi Efsaneleri ve İlginç Hikayeler
Antik Yunan medeniyeti, dünyada kültürel gelişmelerin önemli basamaklarından birini oluşturur. Bugün yazımıza Yunan mitolojisine ait döneme ışık tutan ilginç hikayelerle devam etmeyi düşündük. İşte, mitolojinin en ilginç araştırma konularından olan Yunan mitolojisine ait bazı efsaneler ve içerdiği konular.
Eşek Kulaklı Midas
Müşkili Ata adıyla Asur kaynaklarında kendisine yer verilmiş olan Kral Midas, M.Ö 738- M.Ö 696 yıllarında Frigya’nın başkenti Gordion’da yaşamış efsanevi kral olarak bilinir. Yaşamı boyunca çektiği sıkıntılar ve hastalıklarla tanınmaktaydı. Daha dünyaya gelmeden hastalığı olduğu bilimsel kaynaklarla doğrulanmış olan Midas hakkında çok fazla mitoloji günümüze ulaşmıştır.
Dönemine ait dikkat çeken kulak yapısı ve dokunduğu her şeyi altına çevirmesi onun belirgin özelliği olarak tanımlanmıştır. Hastalık sonucu kulak yapısındaki deformasyon nedeniyle “serpuş” denilen şapkayla halk arasında dolaşan kralın ardından da dedikodu ve hikayeler türetilmiştir. Anlatılan mitolojik bir hikayeye göre, Yunan Tanrısı Apollon ve Kır Tanrısı Pan arasında müzik yarışması gerçekleşmektedir. Midas bu yarışmanın gözlemcisi ve karar vericisidir. Yarışma sonunda Kral Midas oyunu Pan için kullanmaya karar vermiştir. Apollon’un öfkeyle müzikten anlamadığı için Midas’ın kulaklarını eşeğe benzetmesi ve kulaklarını eşek kulaklarına dönüştürmesi döneme ait anlatılan efsanedir.
Medusa
Antik Yunan’da gözlerinin efsunlu olduğuna inanılan, yılan saçlı, Gorgon kardeşler içinde tek ölümlü olduğuna inanılan güzelliğiyle Medusa’nın etkileyici ölümlü Tanrıça olduğu söylenmekteydi. Gözlerine bakanın taşa dönüştüğü rivayet olunan Medusa, onun yüzüne bakmak için Graeae tarafından kendisine ayna verilen halk kahramanı olarak anılan Perseus tarafından öldürülür. Kendisini görenlerin lanete uğradığı belirtilen efsaneye göre, Zeka Tanrıçası Athena’nın tapınağında yaşayan Medusa’ya, Deniz Tanrısı Posedion aşık olur. Sonrasında kendisine aşık olup ölümlü oluşu nedeniyle bunu gizleyen Poseidon’a Medusa da aşık olur. Oysa o dönem Posedion, Athena ile evlidir.
Posedion ve Medusa’nın bir araya geldiğini gören Athena ise, ceza olarak Medusa’yı saçının her teli bir yılan olan canavara dönüştürür. Perseus’a daha sonra Medusa’yı öldürmesi için görev veren Athena bu görevi tamamlatır. Medusa’nın Perseus tarafından öldürüldüğü anda ise kanatlı at olan Pegasus ve Hrisaor’un, Medusa’nın karnından çıkarak yükseldiği rivayet edilir. Ayrıca Medusa’nın Posedion’dan hamile olduğu bu rivayete göre anlaşılır. Antik Yunan mitolojilerinin önemli kuralı da küçültücü durum olması nedeniyle Tanrı’nın asla ölümlüye aşık olmamasıdır.
Afrodit
Yunan mitolojisine göre Aşk ve Güzellik Tanrıçası olan Afrodit aynı zamanda başka mitolojilerde Venüs ve Turan adlarına da sahiptir. Doğumuyla ilgili bazı efsaneleri vardır. Bir Tanrıça olarak göz kamaştırıcı güzelliği, işvesi olan Afrodit’in Homeros Tanrıçası olan Zeus ve Okeanos’un kızları Dione’den olduğu belirtilmiştir. Başka bir hikayeye göre Kronos’un kendisini öldürme tehdidine karşı babası Uranos’un cinsel organını orakla kesmesi sonucu denize atılan parçaların köpürmesinden Afrodit ‘in varlığı ortaya çıkmıştır. Diğer sevgi ve tutku Tanrısı olan Eros’un Afrodit’in oğlu olduğu da söylentilerden biridir.
Güzelliği ve bereketi temsil eden Afrodit, Yunan mitolojisinde çıplak olarak tasvir edilmektedir. Afrodit’le ilgili diğer bir açıklama, Afrodit’in dokunduğu her şeyi şifalandırdığı, kurumuş çiçekleri bile canlandırdığı şeklindedir. Bu yüzden Afrodit’in aşırı güzelliğinin pek çok durumda bulaşıcı etkiler yarattığı söylenmiştir.
Zeus Efsanesi
Yunan mitolojisine göre en güçlü tanrı, tanrıların ve insanların babası olarak adlandırılmış olan Zeus, göklerin ve gökyüzünün tanrısı olarak bilinmektedir. Antik Roma’da Jüpiter’i temsil ettiği de kaynaklarca belirtilmiştir. Yağmurun yağması ve bereketin ortaya çıkmasının onun eliyle olacağı şeklinde inanç mevcuttur. Zeus’un oğlu olan Hermes’in doğayla Zeus arasında haberci olduğuna da inanılmaktaydı. Zeus’un tanımlanmış olan bir özelliğinin de çeşitli kılık ve şekillere girdiği yönündedir.
Çapkınlığıyla nam saldığı söylenen Zeus’a ait anlatılan efsanelerde, güzellikten çok çabuk etkilenen Zeus’un peşinde koştuğu kadınları elde etmek için sürekli şekil değiştirdiği rivayet olunur. Hera tapınağı rahibesi olan İo’yu elde etmek isteyen Zeus’un bulut şekline girerek onunla beraber olması hikayeye konu olmuştur. Bir gün Hera’nın kendisine tapan rahibe olan İo ile Zeus’un bu ilişkisi, kıskanç ve kiniyle meşhur Zeus’un eşi Hera tarafından fark edilir. Zeus durumu gizlemek için İo’yu o esnada beyaz ineğe dönüştürür. İnanmış gibi davranan ve ineği sahiplenen Hera, ineğin başında durması için yüz gözlü nöbetçi Argos’u görevlendirir. Sonrasında oğlu Hermes’in yardımıyla Zeus’un, İo’yu bu durumdan kurtardığı söylenir.
Pandora’nın Kutusu
“Tanrıların Armağanı” ismi Antik Yunan döneminde Pandora’yı temsil eden unvandı. Ayrıca Yunan mitolojisinin ilk kadını olarak adlandırılan Pandora’nın Zeus tarafından Prometheus’un kardeşi Epimetheus’a eş olarak hediye verildiğine inanılır. Bir zamanlar Zeus’tan ateşi çalıp halka veren Prometheus’un tüm karşı çıkmasına rağmen aşık olan Epimetheus, Pandora ile evlenir. Zeus, topraktan yapılma kutu şeklinde kavanozu Pandora’ya evlilik hediyesi yollar. Fakat kutunun asla açılmaması yönünde zorunluluk belirtir. Pandora uyarılara rağmen, kutunun içindekini merak eder ve açar. Kutudan yeryüzüne çok sayıda kötülük peş peşe yayılmaya başlar. Kutuyu kapatmayı son anda başaran Pandora sayesinde kötülüğe karşı kutuda insanlar içinde kalan tek varlık yani “Umut” korunmuş olur. Aynı efsanenin başka anlatımında, kutuyu kapatmaya çalışsa da başaramayan Pandora kutunun içinde hapsolmuştur.
Sitemizden diğer konu Gök Tanrı inancının günümüze yansıması detaylarını da inceleyebilirsiniz.
Hades’in Yeraltı Krallığı
Antik Yunan dönemine ait başka efsanede yer altı ve ölülerin Tanrısı olarak söylenen Hades’e aittir. Olimpos Dağı’nın 12 Tanrısından biri olduğuna inanılan Hades, tüm Tanrıların babası Zeus’un kardeşi olarak da bilinmektedir. Zalimliği ile bilinen Hades’in görünmezlik özelliği en bilinen durumudur. Dünyayı Titanlar’a karşı yapılan savaşla ele geçiren Zeus kazanımını kardeşleriyle paylaşmaya karar verir. Poseidon’a denizleri, kendisine gökyüzünü ve Hades’e yeraltını bölüştürür. Görünmezlik miğferi ve iki uçlu asasıyla bilinen Hades’in asasının iki ucu iki ayrı olguyu sembolize eder. Bu asanın bir ucu, yaşam diğer ucu ölümdür.
Bir efsanede, Hades’in Zeus ve Demeter’in güzeller güzeli kızı “Persephone” ye aşık olması ve onu kaçırması anlatılmaktadır. Hades gibi zorba özelliklere sahip olan Persephone’nin yeryüzüne çıkmasını istemeyen Hades ona bir nar tanesi yedirir. Demeter’in bu durumu öğrenmesi ve Olimpos Dağı’nı terk etmesi üzerine Dünya bereketsiz hale döner ve kıtlık başlar. Demeter, kızı Persephone’nin yeryüzüne dönmesi şartıyla anlaşmak ister. Nar tanesi yemesi sonucu yeryüzünde tamamen kalamayacak olan Persephone, yılın üçte ikisinde ancak yeryüzünde kalabilecektir. Şartı kabul eden Demeter, dünyaya geri döner ve bu sevinçle doğa yeniden canlanır.
Poseidon ve Athena
Başka Antik Yunan efsanesine göre, Denizler Tanrısı olarak bilinen Poseidon ile Zeka Tanrısı olarak bilinen Athena, Atina şehir devletinin başına koruyucu Tanrı olarak geçecek iki önemli Tanrıdır. Atina Kralı Cecrops’un yarışma neticesinde karar vereceği bu durum için her iki Tanrı’dan Atina şehrine hediye vermelerini ister. Posedion, bitmeyecek kaynağa sahip mızraklı su kuyusunu yaratır. Fakat suyun tuzlu olması söz konusudur. Tarım için kullanmak ve içmek oldukça zordur.
Athena ise, mızrağın bulunduğu yerde oluşan deliğe zeytin ağacı diker. Barışı ve varlığı simgeleyen şekilde zeytin ağacının büyümesi beklenir. Kral Cecrops’un Athena’nın şehre verdiği hediyeyi tercih etmiş ve şehri gözetlemesi için ona kenti vermiştir. Bu durumu kabul edemeyen Poseidon, halkı lanetlemiş ve su kıtlığı ile cezalandırmıştır. Efsaneye göre Atina’da oluşan su kıtlığının sebebi olarak Poseidon düşünülmüştür.
Sıkça Sorulan Sorular
Yunan mitolojinde yer alan Titanlar’ın Tanrı ve Tanrıçaları hangi isimlerden oluşmaktaydı?
Antik Yunan mitolojisinde, Titanlar’dan, Uranos (Cennet) ve Gaia’nın (Dünya) çocukları ve onların soyları olarak bahsedilmiştir. Kronos kardeşler, Okeanos, Coeus, Thea, Rhea, Themis, Phoebe ve Tetys kardeşleri isim olarak sayabiliriz. Uranos’tan sonra yöneticileri Kronos olmuştur. Kronos’un oğullarından Zeus ise babasına isyan ederek Titanlar’dan ayrılmıştır.
Yunan Mitolojisinde yer alan Olimpos Dağı’nda yaşadığına inanılan Tanrı ve Tanrıçalar hangileridir?
12 Olimposlu Tanrı ve Tanrıçaları olarak adlarından bahsedilenler, “Zeus”, “Hera”, “Poseidon”, “Demeter”, “Athena”, “Apollon”, “Artemis”, “Ares”, “Hephaestus”, “Afrodit”, “Hermes”, “Dionysus”tur.
Dünyanın Her Yerinden Efsane Hikayesi Örnekleri
Bir efsane, yazarı olmayan ve genellikle aşağıdakileri amaçlayan geleneksel bir hikayedir:
- ders işlemek
- hayatın birçok gizeminden birini açıklayın
- bir doğa olgusunu açıklamak
- Bir halkın geleneklerini, kurumlarını veya dini törenlerini tanımlayın
Antik çağda, gök gürültüsü gibi bir şey oldukça korkutmuş olmalıydı. Meteorolojinin iç işleyişini anlamadılar. Bir kasırganın veya depremin tetikleyeceği paniği hayal edin.
Bu fenomeni anlamak ve belki de insanları rahatlatmak için hayatın birçok gizeminin açıklaması olarak mitler yaratıldı. Atalarımız bile dünyanın yaratılışını, doğal afetleri, insanlıktaki kusurları, ölümü ve sevgiyi düşündüler.
Efsane kelimesi Yunanca kelimeden türemiştir. mitos, bu “hikaye” anlamına gelir. Mitler genellikle bilim, felsefe ve teknolojinin çok kesin olmadığı bir dönemde ortaya çıktı.
Mitler her kültürde ve ülkede mevcuttur. Çoğu kültürün kendi yaratılış efsanesi vardır. Mitlerin çoğu, öncüllerinden bağımsız olarak, tanrı benzeri niteliklere sahip tanrıların veya kahramanların istismarlarını içerir.
Pek çok mitin zamandan bağımsız bir yerde geçtiğini ve birçok anlamı olan çok sayıda sembol içerdiğini göreceksiniz. Mitleri bu kadar ilginç kılan şey budur: sembollerini çözmek.
Efsane Hikayelerine Örnekler
Mısır Mitolojisi: Ra
Ra, genellikle tüm Mısır tanrılarının en önemlisi olarak kabul edilen güneş tanrısıydı. Ra zamanın başında kaostan çıktı ve dünyayı yarattı. Ra, bir tanrı olmasının yanı sıra, Pharoah olarak da hüküm sürdü. Birçok Mısırlı yönetici, tahttaki koltuklarına güvenmek için Ra’dan geldiklerini iddia etti.
Efsaneye göre, Ra sonunda görevlerinden bıkmaya başladı. Bu, halkının hükümdar olması gerekip gerekmediğini sorgulamasına neden oldu. Ra bunu öğrendiğinde, kendisinden şüphe edenleri öldürmesi için kızı ‘Ra’nın Gözü’nü gönderdi. O öfkeyle gitti ve Ra insanlara acıdı. Onu öyle sarhoş etmesi için kandırdı ki öldürmeye devam edemedi. Bundan sonra Ra, gökyüzüne gitmek için dünyayı terk etti.
Bu efsane, insanlığın kusurlarının bir yansıması olarak yorumlanabilir.
Yunan Mitolojisi: Poseidon
Poseidon, Kronos ve Rhea’nın oğlu deniz tanrısıydı. Titanların düşüşünden sonra evren bölündüğünde denizin hükümdarı oldu. Poseidon huysuzdu ve sinirlendiğinde depremlere neden olacaktı. Yeraltı dünyasının hükümdarı Hades’i bile üzmeyi başardı. Poseidon en çok trident ile tasvir edildi ve bazen bir ata biniyordu (bazen atların yaratıcısı olduğu iddia edilir).
Doğal afetler bugün bile bizi şaşırttı. Peki eski çağlarda depremler nasıl açıklanabilirdi? Dünyayı sallayan kızgın bir tanrı bir yoldur.
İrlanda Mitolojisi: Bean Sídhe
Fasulye yavrusu, bir aile üyesi ölmek üzereyken feryat eden bir peri ruhuydu. (İngilizcede bunlara banshees diyoruz.) Fasulye, ölüme neden olmadı, ancak ölümü duyurdu veya sevdiklerini ölümün yakın olduğu konusunda uyardı, böylece hazırlanabilirlerdi. Bazıları sevdiklerine öbür dünyaya güvenle eşlik ettiğine inanıyordu.
Ölüm – yaratılış gibi – hayatın açıklanamaz yönlerinden biridir. Pek çok kültür, akıllarını bu şeylerin nasıl ve neden meydana geldiğine sarmak için mitleri kullandı.
Japon Mitolojisi: İzanagi ve İzanami
Izanagi ve Izanami, Şinto’nun yaratıcı tanrılarıdır. İzanagi ve İzanami, Japon adalarını ve deniz, rüzgar, dağ, nehir, ağaç ve pirincin tanrılarını yarattı. İzanami bir ateş tanrısı doğurduğunda, onu ölümcül bir şekilde yaktı.
Izanagi, karısının kendisine dönmesine karar verdi ve onu yeraltı dünyasında aradı. İzanami, “kara yemeği” yediği için geri dönemedi, ama tanrılara gitmesine izin vermeleri için yalvaracağını söyledi. Uzun bir süre bekledikten sonra İzanagi, onu bulmak için bir meşale yaktı ve çürüyen bedenini görünce kaçtı ve yeraltı dünyasının kapısını mühürledi. İzanami daha sonra her gün 1.000 kişiyi öldürme sözü verdi ve İzanagi onların yerine 1.500 kişi yaratacağına söz verdi.
Bu efsane bir zamanlar her şeyin nasıl ortaya çıktığını ve yaşam ve ölüm döngüsünü açıklamak için kullanılmıştı.
Maya Mitolojisi: Huracán
Huracán rüzgar ve fırtınanın tanrısıydı ve dünyanın doğal unsurlarına hükmedebilirdi. Tanrıları rahatsız eden ikinci nesli yok ederek ve mısırdan insan ırkının üçüncü ve son versiyonunu yaratarak, insanlığı yaratmaya yönelik üç girişimde büyük rol oynadı. “Kasırga” kelimesi, tanrı Huracán’dan türemiştir.
Depremler gibi, kasırgalar da genellikle tahmin edilemez. Meteorolojinin gelişinden çok önce, insanların bu fenomeni anlamalarına yardımcı olmak için Poseidon ve Huracán gibi tanrılar yaratıldı.
Mezopotamya Mitolojisi: Marduk
Marduk muhtemelen Mezopotamya mitolojisindeki en önemli tanrıydı. Marduk, eski tanrılara karşı savaşta yeni tanrılara önderlik etti. Marduk ve ordusu eski tanrıları yendi ve o yüce tanrı oldu. Bundan sonra Marduk ilk insanları olduğu gibi göğü ve yeri de yarattı. Marduk, insanların, tanrıların zamanının olmadığı işi yapacağına ve bunun karşılığında tanrıların onlara bakacağına karar verdi.
Bugün bile dünyanın kökenini tartışıyoruz. Bu efsane, bir kültürün nasıl olduğumuzu ve hayattaki amacımızı açıklama girişiminin başka bir örneğidir.
İskandinav Mitolojisi: Thor
Thor, İskandinav mitolojisinde gök gürültüsü tanrısı, baş tanrı Odin’in oğlu ve yeryüzü tanrıçası Fjorgyn’dir. Güçlü ve cesur bir savaşçı olarak Thor, hem tanrıların hem de insanların koruyucusuydu. Düşmanları öldürürken çekici Mjöllnir’den şimşek çaktı, ancak iyileştirmek ve canlandırmak için de kullanılabilirdi. Thor o kadar saygı görüyordu ki, Anglosaksonlar Roma takvimini benimsediklerinde, haftanın beşinci gününe ondan sonra ‘Perşembe’ adını verdiler.
Gök gürültüsü ve şimşek güçlü ve korkutucu olabilir. Bu yüzden, Thor’un halkını koruduğuna inanmak, muhtemelen bazı korkmuş ruhları yatıştırdı.
Roma Mitolojisi: Aşk Tanrısı
Bu hepimizin bildiği, mitolojinin büyüklüğünü gösteren bir tanesidir. Aşk tanrısı, aşk ve arzunun tanrısıydı. Venüs’ün oğluydu ve genellikle yay ve ok taşıyan kanatlı bir çocuk olarak tasvir edildi. Okları insanları bir araya getirebilir veya ayırabilir.
Bu efsane, bir kişinin neden diğerine bu kadar yoğun bir şekilde çekilebildiğini ve hatta ilişkilerin neden her zaman umduğunuz gibi gitmediğini açıklamaya çalışır. Ayrıca mitlerin yalnızca doğal olayları değil, günlük yaşamı da kapsadığını gösteriyor.
İskoç Mitolojisi: Cailleach
Cailleach, İskoç Yaylaları’nı çevreleyen dağları ve tepeleri yaratan kış tanrıçasıdır. Bazı efsaneler, onları basamak taşları olarak yarattığını söylüyor. Diğerleri, önlüğünden taşları düşürdüğünde kazara yarattığını söylüyor. Asası toprağı dondurdu ama o tohumları ilkbahar için sakladı.
Hikayesi, doğanın gücü ve güzelliğini ve mevsimlerin değişimini kapsıyor. Elbette artık bilimin faydalarına sahibiz. Ama o zamanlar böyle bir ihtişamı bir tanrının ellerine atfetmek yardımcı olabilirdi.
Düşünülecek Hikayeler
21. yüzyılda buradayız ve çoğumuz hala mitolojik hikayelerden zevk alıyoruz. Dersler üniversitelerde verilmektedir. Konuyla ilgili yazılar yazılmıştır. Gişe rekorları kıran filmler bile mitolojik hikayelerde bulunan maceraları yeniden yaşıyor. Bir anlığına, büyülü bir çekiçle halkını ölümden daha kötü kaderlerden korkusuzca koruyan bir gök gürültüsü tanrısını hayal etmek eğlenceli değil mi?
Bugün rüzgar ve yağmuru açıklamak için bir fırtına tanrısına ihtiyacımız yok. Bununla birlikte, mitlerin neden bir zamanlar yaratıldığını görebilirsiniz. Eski insanlar zihinlerini başka türlü anlayamayacakları mistik doğa eylemlerinin etrafına sarmak istediler. Belki de insanlık durumu pek değişmemiştir çünkü onlar da sevgiyi pek anlamamıştır. Belki de Aşk Tanrısının oyununu artırma zamanı gelmiştir.
Bu uzun masalları daha derinlemesine incelemek istiyorsanız, YourDictionary ayrıca Yunan mitleri ve Mısır mitlerinin daha fazla örneğini içeren makalelere de sahiptir.
Hun dövləti
Qədim hunların ərazisi və məşğuliyyəti. Hunlar türk mənşəli tayfalardan biri olmuşlar. Onlar Orxon və Selenqa çayları arasındakı ərazidə yaşamışlar. Hunların əsas məşğuliyyəti ovçuluq, sonralar isə köçəri maldarlıq olmuşdur. Ona görə də geniş otlaq sahələrinə olan ehtiyac onları daim yeni ərazilər ələ keçirməyə sövq edirdi.
İlk Hun dövlətinin meydana gəlməsi. Böyük Hun dövləti Mərkəzi Asiyada yaranmış ilk türk dövləti olmuşdur. Vahid Hun dövləti e.ə. 220-ci ildə 21 tayfanın birləşməsindən yaranmışdır. Bu tayfa ittifaqına Teoman tanhu başçılıq edirdi. «Tanhu» sözü sonralar yabqu, kağan, xaqan şəklində işlənmişdir. Teoman qüvvətli bir ordu yaradıb, Çinə hücum etmişdi. Çinlilər hunların hücumlarının qarşısını almaq üçün e.ə. 214-cü ildə Böyük Çin səddini inşa etməyə başladılar. Hunlar Çin torpaqlarını tutmuş, hətta Çin imperatoru ilə qohumluq əlaqələri də yaratmışdılar. Bu yaxınlıqdan istifadə edən çinlilər Hun ordusunun döyüş üsullarını öyrəndilər. Çünki Teoman tanhudan sonra hakimiyyətə gələn oğlu Metenin zamanında hunlar güclü süvari qoşun yaratmışdılar. Hun ordusu öz döyüş üsulları ilə məğlubedilməz sayılırdı.
Hun imperiyasının parçalanması. Çindən Mərkəzi Asiyaya və Avropaya gedən «İpək yolu»na nəzarət uğrunda hunlarla çinlilər arasında mübarizə gedirdi. E.ə. 58-ci ildə anası çinli olan şahzadə Hun hökmdarı seçildi. O, Çin dövlətinin himayəsini qəbul etmək istədi. Lakin türk qızından olan qardaşı Çiçi ona qarşı çıxdı və mərkəzi şəhəri tutub tanhu oldu. Beləliklə, Böyük Hun imperiyası iki hissəyə: qərb və şərq huni arına parçalandı.
E.ə. 36-cı ildə qərb hunları Tanrı dağlarının şimalını, İssık gölünün ətrafını, Mərkəzi Asiyanı tutub ərazilərini qərbə tərəf genişləndirdilər. Elə həmin ildə çinlilər Qərbi Hun dövlətinin paytaxtını tutdular. «İpək yolu» üzərində yerləşən şəhərlər qarət edilib dağıdıldı. Qərb hunları Ural dağlarına tərəf çəkildilər. Şərq hunları isə çinlilərin hakimiyyətini qəbul etdilər. Lakin 18 illik asılılıqdan sonra müstəqillik qazandılar. Onların bir hissəsi qərbə köç edərək qərb hunlarına qarışdılar. Bir hissəsi isə yenə Çinə tabe oldu. Bu tayfalardan çinlilər içərisində öz varlıqlarını qoruyub saxlayanlar sonralar qüdrətli Göytürk dövlətinin yaradılmasında mühüm rol oynadılar.
Din və mədəniyyət. Hunlar səma, yerüstü, yeraltı tanrılara və ruhlara inanırdılar. Ən ulu səma tanrıları Günəş və Ay tanrıları sayılırdı.
Qədim hunların inancına görə pis ruhlar yeraltı dünyanı idarə edən Yerlik tanrıya tabe idilər. Ruhlarla insanlar arasında münasibət yaradan adam şaman adlanırdı.
Hunlar dəfn zamanı ölənlərin qiymətli əşyalarını onların məzarına qoyurdular. Hun abidələrindən çoxsaylı maddi mədəniyyət nümunələri — kəmərlər, at əsləhələri və üzəri heyvan təsvirləri ilə bəzədilmiş silahlar tapılmışdır.
Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.