Press "Enter" to skip to content

TOPALOĞLU, Bekir

Nüfus kaydına göre 30 Nisan 1936 tarihinde (aslı 17 Kasım 1932) Trabzon’un o zamanlar Of ilçesine bağlı Dernekpazarı nahiyesinin Fotgene (Taşçılar) köyünde doğdu. Babası ticaretle uğraşan Hüseyin Efendi, annesi Emine Hanım’dır. Anne tarafından dedesi Muhammed Hanefi Kutluoğlu’nun (Lekur Hoca) yanında Kur’an’ı ezberledi. Ardından yine dedesinden medrese geleneğine göre Arapça, tefsir, hadis, fıkıh, kelâm ve mantık okudu. Bu suretle medrese tahsilini tamamlayıp on yedi yaşında iken icâzet aldı. 1948’de ilkokuldan mezun oldu. Trabzon’un merkez köylerinden Zankarya’da (Yeşilova) iki yıl imamlık yaptı. 1952’de İstanbul’a giderek yeni açılan İmam-Hatip Okulu’na kaydoldu ve 1959’da burayı birincilikle bitirdi. Aynı yıl yeni açılan İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’ne girdi. Bu arada Sultanahmet’teki Fîruz Ağa Camii’nde üç buçuk yıl süreyle imam-hatip olarak görev yaptı. Haziran 1958’de Kadriye Hanım’la evlendi. Bu evlilikten dört kızı oldu. Mehmet Sofuoğlu’nun danışmanlığında hazırladığı “Kur’an’da Kadın” adlı mezuniyet teziyle 1963 yılında Yüksek İslâm Enstitüsü’nden birincilikle mezun oldu. Yüksek öğrenim yıllarında talebe temsilciliği ve talebe cemiyeti başkanlığı yaptı. Yüksek İslâm Enstitüsü’nden mezuniyetinin ardından İstanbul İmam-Hatip Okulu’nda iki buçuk yıl meslek dersleri öğretmeni olarak çalışan Topaloğlu 1966’da İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nde kelâm asistanlığına tayin edildi. 1968’de İstanbul Tuzla Piyade Okulu’nda başladığı askerlik görevi iki yıl devam etti. Bu sırada garnizon içindeki caminin yapımına önemli katkılar sağladı. Terhisinin ardından 1970 yılı Mart ayında Yüksek İslâm Enstitüsü’ndeki asistanlık görevine döndü. İlgili mevzuata göre Muhammed et-Tancî’nin danışmanlığında hazırladığı İslâm Kelâmcıları ve Filozoflarına Göre Allah’ın Varlığı adlı tezini tamamlayarak kelâm öğretim üyesi unvanıyla aynı enstitüye tayin edildi. Öğretim ve telif faaliyetleriyle diğer ilmî çalışmalarının yanında enstitüde eğitim ve öğretim kalitesinin yükselmesi için de yoğun çabalar harcadı. İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nün Marmara Üniversitesi’ne bağlı İlâhiyat Fakültesi’ne dönüşmesi üzerine, daha önce hazırladığı öğretim üyeliği tezini doktora tezi olarak sundu ve ilgili mevzuat uyarınca kurulan bilim jürisinin olumlu raporuyla doktor unvanını aldı (1983). Aynı yıl kelâm ana bilim dalında yardımcı doçent, 1986’da doçent, 1988’de İslâm felsefesi, 1993’te kelâm ana bilim dalında profesör oldu. Akademik hayatı boyunca ana bilim dalı ve bölüm başkanlığı, yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. 1989 ve 2004 yıllarında hacca gitti. 14 Ekim 2002 tarihinde emekliye ayrıldı. Emeklilik sonrasında tamamen ilmî çalışmalara ve kurucuları arasında yer aldığı Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi ’nin telif ve redaksiyon işlerine yoğunlaşan Bekir Topaloğlu, başından itibaren öncü rol aldığı ansiklopedinin hazırlanması sürecinde üstlendiği İnceleme Kurulu başkanlığı görevini ölümüne kadar sürdürdü. Bu faaliyetlerinin yanında, 1998-2003 yılları arasında İmam Mâtürîdî’nin Kitâbü’t-Tevḥîd ’inin tahkik ve tercümesini yaptı. 2003-2011 arasında aynı âlimin Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân adlı tefsirinin ilmî neşrine yoğunlaştı. Bu eserin Türkçe’ye çevrilmesi çalışmalarına devam ederken 28 Şubat 2016 tarihinde evinde beyin kanaması geçirdi. 10 Mart 2016’da Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde vefat etti. Aynı gün ikindi namazını müteakip Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Çamlıca Mezarlığı’ndaki aile kabristanına defnedildi. Kadim arkadaşı Hayreddin Karaman’ın kıldırdığı cenaze namazına, aralarında çok sayıda arkadaşları ve öğrencileri ile sevenlerinin de bulunduğu büyük bir kalabalık katıldı. Birçok öğrencisi ve dostu onun vefatına tarih düşürmüş, Ahmet Karataş vefatı için şu beyti yazmıştır: Düşürdü Ahmed “âh u vâh” ile feryâd edip târîh / “Refîk oldu Bekir Hoca İmâm-ı Mâtürîdî’ye” (2016). Mütevazi ve gösterişsiz bir müslüman olarak yaşayan Bekir Topaloğlu ömrünü dinî ilimlere adamış, İslâmî kurallara ve ilkelere sıkı sıkıya bağlı bir hayat sürdürmüş, geleneksel ve çağdaş eğitimi şahsında birleştirmiş olan son dönemin müstesna din âlimlerindendir. Daha medrese tahsili sırasında hocası tarafından ders müzakerecisi ve hoca kalfası olarak görevlendirilmesi, yaşça kendisinden büyük arkadaşlarına ders vermesi seçkin bir yeteneğe sahip olduğunun işareti olarak değerlendirilebilir. Tahsil hayatında onu en çok etkileyen hocaları dedesi Kutluoğlu, İstanbul İmam-Hatip Okulu’nda ders veren Nurettin Topçu, Celâl Hoca (Celâlettin Ökten) ve Mustafa Sabri Sözeri’dir. Topaloğlu, Celâl Hoca’nın özel olarak verdiği Arapça ve İḥyâʾü ʿulûmi’d-dîn derslerine devam etmiş, Türkçe dil bilgisi ile Arapça gramerini mukayeseli bir şekilde okuyup anlamada Mustafa Sabri Sözeri’den yararlanmıştır. Fakat onun övgüyle söz ettiği ve kendisinden en çok yararlandığı hocası Yusuf Cemil Ararat’tır. Yusuf Cemil Hoca’dan 1960-1963 yıllarında bazı arkadaşlarıyla birlikte klasik Arapça ve Farsça metinlerle Câhiliye edebiyatından şiirler okumuştur. Onun ilmî şahsiyetinin oluşmasında etkili olmuş kişilerden biri de tez danışmanı Muhammed et-Tancî’dir. Bekir Topaloğlu çalışmalarında her zaman düzenli ve ilkeli olmuştur. Ders anlatırken konuları mutlaka Kur’an âyetleri ve hadislerle zenginleştirirdi. Lisans ve yüksek lisans derslerinde daha çok klasik matbu eserleri, doktorada ise yazma halindeki metinleri okutur; eski ve yeni dönem kelâm metinleri ve konuları arasında karşılaştırmalar yapardı. Derslerinde metinler çerçevesinde İslâmî ilimlere ve kelâm meselelerine yeni bakışlar yapılır, temel İslâm ilimlerinde yeni bir inşa hareketine duyulan ihtiyaç üzerinde durulurdu. Topaloğlu hocalığı süresince çok sayıda yüksek lisans ve doktora tez çalışması yönetmiş, birçok kelâm uzmanı yetiştirmiştir. Ayrıca resmî öğrencileri dışında kelâm alanında akademik çalışma yapan pek çok araştırmacı da onun birikim ve rehberliğinden yararlanmıştır. Nübüvvet konusuna ve Mâtürîdî mezhebi hakkındaki çalışmalara özel bir ilgi duyan Topaloğlu’nun önem verdiği ve bizzat uyguladığı faaliyetlerden biri de tahkik (edisyon kritik) çalışmalarıdır. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi’nde (İSAM) uygulanan tahkik projesi Topaloğlu’nun teşvikleriyle geliştirilmiş ve onun ilmî sorumluluğunda yürütülmüştür. Bekir Topaloğlu başından itibaren Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi çalışmaları içinde yer almış, ansiklopedinin Dâimî Müşâvere Heyeti başkanlığı, İSAM İdare Meclisi başkanlığı, daha sonra üyeliği, ansiklopedinin Telif ve İnceleme Kurulu başkanlığı görevlerinde bulunmuştur. Ansiklopedi için 168 madde telif etmiş, 1700 civarında maddenin ilmî redaksiyonunu yapmıştır. Bekir Topaloğlu’nun bir diğer hizmeti de “Nesil hareketi” içindeki faaliyetleridir. Dinine, vatanına hizmet edecek bir nesil oluşturup bu nesli günümüz toplumunun ilmî ve dinî ihtiyaçlarına karşılık verecek düzeyde yetiştirme fikri kendisinde daha İmam-Hatip Okulu öğrencisiyken oluşmaya başlamış, Yüksek İslâm Enstitüsü öğrenciliği ve ardından hocalık görevleri sırasında bu fikir güçlenerek devam etmiştir. 1963’te İstanbul İmam-Hatip Okulu’nda öğretmenlik görevine başlayan Bekir Topaloğlu ve onunla birlikte aynı okula atanan Hayreddin Karaman, Tayyar Altıkulaç ve Ahmet Kahraman’ın oluşturduğu arkadaş grubu İmam-Hatip Okulu menşeli ilk öğretmenler olarak kendilerini İmam-Hatip neslinin öncüleri gibi görmüşler, bunun verdiği sorumluluk anlayışıyla her bakımdan örnek bir öğretmen profili sergilemeye büyük özen göstermişlerdir. Öğrencilerden kitap okuma, halktan da Kur’an okuma grupları kurmuşlar, içlerinden İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’ne asistan olarak atananlar bu çalışmalarını orada da devam ettirmişlerdir. Genellikle Yüksek İslâm enstitüleri (daha sonra İlâhiyat fakülteleri) öğrencilerinin oluşturduğu, “hizmet nesli” diye ifade edilen grupların istifadesi için Bekir Topaloğlu imzasıyla Nesillerin El Kitabı adlı bir rehber kitapçık kaleme alınmıştır. Aslında gösterişten uzak, mütevazi ve içe dönük bir tabiata sahip olan Topaloğlu, din ilimleri alanında ciddi boşlukların bulunduğu o dönem şartlarının da etkisiyle bu tür faaliyetlerin içinde yer almanın kendisi için görev olduğunu düşünmüş, İmam-Hatip okulları ve Yüksek İslâm enstitüleri (İlâhiyat fakülteleri) etrafında yaşanan gelişmelerin izlenmesi, yönlendirilmesi, temel politikaların belirlenmesi gibi konularda faaliyet yürütenler arasında yer almıştır. Bekir Topaloğlu’nun önemle üzerinde durduğu konuların başında müslümanların Kur’an ve Sünnet’le olan irtibatı gelir. Ona göre, geçmişte olduğu gibi günümüzde de müslümanlar Kur’an’dan büyük ölçüde uzaklaşmış bulunmaktadır. Onları tekrar Kur’an’la buluşturmak müslüman ilim ve fikir adamları için öncelikli görevdir. Ancak Kur’an’a dönüş çağrısı bazı çevrelerin sünneti dışlayan söylemlerinden farklıdır. Bilgiye ulaşma yollarının sağlam duyular, doğru haber ve akıl olduğu şeklindeki geleneksel anlayışa bağlı kalan Topaloğlu, başından itibaren İslâmî bilgi geleneğinde doğru haberin Kur’an’ın yanında sünneti de içerdiğine dikkat çeker. Ona göre İslâm inancının başta gelen kaynağı olan Kur’an hem Selefiyye hem kelâmcılar tarafından ihmal edilmiş, Kur’an’ın zihnin yanı sıra kalbe de hitap eden üslûbu ve muhtevası yeterince değerlendirilmemiştir. Halbuki Kur’an’da yaratanla yaratılanlar arasında sevgiye dayalı bir ilişkiye yer verilir. Hadis mecmualarında nakledilen Resûlullah’a ait dualar da Allah’la iletişim kurma örnekleridir. Kur’an’ın hem zihne hem de kalbe hitap eden muhtevası ve mâna derinliği yanında onun lafız güzelliği, ses uyumu, secili dili, cümle örgüsü gibi edebî özellikleri de son derece etkileyicidir. Kur’an’ın bu özelliklerinin kelâmî eserlere de yansıması gerektiğini düşünen Topaloğlu’na göre bu unsurların eksik olması halinde kelâm çalışmalarında ortaya konacak söylem ya sırf felsefî bir karakter taşır veya -Gazzâlî’nin de belirttiği gibi- sadece bir cedel hüviyetine bürünüp etkileyici güçten yoksun kalır. Kelâmcılar, başlangıçta İslâm dışı inanç ve düşünce akımlarına, daha sonra da müslümanlar arasında oluşan farklı telakkilere karşı bazılarınca “cedel” diye adlandırılan bir yöntemle mücadele etmişlerdir. Buna mukabil Selef anlayışına bağlı kaldıklarını ileri sürenler ise kelâmcıların kullandığı aklî istidlâl yolundan ısrarla kaçınmış, farklı te’vil ve tefsire elverişli bulunan bazı âyetlerle önemli bir kısmının sıhhati tartışmalı olan çok sayıdaki hadisleri kullanmakla yetinmiş, geçmişlerin kavillerine sarılmışlardır. Temel ilke ve kesin hükümlerinin dışına çıkmadan İslâm dinini yeniden yorumlamak gerektiği düşüncesini benimseyen Bekir Topaloğlu klasik kelâm anlayışına bağlı bir âlim gibi gözükse de aslında Kur’an’ı ve Hz. Peygamber’in sünnetinin bütününden çıkan anlamı ve ruhu merkeze alan bir yenileşmeyi savunmuştur. Ona göre İslâm anlayışının hayata yansıyıp kurumsallaştığı dönemlerin ardından geçen uzun süre içinde İslâm toplumlarında dini anlama ve yaşama konularında önemli problemler ortaya çıkmış olup, halen devam eden bu durum İslâmî ilimlerde yenileşmeyi gerekli kılmaktadır. Bu yenilik arayışı, mevcut ilmî ve kültürel birikime karşı bir tepki oluşturmayı değil, ilimlerin insanlığa intikalinde günün şartlarına uyum sağlamayı amaçlamalıdır. Söz konusu yenilik anlayışı bir değişiklik olmayıp, temel esaslar aynı kalmakla birlikte bunların açıklanması ve yorumlanmasına ilişkin bir yenilenme şeklinde anlaşılmalıdır. Dolayısıyla burada Hıristiyanlık için uygulandığı anlamıyla bir reformdan değil yeniden inşa faaliyetinden bahsedilmektedir. Nitekim ilk dönem müctehidleri de benzer yenilikleri kendi dönemleri için yapmışlardır. Bekir Topaloğlu’nda yenilik düşüncesinin ipuçlarını Kelâm İlmi: Giriş kitabında görmek mümkündür. Söz konusu eserde kelâm ilminin mesâilinin daima aynı kalmasına karşılık bunları temellendiren vesâilin zamanın ihtiyaçlarına ve kültür yapısına bağlı olarak değişebileceği belirtilmiştir (s. 51). Son eserlerinden olan Kelâm Araştırmaları Üzerine Düşünceler ’de kelâm ilminin tanımından hareketle iman esasları yanında davranışlarla ilgili ilkelerin belirlenmesi de bu ilmin konuları arasında kabul edilmiştir. Bekir Topaloğlu tefsir ve hadisin diğer disiplinlere malzeme temin ettiğini, kelâm ve fıkhın ise dinî hayatın teorisini ve pratiğini sistemleştirdiğini kaydetmektedir. Ona göre aslında insan varlığının gönül boyutuyla ilgili olan tasavvufun da din bakımından meşruiyet taşıyan bu ilimlere ilâve edilebilmesi için ilk dönemde olduğu gibi Kur’an ve Sünnet’ten beslenen bir zühd ve takvâ hareketine dönüşmesi, ayrıca tevhid inancıyla bağdaşmayan unsurlardan ayıklanması gerekir. Topaloğlu, usûlü’d-dîn ile tasavvuf arasında anlaşmazlık konusu olarak nitelendirilebilecek hususları biri tasavvuf felsefesi, diğeri tarikatlarda kabul gören fakat inanç temelleri bakımından sakıncalar içeren telakkiler olmak üzere iki grupta toplamıştır. Ona göre kelâm ilmi temel İslâm ilimleri yanında dinler tarihi, din psikolojisi, din felsefesi, din sosyolojisi gibi din ilimleriyle, hatta astronomi, teorik fizik, biyoloji, antropoloji gibi pozitif bilimlerle de irtibat halinde olmalıdır (s. 43-61). Sonuç olarak Türkiye’de din öğretiminin kesintiye uğradığı ve Batı kültüründen üstünkörü aktarılan fikirlerle zihinlerin karmakarışık hale geldiği bir dönemde Bekir Topaloğlu gelenekle modern anlayışlar arasında köprü kurmaya çalışan ve zincirin halkalarını koparmadan düşünce geleneğimizi içinde yaşadığımız gerçeklikle uyumlu olarak devam ettirme çabası gösteren âlimlerden biridir. O, medreseden tevarüs ettiği ilimleri genç akademisyenlere aktarmak suretiyle kültür kopukluğunu onarmaya çalışmış ve kendi şahsında geleneksel öğretim yapan medrese ile modern kalıplar içinde eğitim ve öğretim hizmeti veren dinî eğitim kurumlarının bir sentezini yansıtmıştır. Eserleri. Telif. 1. Arapça Okuma ve Eski Metinler Kitabı (İstanbul 1964, 2012, 3. bs., Hayreddin Karaman’la birlikte). 2. Arapça Dilbilgisi I-IV (İstanbul 1964, 1975, 7. bs., Hayreddin Karaman’la birlikte). Bu iki eser uzun yıllar İmam-Hatip okullarında yardımcı ders kitabı olarak okutulmuştur. 3. İslâmda Kadın (İstanbul 1965, 1992, 18. bs.). Müellifin Yüksek İslâm Enstitüsü’nde hazırladığı Kur’an’da Kadın başlıklı mezuniyet tezinin geliştirilmesiyle oluşan eserin yirmiyi aşkın baskısı yapılmış, Mithat Hoxha tarafından Gruaja ne Islam adıyla Arnavutça’ya çevrilmiştir (İstanbul 1997, 2000). 4. Arapça-Türkçe Yeni Kamus (İstanbul 1966, 1985, 11. bs., Hayreddin Karaman’la birlikte). el-Muʿcemü’l-vasîṭ esas alınarak hazırlanmıştır. 5. Öze Doğru (İstanbul 1970). Daha çok müellifin Fîruz Ağa Camii’nde imamken hazırladığı hutbelerin düzenlenmesiyle ortaya çıkmış olup dinî ve sosyal konulara ilişkin duygu, seziş, görüş ve tahlillerin yer aldığı eserde İmam Gazzâlî ve Nurettin Topçu’nun da etkileri görülür. İkinci baskıdan itibaren bazı ilâvelerle birlikte Dinî Sohbetler adıyla basılmıştır (İstanbul 1982, 2008). 6. İslâm Kelâmcılarına ve Filozoflarına Göre Allah’ın Varlığı -İsbât-ı Vâcib- (Ankara 1971, 2012, 11. bs.). Yüksek İslâm Enstitüsü’deki asistanlık döneminde yapılmış tez çalışması olup daha sonra ilgili mevzuat uyarınca kurulan jüri tarafından doktora tezi olarak kabul edilmiştir. Eser Mithat Hoxha tarafından Ekzistenca e Zotit adıyla Arnavutça’ya çevrilmiştir (Prishtine 2002). 7. Cumhuriyet Devrinde Yayınlanan İslâmî Eserler Bibliyografyası (1923-1973) (Ankara 1975, Osman Öztürk’le birlikte). 8. Nesillerin El Kitabı (İstanbul 1976, 1982, 1996). 9. Kelâm İlmi: Giriş (İstanbul 1981, 2013). Kelâm ilminin konu, amaç, yöntem ve delilleriyle başlangıcından günümüze gelinceye kadar gelişim sürecine dair bir kelâm tarihidir. Orlin Sabev tarafından İslamsko bogoslovie (kelam) vavedenie adıyla Bulgarca’ya (Üsküp 2009), Mithat Hoxha tarafından Hyrje ne kelam adıyla Arnavutça’ya (Prishtine 2002) ve Sultan Murat Abzhalov tarafından İslâm Teologyası. Kırıspe adıyla Kazakça’ya (Astana 2014) çevrilmiştir. 10. İslâm Tarihinden Yapraklar (İstanbul 1982, 1986). Yeni nesillere örnek oluşturması düşüncesiyle Hz. Peygamber ve ashabın hayatından kesitlerin sunulduğu eser Mithat Hoxha tarafından Flete nga historia Islame adıyla Arnavutça’ya çevrilmiştir (Tirane 2001). 11. İslam Felsefesi’nde Kindî ve Farabî . İslâm felsefesi ana bilim dalında profesörlük takdim tezi olarak sunulmuş bir çalışmadır (İstanbul 1988). 12. İslâm’da İnanç Esasları (İstanbul 1998, 3. bs. 2002, Yusuf Şevki Yavuz ve İlyas Çelebi ile birlikte). Mithat Hoxha tarafından Bazat e Besimit ne Islam adıyla Arnavutça’ya çevrilmiştir (Prishtine 2002). 13. Allah İnancı (İstanbul 2006). Allah’ın varlığı ve sıfatlarına dair bir el kitabıdır. 14. Kur’an’dan Evrensel Mesajlar . Usûlü’d-dîne dair on beş konuda 241 âyet grubunun tercümesinden oluşmaktadır (İstanbul 2006). 15. Emâlî Şerhi (İstanbul 2008). Sirâceddin Ali b. Osman el-Ûşî’nin manzum akaid risâlesi el-Emâlî ’nin şerhi olup AmaajiHH HlapxH adıyla Kırgız Türkçesi’ne çevrilmiştir (EHirnceıc/Bişkek 2008). 16. Kelâm Terimleri Sözlüğü (İstanbul 2010, 2013, İlyas Çelebi ile birlikte). 17. İslâm Dininin Esasları (Akîde) . İlyas Çelebi, Mustafa Sinanoğlu ve M. Sait Özervarlı ile ortaklaşa kaleme alınmış olup Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi için ders kitabı olarak hazırlanmış ve Adile Tahirova tarafından Âzerî Türkçesi’ne çevrilmiştir (Bakü 2010). 18. İslâm’da İman Esasları (Ankara 2014, 2015, Yusuf Şevki Yavuz ve İlyas Çelebi ile birlikte). 19. Kelâm Araştırmaları Üzerine Düşünceler . İslâmî ilimlerin Kur’an merkezli olarak yeniden inşasını konu alan bir çalışmadır (İstanbul 2004). Tahkik. 1. Nûreddin es-Sâbûnî, el-Bidâye fî uṣûli’d-dîn (Dımaşk 1399/1979). 2. Ebû Mansûr el-Mâtürîdî, Kitâbü’t-Tevḥîd (İstanbul 2003; Beyrut 2007, Muhammed Aruçi ile birlikte). 2008 yılında İran Kültür Bakanlığı’nca düzenlenen “kitâb-ı sâl” yarışmasında yılın kitabı seçilerek ödül almıştır. 3. Ebû Mansûr el-Mâtürîdî, Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân (İstanbul 2005-2011). Farklı kişiler tarafından yapılan on altı ciltlik tahkikin ilmî kontrolü ve editörlüğü Bekir Topaloğlu tarafından gerçekleştirilmiştir. 4. Muvaffakuddin İbn Kudâme, Lümʿatü’l-iʿtiḳād (İstanbul 1414/1993; Kelâm İlmine Giriş kitabıyla birlikte basılmıştır). 5. Yûsuf b. Hilâl es-Safedî, Keşfü’l-esrâr ve hetkü’l-estâr (I-V, İstanbul-Beyrut 2019). Bahattin Dartma’nın tahkik ettiği tefsirin ilmî kontrolü ve editörlüğü Bekir Topaloğlu tarafından yapılmıştır. 6. Ebû Şekûr es-Sâlimî, et-Temhîd fî beyâni’t-tevḥîd (Ankara-Beyrut 2017). Ömür Türkmen’in tahkik ettiği eserin ilmî kontrolü ve editörlüğü Muhammed Aruçi ile birlikte Bekir Topaloğlu tarafından gerçekleştirilmiştir. Tercüme. 1. Arap Dili ve Edebiyatından Tercümeler (İstanbul 1967, Hayreddin Karaman’la birlikte). Arapça Okuma Kitabı ’nın bazı bölümlerinin tercümesidir. Eser piyasaya sürülmeyip sadece talep eden öğretmenlere gönderilmiştir. 2. İnsan, Kâinat ve Ötesi . A. Cressy Morrisson’un Man Does Not Stand Alone adlı eserinin Arapça çevirisinden yapılmıştır (İstanbul 1972, 1986, 6. bs.). 3. Kelile ve Dimne . Eserin İbnü’l-Mukaffa‘ tarafından yapılan Arapça tercümesinden çevrilmiştir (İstanbul 1978, 1990, Hayreddin Karaman’la birlikte). 4. Mâtürîdiyye Akaidi . Nûreddin es-Sâbûnî’nin biyografisiyle el-Bidâye fî uṣûli’d-dîn ’in tercümesi ve araştırma notlarından oluşmaktadır (Ankara 1979). 5. İslâm Tasavvufu Üzerine . İbn Haldûn’un Şifâʾü’s-sâʾil li-tehẕîbi’l-mesâʾil adlı eserini tahkik ve neşreden (İstanbul 1957-1958) Muhammed et-Tancî’nin bu esere yazdığı “Fi’t-Taṣavvufi’l-İslâmî” adlı mukaddimenin çevirisidir (İstanbul 2002). 6. Te’vîlâtü’l-Kur’ân’dan Tercümeler . Namaz sûreleri ile bazı sûre ve âyetlerin tercümesinden oluşmaktadır (İstanbul 2003). 7. Emâli Tercümesi . Sirâceddin Ali b. Osman el-Ûşî’nin manzum akaid risâlesi olan el-Emâlî ’nin tercümesidir (İstanbul 2007). 8. Kitâbü’t-Tevhîd Açıklamalı Tercüme (Ankara 2002; İstanbul 2013, 5. bs.). 9. Te’vîlâtü’l-Kur’ân Tercümesi (I-II, İstanbul 2015). Bekir Topaloğlu eserin I. cildiyle II. cildin yarısını tercüme etmiş, II, III ve IV. ciltlerin redaktörlüğünü yapmıştır. Eserin neşri halen (2016) Yusuf Şevki Yavuz’un editörlüğünde devam etmektedir. 1975 yılından itibaren düzenli günlük tutan Topaloğlu bir hâtırat kaleme almış olup yayımlanmamıştır.
BİBLİYOGRAFYA Bekir Topaloğlu, Kelâm İlmi: Giriş , İstanbul 1981, s. 36-40, 51, 84. a.mlf., Kelâm Araştırmaları Üzerine Düşünceler , İstanbul 2004, s. 5-8, 43-61. Mehmet Yahya Kutluoğlu, Topal Hoca (Hacı Lekur) , İstanbul 2004, s. 78, 84-85. a.mlf., Seksen Yıl Nasıl Geçti? , İstanbul 2013, s. 27-31. a.mlf., Yolumuzu Aydınlatanlar: İstanbul’un Meşhur Ulemâ, Evliyâ ve Mürşidleri , İstanbul, ts. (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları), s. 432-435. İlyas Çelebi, “Bekir Topaloğlu”, Çağdaş İslâm Düşünürleri (ed. Cağfer Karadaş), İstanbul 2007, s. 347-371. a.mlf., “Bekir Topaloğlu: Kur’an ve Kelâm Araştırmalarına Adanmış Bir Ömür”, MÜİFD , sy. 27 (2004), s. 5-24. Hayreddin Karaman, Bir Varmış Bir Yokmuş: Hayatım ve Hatıralar , İstanbul 2008, I, 287-310; II, 15-94, 281-284. Mustafa Öz, Yılların Özü , İstanbul 2008, s. 141. Mustafa Öcal, Tanıkların Dilinden Cumhuriyet Dönemi Din Eğitimi ve Dinî Hayatı , İstanbul 2008, II, 79-81, 255-348. Haşim Albayrak, Oflu Hoca Kavramını Oluşturan Din Adamları , İstanbul 2008, s. 121-123. İsmail Karaçam, Kur’an Kursundan İlahiyata Din Hizmetinde Bir Ömür: Hatıralar , İstanbul 2009, s. 198. Tayyar Altıkulaç, Zorlukları Aşarken , İstanbul 2011, I, 118-119, 135, 149, 484-485; II, 721; III, 1113, 1123, 1133-1138. İsmail Kara, “Bekir Topaloğlu Hoca İçin Rahmet Kayıtları”, Derin Tarih , sy. 49, İstanbul 2016, s. 52-57.

Kelam İlmine Giriş – Bekir Topaloğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kelam İlmine Giriş kimin eseri? Kelam İlmine Giriş kitabının yazarı kimdir? Kelam İlmine Giriş konusu ve anafikri nedir? Kelam İlmine Giriş kitabı ne anlatıyor? Kelam İlmine Giriş PDF indirme linki var mı? Kelam İlmine Giriş kitabının yazarı Bekir Topaloğlu kimdir? İşte Kelam İlmine Giriş kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi.

15 Mart 2022 20:00 Kitap

Kitap Künyesi

Yayın Evi: Damla Yayınevi

İSBN: 9789753810708

Sayfa Sayısı: 416

Kelam İlmine Giriş Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İlahiyat Fakültelerinde ders kitabı olarak okutulan Kelam İlmi hükümler, deliller, metodlar, itikadi mezhepler, bid’atlar ve batıl mezheplerle alakalı ilmi konuların akademik seviyede işlenmesinden oluşmaktadır.Kitabın son bölümüne Osmanlı-İran münasebetleri esnasında hazırlanan Sünni-şii ittifakına doğru bölümü ve Lümatül İtikadın arapçası ilave edilmiştir.

Kelam İlmine Giriş Alıntıları – Sözleri

  • Kur’an’ın hem akla hem de kalbe hitap eden etkili beyanları ve kesin delilleri muhatabın durumuna göre kullanılmalıdır.
  • Binaenaleyh en selâmetli yol başta aczini kabullenmektir.
  • Kabul etmeliyiz ki din sadece akla ve kuru mantığa hitap eden bir müessese değildir.
  • İnsanlar bilmediklerinin düşmanıdır.
  • Yapılan araştırmalar dünya müslümanlarının en az %91’inin Sünnî, Sünnîler’in de %53’ünün Hanefî olduğunu tesbit etmiştir.
  • Avamdan olan kimseler müteşâbih lafızları başka bir dilin kelimeleriyle tefsir etmemeli
  • Mümine kâfir diyenin küfründen endişe edilir.
  • Fıkıhta uyguladığı yöntemden de anlaşılacağı üzere Ebû Hanîfe akla önem veren bir şahsiyettir.
  • Mâtürîdîler’e göre dinî bir tebliğ olmasa bile insan, aklıyla Allah’ı idrak eder, Eş’arîler’e göre idrak edemez.
  • İtikadî hükümler zamana, mekâna veya hitap ettiği fertlere göre değişmeyip daima sabit kalır. Binaenaleyh bütün peygamberler iman esaslarında müttefik olmuştur.
  • En büyük muvaffakiyet Allah rızasına nail olmaktır.
  • Aklî bir fırka olan Mu’tezile’nin eski Yunan felsefesi ve yabancı kültürlerden etkilendiği kabul edilmektedir.
  • “Düğüm bağlamak, düğümlemek” mânasındaki akd kökünden türeyen akîde “gönülden bağlanılan, kesinlikle karar verilen, düğüm atmışcasına kesinlikle inanılan şey” demektir.
  • . akîde, sağlam ve kuvvetli olduğu takdirde her iyiliğin kaynağını teşkil eder, zayıflayıp bozulduğu takdirde de her türlü kötülüğün menşei haline gelir.
  • “Dinin kendisiyle bilinebileceği iki esas vardır, biri nakil diğeri de akıldır” “İnsana aklını kullanmaktan vazgeçmeyi telkin eden şeytanî vesveseden başka bir şey değildir çünkü şeytan kişiyi aklının semeresinden caydırmak ister”

Kelam İlmine Giriş İncelemesi – Şahsi Yorumlar

Kelam İlmine Giriş PDF indirme linki var mı?

Bekir Topaloğlu – Kelam İlmine Giriş kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kelam İlmine Giriş PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Bekir Topaloğlu Kimdir?

1936 yılında Trabzon Çaykara’da (Dernek Pazarı) doğdu . Dedesi Mehmet Hanefi Kutluoğlu’ndan hıfzını bitirdikten sonra tecvid okuyup tashih-i huruf yaptı. Aynı yerde ilk öğrenimiyle birlikte dedesinden Arapça ve dini ilimler tahsil etti, medrese geleneğine göre şer’i ilimlerden icazet aldı. Bir yıl dedesinin yanında müderris kalfalığı yaptıktan sonra iki yıl kadar Trabzon’un bir merkez köyünde imam-hatiplik yaptı.

1952 yılında İstanbul İmam-Hatip Okulu’na girdi, 1959’da mezun oldu. Bu öğrenciliği sırasında Diyanet İşleri Başkanlığı merkezinde açılan vaizlik imtihanını kazanarak İstanbul’un muhtelif camilerinde, üç Ramazan da Manisa-Saruhanlı’da fahri vaizlik yaptı. 1959-1963 yılları arasında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nde yüksek öğrenimini bitirdi. Bu öğrenciliği sırasında da imam-hatiplik görevi yaptı.

1963-1966 yılları arasında İstanbul İmam Hatip Okulu meslek dersleri öğretmenliği yaptı. Bu arada ilk eseri olan “İslâm’da Kadın” kitabını yazdı. 1966 yılı başında mezun olduğu Yüksek İslam Enstitüsü’ne Kelâm asistanı oldu. Aslen Faslı olup sonradan Türk vatandaşlığına alınan Prof. Muhammed Tanci idaresinde “İslam Kelâmcıları ve Filozoflarına Göre Allah’ın Varlığı” adlı tezini hazırladı. Bir taraftan da derslerini Arapça takrir eden hocasının tercümanlığını yaptı. İki yıllık yedek-subaylık görevinden sonra 1971 yılında tezini vererek İstanbul Yüksek İslam Ensitüsü Kelâm öğretmenliğine atandı. Buradaki görevi sırasında eğitim-öğretim çalışmaları yanı sıra çeşitli eserler yayımladı, branşında asistanlar yetiştirdi, yurt içinde ve yurt dışında seminer, kurs ve ilmi kongrelerde görev aldı, konferanslar verdi.

İstanbul Yüksek İslam Ensitüsü’nün Marmara Üniversitesine bağlı İlâhiyat Fakültesi haline getirilmesinden sonra Topaloğlu, bu fakültede 1983 yılında doktor unvanını aldı ve aynı yıl yardımcı doçent, 1986 yılında da doçent oldu. Yüksek öğretim kurumundaki görev süresi fazla olduğundan “süre şartı”ndan muaf tutulan Topaloğlu 1988 yılında, önce kadro imkansızlığı sebebiyle İslâm Felsefesi anabilim dalında, 1993 yılında da Kelâm anabilim dalında profesör oldu. Bir süre aynı fakültede bölüm başkanlığı da yaptı.

Ekim 2002 emekli olan Bekir Topaloğlu halen Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisinde İnceleme Kurulu Başkanlığı, Kelâm-Mezhepler Tarihi ilim heyeti başkanlığı ile te’lif ve redaksiyon görevlerini yürütmektedir.

Bekir Topaloğlu Kitapları – Eserleri

  • İslam’da İnanç Esasları
  • Kelam İlmine Giriş
  • Emali Şerhi
  • İslam’da Kadın
  • İslam’da İman Esasları
  • Allah İnancı
  • İslam Kelamcılarına ve Filozoflara Göre Allah’ın Varlığı
  • Kelam Terimleri Sözlüğü
  • Günlerim Böyle Geçti
  • İslam Tarihinden Yapraklar
  • Kur’an’dan Evrensel Mesajlar
  • Kelam Araştırmaları Üzerine Düşünceler
  • Nesillerin El Kitabı
  • Dini Sohbetler
  • İslam Tasavvufu Üzerine

Bekir Topaloğlu Alıntıları – Sözleri

  • “İnsanlık câmiasının yaşadığı son iki asırlık seküler hayat tecrübesi, peygamberlerin getirdiği bilgiler benimsenip uygulanmadıkça dünyada mutlu ve huzurlu bir toplum inşa etmenin mümkün olmadığını kanıtlamaktadır.” (İslam’da İman Esasları)
  • “Allah Teâlâ’nın doksan dokuz ismi vardır. Bunları sayan cennete girecektir.” Hadisin metninde yer alan ve “saymak” şeklinde tercüme edilen “ihsâ” kökü üzerinde çeşitli yorumlar yapılmıştır: Esmâ-i hüsnâyi saymak, ezberlemek, kaynaklarından derlemek, bunların gereği ile amel etmek, mânalarını düşünmek gibi. Nasıl mâna verirsek verelim, kişinin cennete girmesine vesile olacak ameliye içinde esmâ-i hüsnâya gönülden bağlanmak, mânalarını düşünmek, davranışlarına ona göre yön vermek hedefleri mutlaka bulunmalıdır. Allah’ın basî (gören), semí (işiten) olduğuna gönülden bağlanan insan elini ve dilini kötülükten alıkoyar. O’nun rahmân-rahîm (esirgeyen-bağışlayan), tevvâb (tövbeleri kabul eden) olduğuna inanan günahkâr, rahmetinden ümit kesmez. (İslam’da İnanç Esasları)
  • Onlar Kur’an’ı inceleyip düşünmezler mi hiç? Yoksa kalplerinin üzerinde kat kat kilitler mi vardır? (Muhammed/24) (Kur’an’dan Evrensel Mesajlar)
  • Görüyorsun ya, dünyada mutlak olarak kötü bir şey yoktur. Kötü, buna nispetle kötüdür. Sonra şunu da bil ki, Âlemde hiçbir zehir yahut şeker yoktur ki birine ayak, öbürüne ayak bağı olmasın! Evet. Birine ayak olur, öbürüne bukağı. Birisine zehirdir, öbürüne şeker gibi tatlı! Yılanın zehiri, yılana hayattır, insana ise ölüm. Rûmî / Mesnevî (İslam’da İman Esasları)
  • Hz. Âişe validemiz Resûlüllah (s.a.) ile yolda yarışır, bâzen o, Resûlüllah’ı geçer, bâzen de Hz. Peygamber yarışmayı kazanırdı. (İslam’da Kadın)
  • Sûfiyyeye göre Allah Teâlâ’yı bilmek başka, tanımak başkadır. Akıl oyunları ancak istidlal yoluyla dolaylı bir şekilde bilir. Kalp ise keşif ve ilham yoluyla O’nu müşahede etmiş gibi tanır. (İslam’da İnanç Esasları)
  • Kafire karşı Elif gibi dimdik Allah’a karşı Vav gibi eğilirim. (Dini Sohbetler)
  • lzâfi bir değer taşıyan zaman halden hale geçen ve değişikliğe mâruz kalan varlıklar için söz konusudur. Değişimden münezzeh olan Allah’a zaman kavramının nisbet edilmesi imkânsızdır. O, ezelî ve ebedîdir, yani zamanın hem geçmişi hem de geleceğine ait parçalarından ve ânlardan yüce ve berîdir, zaman üstüdür. (Emali Şerhi)
  • Aslında Allah’ın varlığı,aklı yerinde olan ve onu kullanmak isteyenler için nasıl doğalsa, birliği de doğal ve kaçınılmaz bir gerçektir. (Allah İnancı)
  • İnkâr ya bir tefekkür sakatlığından veya bir irade zaafından doğar. Uçsuz bucaksız kâinat ve kâinat ötesinin bilinmeyen binlerce meselesinin yanında bir meselesini bilen -veya bildiğini sanan- bazı kimseler ilimlerine mağrur olmuşlar, kendi bildiklerinin dışında bir gerçeğin bulunmadığı vehmine kapılmışlar. Tutuşturabildikleri bir kibrit çöpü ile bir kıtayı aydınlattıklarını sanmışlar, ellerindeki basit el fenerinin aydınlığı ile bütün kâinatı gördüklerine inanmışlar. (İslam’da İnanç Esasları)
  • “De ki: işte benim yolum. Ben insanları körü körüne değil şuurla ve basiretle Allah’a davet ediyorum. Ben de bana uyanlar da böyleyiz.” Yûsuf 12/108 (İslam’da İnanç Esasları)
  • Onun birliğini ifade eden ayetler,varlığını belirten ayetlerden çoktur peki neden böyledir? Çünkü tanrının Birliği sonucuna ulaşmak, bu sonuca hem inanç ve düşünce hem de ibadet ve duygularda sadık kalmak, O’nun varlığını benimsemekten daha zor görünmektedir. Başka bir ifade ile tanrının varlığı daha çok aklın işlevi olduğu halde, Birliği akıl ile birlikte ve ondan daha çok iradenin eğitimine ve duygu hayatının geliştirilmesine bağlıdır. (Allah İnancı)
  • الحكمة في مخلقات الله عز و جل (İslam Kelamcılarına ve Filozoflara Göre Allah’ın Varlığı)
  • “Bilmek başka şey, inanmak başka şeydir”. Bilmek zihnin fonksiyonudur. İnanmak zihni fonksiyona iradenin de katılmasıdır.İman bilgi ile sevginin bir araya gelmesinden doğar. (İslam’da İnanç Esasları)
  • Cunku selim bir fitratla yaratilan insan normal olarak Yaratanini tanir.Buna ancak gaflet,kibir ve inat gibi arizi bazi haller mani olabilir.. (İslam Kelamcılarına ve Filozoflara Göre Allah’ın Varlığı)
  • Avamdan olan kimseler müteşâbih lafızları başka bir dilin kelimeleriyle tefsir etmemeli (Kelam İlmine Giriş)
  • Kâinatı yaratan, yöneten, geliştirip devam ettiren şüphe yok ki Allah’tır. Göklerin ve yerin hâkimiyeti ve tasarrufu O’na aittir. (Emali Şerhi)
  • Allah’ın hor kıldığını aziz kılacak kimse yoktur. (Hac/18) (Kur’an’dan Evrensel Mesajlar)
  • İslâm anlayışına göre kadın, kötülük için yaratılmış şeytani bir varlık değildir. Bilakis kadın İslâm’a ilk inanan, Íslâm uğrunda ilk şehit olan muhterem insandır. Cennet annelerin ayakları altındadır. (İslam’da Kadın)
  • Allahım! Bize hakkı hak olarak göster ve ona uymayı nasip et, Bâtılı da bâtıl olarak göster ve ondan kaçınmayı müyesser kıl! (Emali Şerhi)

TOPALOĞLU, Bekir

İLYAS ÇELEBİ, “TOPALOĞLU, Bekir”, TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/topaloglu-bekir (13.03.2023).

Kopyalama metni

Nüfus kaydına göre 30 Nisan 1936 tarihinde (aslı 17 Kasım 1932) Trabzon’un o zamanlar Of ilçesine bağlı Dernekpazarı nahiyesinin Fotgene (Taşçılar) köyünde doğdu. Babası ticaretle uğraşan Hüseyin Efendi, annesi Emine Hanım’dır. Anne tarafından dedesi Muhammed Hanefi Kutluoğlu’nun (Lekur Hoca) yanında Kur’an’ı ezberledi. Ardından yine dedesinden medrese geleneğine göre Arapça, tefsir, hadis, fıkıh, kelâm ve mantık okudu. Bu suretle medrese tahsilini tamamlayıp on yedi yaşında iken icâzet aldı. 1948’de ilkokuldan mezun oldu. Trabzon’un merkez köylerinden Zankarya’da (Yeşilova) iki yıl imamlık yaptı. 1952’de İstanbul’a giderek yeni açılan İmam-Hatip Okulu’na kaydoldu ve 1959’da burayı birincilikle bitirdi. Aynı yıl yeni açılan İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’ne girdi. Bu arada Sultanahmet’teki Fîruz Ağa Camii’nde üç buçuk yıl süreyle imam-hatip olarak görev yaptı. Haziran 1958’de Kadriye Hanım’la evlendi. Bu evlilikten dört kızı oldu. Mehmet Sofuoğlu’nun danışmanlığında hazırladığı “Kur’an’da Kadın” adlı mezuniyet teziyle 1963 yılında Yüksek İslâm Enstitüsü’nden birincilikle mezun oldu. Yüksek öğrenim yıllarında talebe temsilciliği ve talebe cemiyeti başkanlığı yaptı. Yüksek İslâm Enstitüsü’nden mezuniyetinin ardından İstanbul İmam-Hatip Okulu’nda iki buçuk yıl meslek dersleri öğretmeni olarak çalışan Topaloğlu 1966’da İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nde kelâm asistanlığına tayin edildi. 1968’de İstanbul Tuzla Piyade Okulu’nda başladığı askerlik görevi iki yıl devam etti. Bu sırada garnizon içindeki caminin yapımına önemli katkılar sağladı. Terhisinin ardından 1970 yılı Mart ayında Yüksek İslâm Enstitüsü’ndeki asistanlık görevine döndü. İlgili mevzuata göre Muhammed et-Tancî’nin danışmanlığında hazırladığı İslâm Kelâmcıları ve Filozoflarına Göre Allah’ın Varlığı adlı tezini tamamlayarak kelâm öğretim üyesi unvanıyla aynı enstitüye tayin edildi. Öğretim ve telif faaliyetleriyle diğer ilmî çalışmalarının yanında enstitüde eğitim ve öğretim kalitesinin yükselmesi için de yoğun çabalar harcadı. İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nün Marmara Üniversitesi’ne bağlı İlâhiyat Fakültesi’ne dönüşmesi üzerine, daha önce hazırladığı öğretim üyeliği tezini doktora tezi olarak sundu ve ilgili mevzuat uyarınca kurulan bilim jürisinin olumlu raporuyla doktor unvanını aldı (1983). Aynı yıl kelâm ana bilim dalında yardımcı doçent, 1986’da doçent, 1988’de İslâm felsefesi, 1993’te kelâm ana bilim dalında profesör oldu. Akademik hayatı boyunca ana bilim dalı ve bölüm başkanlığı, yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. 1989 ve 2004 yıllarında hacca gitti. 14 Ekim 2002 tarihinde emekliye ayrıldı. Emeklilik sonrasında tamamen ilmî çalışmalara ve kurucuları arasında yer aldığı Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi ’nin telif ve redaksiyon işlerine yoğunlaşan Bekir Topaloğlu, başından itibaren öncü rol aldığı ansiklopedinin hazırlanması sürecinde üstlendiği İnceleme Kurulu başkanlığı görevini ölümüne kadar sürdürdü. Bu faaliyetlerinin yanında, 1998-2003 yılları arasında İmam Mâtürîdî’nin Kitâbü’t-Tevḥîd ’inin tahkik ve tercümesini yaptı. 2003-2011 arasında aynı âlimin Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân adlı tefsirinin ilmî neşrine yoğunlaştı. Bu eserin Türkçe’ye çevrilmesi çalışmalarına devam ederken 28 Şubat 2016 tarihinde evinde beyin kanaması geçirdi. 10 Mart 2016’da Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde vefat etti. Aynı gün ikindi namazını müteakip Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Çamlıca Mezarlığı’ndaki aile kabristanına defnedildi. Kadim arkadaşı Hayreddin Karaman’ın kıldırdığı cenaze namazına, aralarında çok sayıda arkadaşları ve öğrencileri ile sevenlerinin de bulunduğu büyük bir kalabalık katıldı. Birçok öğrencisi ve dostu onun vefatına tarih düşürmüş, Ahmet Karataş vefatı için şu beyti yazmıştır: Düşürdü Ahmed “âh u vâh” ile feryâd edip târîh / “Refîk oldu Bekir Hoca İmâm-ı Mâtürîdî’ye” (2016). Mütevazi ve gösterişsiz bir müslüman olarak yaşayan Bekir Topaloğlu ömrünü dinî ilimlere adamış, İslâmî kurallara ve ilkelere sıkı sıkıya bağlı bir hayat sürdürmüş, geleneksel ve çağdaş eğitimi şahsında birleştirmiş olan son dönemin müstesna din âlimlerindendir. Daha medrese tahsili sırasında hocası tarafından ders müzakerecisi ve hoca kalfası olarak görevlendirilmesi, yaşça kendisinden büyük arkadaşlarına ders vermesi seçkin bir yeteneğe sahip olduğunun işareti olarak değerlendirilebilir. Tahsil hayatında onu en çok etkileyen hocaları dedesi Kutluoğlu, İstanbul İmam-Hatip Okulu’nda ders veren Nurettin Topçu, Celâl Hoca (Celâlettin Ökten) ve Mustafa Sabri Sözeri’dir. Topaloğlu, Celâl Hoca’nın özel olarak verdiği Arapça ve İḥyâʾü ʿulûmi’d-dîn derslerine devam etmiş, Türkçe dil bilgisi ile Arapça gramerini mukayeseli bir şekilde okuyup anlamada Mustafa Sabri Sözeri’den yararlanmıştır. Fakat onun övgüyle söz ettiği ve kendisinden en çok yararlandığı hocası Yusuf Cemil Ararat’tır. Yusuf Cemil Hoca’dan 1960-1963 yıllarında bazı arkadaşlarıyla birlikte klasik Arapça ve Farsça metinlerle Câhiliye edebiyatından şiirler okumuştur. Onun ilmî şahsiyetinin oluşmasında etkili olmuş kişilerden biri de tez danışmanı Muhammed et-Tancî’dir. Bekir Topaloğlu çalışmalarında her zaman düzenli ve ilkeli olmuştur. Ders anlatırken konuları mutlaka Kur’an âyetleri ve hadislerle zenginleştirirdi. Lisans ve yüksek lisans derslerinde daha çok klasik matbu eserleri, doktorada ise yazma halindeki metinleri okutur; eski ve yeni dönem kelâm metinleri ve konuları arasında karşılaştırmalar yapardı. Derslerinde metinler çerçevesinde İslâmî ilimlere ve kelâm meselelerine yeni bakışlar yapılır, temel İslâm ilimlerinde yeni bir inşa hareketine duyulan ihtiyaç üzerinde durulurdu. Topaloğlu hocalığı süresince çok sayıda yüksek lisans ve doktora tez çalışması yönetmiş, birçok kelâm uzmanı yetiştirmiştir. Ayrıca resmî öğrencileri dışında kelâm alanında akademik çalışma yapan pek çok araştırmacı da onun birikim ve rehberliğinden yararlanmıştır. Nübüvvet konusuna ve Mâtürîdî mezhebi hakkındaki çalışmalara özel bir ilgi duyan Topaloğlu’nun önem verdiği ve bizzat uyguladığı faaliyetlerden biri de tahkik (edisyon kritik) çalışmalarıdır. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi’nde (İSAM) uygulanan tahkik projesi Topaloğlu’nun teşvikleriyle geliştirilmiş ve onun ilmî sorumluluğunda yürütülmüştür. Bekir Topaloğlu başından itibaren Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi çalışmaları içinde yer almış, ansiklopedinin Dâimî Müşâvere Heyeti başkanlığı, İSAM İdare Meclisi başkanlığı, daha sonra üyeliği, ansiklopedinin Telif ve İnceleme Kurulu başkanlığı görevlerinde bulunmuştur. Ansiklopedi için 168 madde telif etmiş, 1700 civarında maddenin ilmî redaksiyonunu yapmıştır. Bekir Topaloğlu’nun bir diğer hizmeti de “Nesil hareketi” içindeki faaliyetleridir. Dinine, vatanına hizmet edecek bir nesil oluşturup bu nesli günümüz toplumunun ilmî ve dinî ihtiyaçlarına karşılık verecek düzeyde yetiştirme fikri kendisinde daha İmam-Hatip Okulu öğrencisiyken oluşmaya başlamış, Yüksek İslâm Enstitüsü öğrenciliği ve ardından hocalık görevleri sırasında bu fikir güçlenerek devam etmiştir. 1963’te İstanbul İmam-Hatip Okulu’nda öğretmenlik görevine başlayan Bekir Topaloğlu ve onunla birlikte aynı okula atanan Hayreddin Karaman, Tayyar Altıkulaç ve Ahmet Kahraman’ın oluşturduğu arkadaş grubu İmam-Hatip Okulu menşeli ilk öğretmenler olarak kendilerini İmam-Hatip neslinin öncüleri gibi görmüşler, bunun verdiği sorumluluk anlayışıyla her bakımdan örnek bir öğretmen profili sergilemeye büyük özen göstermişlerdir. Öğrencilerden kitap okuma, halktan da Kur’an okuma grupları kurmuşlar, içlerinden İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’ne asistan olarak atananlar bu çalışmalarını orada da devam ettirmişlerdir. Genellikle Yüksek İslâm enstitüleri (daha sonra İlâhiyat fakülteleri) öğrencilerinin oluşturduğu, “hizmet nesli” diye ifade edilen grupların istifadesi için Bekir Topaloğlu imzasıyla Nesillerin El Kitabı adlı bir rehber kitapçık kaleme alınmıştır. Aslında gösterişten uzak, mütevazi ve içe dönük bir tabiata sahip olan Topaloğlu, din ilimleri alanında ciddi boşlukların bulunduğu o dönem şartlarının da etkisiyle bu tür faaliyetlerin içinde yer almanın kendisi için görev olduğunu düşünmüş, İmam-Hatip okulları ve Yüksek İslâm enstitüleri (İlâhiyat fakülteleri) etrafında yaşanan gelişmelerin izlenmesi, yönlendirilmesi, temel politikaların belirlenmesi gibi konularda faaliyet yürütenler arasında yer almıştır. Bekir Topaloğlu’nun önemle üzerinde durduğu konuların başında müslümanların Kur’an ve Sünnet’le olan irtibatı gelir. Ona göre, geçmişte olduğu gibi günümüzde de müslümanlar Kur’an’dan büyük ölçüde uzaklaşmış bulunmaktadır. Onları tekrar Kur’an’la buluşturmak müslüman ilim ve fikir adamları için öncelikli görevdir. Ancak Kur’an’a dönüş çağrısı bazı çevrelerin sünneti dışlayan söylemlerinden farklıdır. Bilgiye ulaşma yollarının sağlam duyular, doğru haber ve akıl olduğu şeklindeki geleneksel anlayışa bağlı kalan Topaloğlu, başından itibaren İslâmî bilgi geleneğinde doğru haberin Kur’an’ın yanında sünneti de içerdiğine dikkat çeker. Ona göre İslâm inancının başta gelen kaynağı olan Kur’an hem Selefiyye hem kelâmcılar tarafından ihmal edilmiş, Kur’an’ın zihnin yanı sıra kalbe de hitap eden üslûbu ve muhtevası yeterince değerlendirilmemiştir. Halbuki Kur’an’da yaratanla yaratılanlar arasında sevgiye dayalı bir ilişkiye yer verilir. Hadis mecmualarında nakledilen Resûlullah’a ait dualar da Allah’la iletişim kurma örnekleridir. Kur’an’ın hem zihne hem de kalbe hitap eden muhtevası ve mâna derinliği yanında onun lafız güzelliği, ses uyumu, secili dili, cümle örgüsü gibi edebî özellikleri de son derece etkileyicidir. Kur’an’ın bu özelliklerinin kelâmî eserlere de yansıması gerektiğini düşünen Topaloğlu’na göre bu unsurların eksik olması halinde kelâm çalışmalarında ortaya konacak söylem ya sırf felsefî bir karakter taşır veya -Gazzâlî’nin de belirttiği gibi- sadece bir cedel hüviyetine bürünüp etkileyici güçten yoksun kalır. Kelâmcılar, başlangıçta İslâm dışı inanç ve düşünce akımlarına, daha sonra da müslümanlar arasında oluşan farklı telakkilere karşı bazılarınca “cedel” diye adlandırılan bir yöntemle mücadele etmişlerdir. Buna mukabil Selef anlayışına bağlı kaldıklarını ileri sürenler ise kelâmcıların kullandığı aklî istidlâl yolundan ısrarla kaçınmış, farklı te’vil ve tefsire elverişli bulunan bazı âyetlerle önemli bir kısmının sıhhati tartışmalı olan çok sayıdaki hadisleri kullanmakla yetinmiş, geçmişlerin kavillerine sarılmışlardır. Temel ilke ve kesin hükümlerinin dışına çıkmadan İslâm dinini yeniden yorumlamak gerektiği düşüncesini benimseyen Bekir Topaloğlu klasik kelâm anlayışına bağlı bir âlim gibi gözükse de aslında Kur’an’ı ve Hz. Peygamber’in sünnetinin bütününden çıkan anlamı ve ruhu merkeze alan bir yenileşmeyi savunmuştur. Ona göre İslâm anlayışının hayata yansıyıp kurumsallaştığı dönemlerin ardından geçen uzun süre içinde İslâm toplumlarında dini anlama ve yaşama konularında önemli problemler ortaya çıkmış olup, halen devam eden bu durum İslâmî ilimlerde yenileşmeyi gerekli kılmaktadır. Bu yenilik arayışı, mevcut ilmî ve kültürel birikime karşı bir tepki oluşturmayı değil, ilimlerin insanlığa intikalinde günün şartlarına uyum sağlamayı amaçlamalıdır. Söz konusu yenilik anlayışı bir değişiklik olmayıp, temel esaslar aynı kalmakla birlikte bunların açıklanması ve yorumlanmasına ilişkin bir yenilenme şeklinde anlaşılmalıdır. Dolayısıyla burada Hıristiyanlık için uygulandığı anlamıyla bir reformdan değil yeniden inşa faaliyetinden bahsedilmektedir. Nitekim ilk dönem müctehidleri de benzer yenilikleri kendi dönemleri için yapmışlardır. Bekir Topaloğlu’nda yenilik düşüncesinin ipuçlarını Kelâm İlmi: Giriş kitabında görmek mümkündür. Söz konusu eserde kelâm ilminin mesâilinin daima aynı kalmasına karşılık bunları temellendiren vesâilin zamanın ihtiyaçlarına ve kültür yapısına bağlı olarak değişebileceği belirtilmiştir (s. 51). Son eserlerinden olan Kelâm Araştırmaları Üzerine Düşünceler ’de kelâm ilminin tanımından hareketle iman esasları yanında davranışlarla ilgili ilkelerin belirlenmesi de bu ilmin konuları arasında kabul edilmiştir. Bekir Topaloğlu tefsir ve hadisin diğer disiplinlere malzeme temin ettiğini, kelâm ve fıkhın ise dinî hayatın teorisini ve pratiğini sistemleştirdiğini kaydetmektedir. Ona göre aslında insan varlığının gönül boyutuyla ilgili olan tasavvufun da din bakımından meşruiyet taşıyan bu ilimlere ilâve edilebilmesi için ilk dönemde olduğu gibi Kur’an ve Sünnet’ten beslenen bir zühd ve takvâ hareketine dönüşmesi, ayrıca tevhid inancıyla bağdaşmayan unsurlardan ayıklanması gerekir. Topaloğlu, usûlü’d-dîn ile tasavvuf arasında anlaşmazlık konusu olarak nitelendirilebilecek hususları biri tasavvuf felsefesi, diğeri tarikatlarda kabul gören fakat inanç temelleri bakımından sakıncalar içeren telakkiler olmak üzere iki grupta toplamıştır. Ona göre kelâm ilmi temel İslâm ilimleri yanında dinler tarihi, din psikolojisi, din felsefesi, din sosyolojisi gibi din ilimleriyle, hatta astronomi, teorik fizik, biyoloji, antropoloji gibi pozitif bilimlerle de irtibat halinde olmalıdır (s. 43-61). Sonuç olarak Türkiye’de din öğretiminin kesintiye uğradığı ve Batı kültüründen üstünkörü aktarılan fikirlerle zihinlerin karmakarışık hale geldiği bir dönemde Bekir Topaloğlu gelenekle modern anlayışlar arasında köprü kurmaya çalışan ve zincirin halkalarını koparmadan düşünce geleneğimizi içinde yaşadığımız gerçeklikle uyumlu olarak devam ettirme çabası gösteren âlimlerden biridir. O, medreseden tevarüs ettiği ilimleri genç akademisyenlere aktarmak suretiyle kültür kopukluğunu onarmaya çalışmış ve kendi şahsında geleneksel öğretim yapan medrese ile modern kalıplar içinde eğitim ve öğretim hizmeti veren dinî eğitim kurumlarının bir sentezini yansıtmıştır. Eserleri. Telif. 1. Arapça Okuma ve Eski Metinler Kitabı (İstanbul 1964, 2012, 3. bs., Hayreddin Karaman’la birlikte). 2. Arapça Dilbilgisi I-IV (İstanbul 1964, 1975, 7. bs., Hayreddin Karaman’la birlikte). Bu iki eser uzun yıllar İmam-Hatip okullarında yardımcı ders kitabı olarak okutulmuştur. 3. İslâmda Kadın (İstanbul 1965, 1992, 18. bs.). Müellifin Yüksek İslâm Enstitüsü’nde hazırladığı Kur’an’da Kadın başlıklı mezuniyet tezinin geliştirilmesiyle oluşan eserin yirmiyi aşkın baskısı yapılmış, Mithat Hoxha tarafından Gruaja ne Islam adıyla Arnavutça’ya çevrilmiştir (İstanbul 1997, 2000). 4. Arapça-Türkçe Yeni Kamus (İstanbul 1966, 1985, 11. bs., Hayreddin Karaman’la birlikte). el-Muʿcemü’l-vasîṭ esas alınarak hazırlanmıştır. 5. Öze Doğru (İstanbul 1970). Daha çok müellifin Fîruz Ağa Camii’nde imamken hazırladığı hutbelerin düzenlenmesiyle ortaya çıkmış olup dinî ve sosyal konulara ilişkin duygu, seziş, görüş ve tahlillerin yer aldığı eserde İmam Gazzâlî ve Nurettin Topçu’nun da etkileri görülür. İkinci baskıdan itibaren bazı ilâvelerle birlikte Dinî Sohbetler adıyla basılmıştır (İstanbul 1982, 2008). 6. İslâm Kelâmcılarına ve Filozoflarına Göre Allah’ın Varlığı -İsbât-ı Vâcib- (Ankara 1971, 2012, 11. bs.). Yüksek İslâm Enstitüsü’deki asistanlık döneminde yapılmış tez çalışması olup daha sonra ilgili mevzuat uyarınca kurulan jüri tarafından doktora tezi olarak kabul edilmiştir. Eser Mithat Hoxha tarafından Ekzistenca e Zotit adıyla Arnavutça’ya çevrilmiştir (Prishtine 2002). 7. Cumhuriyet Devrinde Yayınlanan İslâmî Eserler Bibliyografyası (1923-1973) (Ankara 1975, Osman Öztürk’le birlikte). 8. Nesillerin El Kitabı (İstanbul 1976, 1982, 1996). 9. Kelâm İlmi: Giriş (İstanbul 1981, 2013). Kelâm ilminin konu, amaç, yöntem ve delilleriyle başlangıcından günümüze gelinceye kadar gelişim sürecine dair bir kelâm tarihidir. Orlin Sabev tarafından İslamsko bogoslovie (kelam) vavedenie adıyla Bulgarca’ya (Üsküp 2009), Mithat Hoxha tarafından Hyrje ne kelam adıyla Arnavutça’ya (Prishtine 2002) ve Sultan Murat Abzhalov tarafından İslâm Teologyası. Kırıspe adıyla Kazakça’ya (Astana 2014) çevrilmiştir. 10. İslâm Tarihinden Yapraklar (İstanbul 1982, 1986). Yeni nesillere örnek oluşturması düşüncesiyle Hz. Peygamber ve ashabın hayatından kesitlerin sunulduğu eser Mithat Hoxha tarafından Flete nga historia Islame adıyla Arnavutça’ya çevrilmiştir (Tirane 2001). 11. İslam Felsefesi’nde Kindî ve Farabî . İslâm felsefesi ana bilim dalında profesörlük takdim tezi olarak sunulmuş bir çalışmadır (İstanbul 1988). 12. İslâm’da İnanç Esasları (İstanbul 1998, 3. bs. 2002, Yusuf Şevki Yavuz ve İlyas Çelebi ile birlikte). Mithat Hoxha tarafından Bazat e Besimit ne Islam adıyla Arnavutça’ya çevrilmiştir (Prishtine 2002). 13. Allah İnancı (İstanbul 2006). Allah’ın varlığı ve sıfatlarına dair bir el kitabıdır. 14. Kur’an’dan Evrensel Mesajlar . Usûlü’d-dîne dair on beş konuda 241 âyet grubunun tercümesinden oluşmaktadır (İstanbul 2006). 15. Emâlî Şerhi (İstanbul 2008). Sirâceddin Ali b. Osman el-Ûşî’nin manzum akaid risâlesi el-Emâlî ’nin şerhi olup AmaajiHH HlapxH adıyla Kırgız Türkçesi’ne çevrilmiştir (EHirnceıc/Bişkek 2008). 16. Kelâm Terimleri Sözlüğü (İstanbul 2010, 2013, İlyas Çelebi ile birlikte). 17. İslâm Dininin Esasları (Akîde) . İlyas Çelebi, Mustafa Sinanoğlu ve M. Sait Özervarlı ile ortaklaşa kaleme alınmış olup Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi için ders kitabı olarak hazırlanmış ve Adile Tahirova tarafından Âzerî Türkçesi’ne çevrilmiştir (Bakü 2010). 18. İslâm’da İman Esasları (Ankara 2014, 2015, Yusuf Şevki Yavuz ve İlyas Çelebi ile birlikte). 19. Kelâm Araştırmaları Üzerine Düşünceler . İslâmî ilimlerin Kur’an merkezli olarak yeniden inşasını konu alan bir çalışmadır (İstanbul 2004). Tahkik. 1. Nûreddin es-Sâbûnî, el-Bidâye fî uṣûli’d-dîn (Dımaşk 1399/1979). 2. Ebû Mansûr el-Mâtürîdî, Kitâbü’t-Tevḥîd (İstanbul 2003; Beyrut 2007, Muhammed Aruçi ile birlikte). 2008 yılında İran Kültür Bakanlığı’nca düzenlenen “kitâb-ı sâl” yarışmasında yılın kitabı seçilerek ödül almıştır. 3. Ebû Mansûr el-Mâtürîdî, Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân (İstanbul 2005-2011). Farklı kişiler tarafından yapılan on altı ciltlik tahkikin ilmî kontrolü ve editörlüğü Bekir Topaloğlu tarafından gerçekleştirilmiştir. 4. Muvaffakuddin İbn Kudâme, Lümʿatü’l-iʿtiḳād (İstanbul 1414/1993; Kelâm İlmine Giriş kitabıyla birlikte basılmıştır). 5. Yûsuf b. Hilâl es-Safedî, Keşfü’l-esrâr ve hetkü’l-estâr (I-V, İstanbul-Beyrut 2019). Bahattin Dartma’nın tahkik ettiği tefsirin ilmî kontrolü ve editörlüğü Bekir Topaloğlu tarafından yapılmıştır. 6. Ebû Şekûr es-Sâlimî, et-Temhîd fî beyâni’t-tevḥîd (Ankara-Beyrut 2017). Ömür Türkmen’in tahkik ettiği eserin ilmî kontrolü ve editörlüğü Muhammed Aruçi ile birlikte Bekir Topaloğlu tarafından gerçekleştirilmiştir. Tercüme. 1. Arap Dili ve Edebiyatından Tercümeler (İstanbul 1967, Hayreddin Karaman’la birlikte). Arapça Okuma Kitabı ’nın bazı bölümlerinin tercümesidir. Eser piyasaya sürülmeyip sadece talep eden öğretmenlere gönderilmiştir. 2. İnsan, Kâinat ve Ötesi . A. Cressy Morrisson’un Man Does Not Stand Alone adlı eserinin Arapça çevirisinden yapılmıştır (İstanbul 1972, 1986, 6. bs.). 3. Kelile ve Dimne . Eserin İbnü’l-Mukaffa‘ tarafından yapılan Arapça tercümesinden çevrilmiştir (İstanbul 1978, 1990, Hayreddin Karaman’la birlikte). 4. Mâtürîdiyye Akaidi . Nûreddin es-Sâbûnî’nin biyografisiyle el-Bidâye fî uṣûli’d-dîn ’in tercümesi ve araştırma notlarından oluşmaktadır (Ankara 1979). 5. İslâm Tasavvufu Üzerine . İbn Haldûn’un Şifâʾü’s-sâʾil li-tehẕîbi’l-mesâʾil adlı eserini tahkik ve neşreden (İstanbul 1957-1958) Muhammed et-Tancî’nin bu esere yazdığı “Fi’t-Taṣavvufi’l-İslâmî” adlı mukaddimenin çevirisidir (İstanbul 2002). 6. Te’vîlâtü’l-Kur’ân’dan Tercümeler . Namaz sûreleri ile bazı sûre ve âyetlerin tercümesinden oluşmaktadır (İstanbul 2003). 7. Emâli Tercümesi . Sirâceddin Ali b. Osman el-Ûşî’nin manzum akaid risâlesi olan el-Emâlî ’nin tercümesidir (İstanbul 2007). 8. Kitâbü’t-Tevhîd Açıklamalı Tercüme (Ankara 2002; İstanbul 2013, 5. bs.). 9. Te’vîlâtü’l-Kur’ân Tercümesi (I-II, İstanbul 2015). Bekir Topaloğlu eserin I. cildiyle II. cildin yarısını tercüme etmiş, II, III ve IV. ciltlerin redaktörlüğünü yapmıştır. Eserin neşri halen (2016) Yusuf Şevki Yavuz’un editörlüğünde devam etmektedir. 1975 yılından itibaren düzenli günlük tutan Topaloğlu bir hâtırat kaleme almış olup yayımlanmamıştır.
BİBLİYOGRAFYA Bekir Topaloğlu, Kelâm İlmi: Giriş , İstanbul 1981, s. 36-40, 51, 84. a.mlf., Kelâm Araştırmaları Üzerine Düşünceler , İstanbul 2004, s. 5-8, 43-61. Mehmet Yahya Kutluoğlu, Topal Hoca (Hacı Lekur) , İstanbul 2004, s. 78, 84-85. a.mlf., Seksen Yıl Nasıl Geçti? , İstanbul 2013, s. 27-31. a.mlf., Yolumuzu Aydınlatanlar: İstanbul’un Meşhur Ulemâ, Evliyâ ve Mürşidleri , İstanbul, ts. (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları), s. 432-435. İlyas Çelebi, “Bekir Topaloğlu”, Çağdaş İslâm Düşünürleri (ed. Cağfer Karadaş), İstanbul 2007, s. 347-371. a.mlf., “Bekir Topaloğlu: Kur’an ve Kelâm Araştırmalarına Adanmış Bir Ömür”, MÜİFD , sy. 27 (2004), s. 5-24. Hayreddin Karaman, Bir Varmış Bir Yokmuş: Hayatım ve Hatıralar , İstanbul 2008, I, 287-310; II, 15-94, 281-284. Mustafa Öz, Yılların Özü , İstanbul 2008, s. 141. Mustafa Öcal, Tanıkların Dilinden Cumhuriyet Dönemi Din Eğitimi ve Dinî Hayatı , İstanbul 2008, II, 79-81, 255-348. Haşim Albayrak, Oflu Hoca Kavramını Oluşturan Din Adamları , İstanbul 2008, s. 121-123. İsmail Karaçam, Kur’an Kursundan İlahiyata Din Hizmetinde Bir Ömür: Hatıralar , İstanbul 2009, s. 198. Tayyar Altıkulaç, Zorlukları Aşarken , İstanbul 2011, I, 118-119, 135, 149, 484-485; II, 721; III, 1113, 1123, 1133-1138. İsmail Kara, “Bekir Topaloğlu Hoca İçin Rahmet Kayıtları”, Derin Tarih , sy. 49, İstanbul 2016, s. 52-57.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2019 yılında Ankara’da basılan (gözden geçirilmiş 3. basım) EK-2. cildinde, 603-606 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız. Bu madde en son 08.08.2019 tarihinde güncellenmiştir.

Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.