İşari Tefsir Kitabı – Prof. Dr. Süleyman Ateş
Aynu’l-A’yan, Molla Fenarî
Işari tefsir
لطائف الاشارات
Letaifu’l-İşârat
Ebü’l-Kâsım Zeynülislâm Abdülkerîm b. Hevâzin b. Abdilmelik el-Kuşeyrî (ö. 465/1072)
Abdulkerîm el-Kuşeyrîye ait Latâiful-İşârât adlı eser de, tasavvufî tefsir çalışmalarının en önemli klasik örneklerinden biridir. Kuşeyrî, 434’te (1042-43) yazmaya başladığını söylediği bu eserinde Sülemî’nin Ḥaḳaiku’t-Tefsîr’ini örnek almıştır. Ancak kitap Sülemî’nin tefsirinden daha düzenli ve kapsamlıdır. İşârî tefsir yazan müellifler genellikle Leṭâʾif’ten yararlanmıştır. Eserin ilk baskısı İbrâhim Besyûnî tarafından 3 cilt halinde yapılmıştır. ( Kahire 1967-1970, el-Hey’etü’l-Mısriyyetü’l-Âmme li’l-Kitâb). Daha sonra 3 cilt olarak Abdullatif Hasan Abdurrahman tarafından tahkikli olarak neşredilmiştir. (Beyrut 2007-Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye)
Eseri(Abdullatif Hasan baskısı) PDF olarak İNDİR
Eser Mehmet Yalar tarafından Türkçeye çevrilmiş olup 6 cilt halinde yayınlanmıştır. İstanbul 2013
İşarî Tefsirler
İŞARİ TEFSİRLER
Tasavvuf, İslâmî ilimlerden birinin adıdır. Hicrî II. asırdan itibaren, Kur’ân ve Hadîs kaynaklı bazı konular, tasavvuf ismi altında bir araya getirilmiştir. Bu konular, ihlâs, takvâ, tevekkül, sabır, rızâ, tevâzu, şükür gibi genel olarak müslümanın niyet ve iç dünyasıyla ilgili konulardan oluşur. Tasavvufî pek çok tefsîr yazılmıştır. Bu tefsîrlerde, âyetin zâhirî mânâsı yanında derin işâretlere dayalı birtakım mânâlar da esas alınmıştır.
Bu alanda ilk müfessir olarak Sehl b. Abdullâh Tüsterî (v. 283/896) kabûl edilmiştir. Tüsterî’nin tefsiri Tefsîru’l-Kur’âni’l-‘Azîm isimli eserdir. Bu konuda yazılan bazı tefsirler:
Haka’iku’t-Tefsîr, Ebû Abdurrahmân Muhammed b. Hüseyin es-Sülemî (v. 412/1021)
Bahrü’l-Hakâ’ik(et-Tefsiru’n-Necmiyye), Necmeddîn-i Dâye
Keşfü’l-Esrâr ve Uddetu’l-Ebrar, Reşîdüddîn-i Meybüdî
Ğaraibu’l-Kur’an, Nizameddin en-Nişaburî
Ruhu’l-Beyan, İsmail Hakkı Bursevî
Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, İbn Berrecân
Te’vilatu’l-Kur’an, Abdurrezzak el-Kaşanî
İ’cazu’l-Beyan fî tevili Ümmi’l-Kur’an, Sadreddin Konevî
Tefsiru’l-Cami, Abdurrahman-ı Cami
Aynu’l-A’yan, Molla Fenarî
El-Fevatihu’l-İlahiyye, Nimetullah Nahcıvanî
Nefaisu’l-Mecalis, Aziz Mahmud Hüdayi
İşari Tefsir Kitabı – Prof. Dr. Süleyman Ateş
Süleyman Ateş’ten İşari Tefsiri meraklılarına muhteşem armağan. İlahiyat profesörünün doçentlik sırasında yazdığı eser.
Text of İşari Tefsir Kitabı – Prof. Dr. Süleyman Ateş
- ANKARA ONVERSTES ILAHIYAT FAKLTES/ YAYINLARI 122 AR TEFS R OKULU Do. Dr. Sleyman ATE
- ANKARA N VERS TES ILAHIYAT FAKIILTESI YAYINLARI 122 OR TEFS R OKULU Do. Dr. Sleyman ATE
- ANKARA NIVERSITESI BASIMEV . 1974
- iONDEK LER NSZ 9 GIRI : TASAVVUF 11 BIRINCI BLM ARI TEFSIRN DOUU A-ARI TEFSIRN ER1 YN 27 1) Kur’an’n. iareti: 27 2) Hz. Peygamber’in i areti 28 3) Sahabilerden nakledilen haberler 34 B-TAB ‘UN VE TEBEU’T-TAS IN DEVRNDE ZHD VE TAK- VA YNNDE GELIEN ARI TEFSIR 38 1) Hasan- 39 a. Tefsiri 41 b. Tefsirinden rnekler 42 2) Ca(fer-i dk 46 a. Tefsiri 50 b. Tefsirinden rnekler 51 3) Sfyn- evri 55 a. Tefsiri 58 b. Tefsirinden rnekler 59 4) ‘Abdullah ibn Mubrek 61 a. Tefsiri 61 b. Tefsirinden rnek 61 KINCI BLM AR/ TEFSIR N ZrlD, TAKVA VE FENA F LLAH D NCES ALT1NDA GELIMESI A-ARI TEFS/RN SSTEMLEMESI 63 1) Sehl ibn cAbdillh at-Tusteri 65 3
- a. Tefsiri 65 b. Tefsirinden. rnekler 66 2) Cneyd-i Baddi 73 a. 75 b. Tefsiri ve grleri 75 3) Ebubekr Muhammed ibn Msa al-Vas ti 87 a. Tefsiri ve grleri 88 b. Tefsirinden rnekler 88 4) Iri Tefsirin Geli mesinde Pay Olan nemli Tasavvuf Baba- lar 90 B-IAR TEFSRDE BYK INKI AF 91 1) Eb
- a. Tefslri ve metodu 130 b. Tefsirin.den rnelder 131 9) `Abdu’l-Kclir Giylni 134 Tefsiri ve gr leri 134 10) Rzbal.n Bakli 136 a. Tefsiri ve metodu 137 b. Tefsirinden bir rnek 138 11) cAbdul-Celil bn Mils al-An ri 139 12) Neemu’d-din Kubr 139 Tefsiri 140 13) Neemu’d-din Dye 144 a. Tefsiri ve metodu 145 b. Tefsirinden rnek 147 14) cAlu’d-davle Simnni 150 a. Tefsiri ve metodu 151 b. Tefsirinden rnelder 155 15) ihabu’d-din Eb ljafs cmer as-Shreverdi 160 a. Tefsiri 161 b. Tefsirinden. bir rnek 162 16) Fabru’d-din (Ali at-Tueibi 162 17) Seyyid Burhneddin Mullakkik 162 a. Tefstri 164 b. Tefsirinden rnekler 165 CONC BLM IARI TEFSRN VAHDET-I VCOD ETKISI ALTINA GIRMESI A-IBNU’L-
- 2) Cemlu’d-din afedi 196 a. Tefsiri ve metodu 196 b. Tefsirinden, bir rnek 202 3) cAbdu’r-Razzk K ni 204 a. Tefsiri ve metodu 205 b. Tefsirinden rnekler 208 C-IAR TEFSIRDE GERILEME 211 D-OSMANLI DEVRI MUTASAVVIF M IFESSIRLERI 215 1) ihlu’d-din Ahmed Siyasi 215 2) Muhammed Kutbu’d-din abizniki 215 3) Bedru’d-din Simavi 216 a. Tefsiri 216 b. Tefsirinden rnekler 217 4) Moll Fenri 222 Tefsiri 222 5) Yazczde Muhammed Bican 223 6) cAlu’d-din (Ali ibn Yaly as-Semerkandi 223 7) Ceml ljalveti 224 8) Bayezid-i Rmi 224 9) Mullyu’d-din Niksri 224 10) klamdullah Ahmed elebi 225 11) Ibrahim ebusteri 225 12) Ni`metullah Nahcivani 225 a. Tefsiri ve metodu 225 b. Tefsirinden, bir rn.ek 226 13) Muhyi’d-din Vefi 230 14) Ahmed ibn klamza 230 15) Nuru’d-dir-zde Mu lillu’d-din Mustafa Efen.di 230 16) Saruhanl Mni Muhammed ibn Bedru’d-din 230 17) Tcu’l-cArifin al-Bekri 231 18) (Aziz Malmud Hdyi 231 a. Tefsiri ve metodu 231 b. Tefsirinden bir rn,ek 232 19) Isma`il Ankaravi 232 a. Tefsiri ve metodu 233 6
- b. Tefsirinden bir rnek 234 20) (Abdullah Bosnavi 236 21) Evhadu’d-din (Abdul-Ahad an-Nri 237 22) V5i (Var kulu) Muhammed ibn Bist 238 23) Karaba Veli 238 24) (Abdul-Kerim Celveti 238 25) Niyazi-i Mri 239 a. Tefsiri 239 b. Tefsirinden rnek 239 26) `Abdu’l-Hayy Celveti 242 27) eyh Muhammed Na iihi Efendi 242 28) ismacil Burs5.vi 242 a. Tefsiri ve metodu 243 b. Tefsirinclen bir rnek 246 29) eyh Ya(krb ibn. Mutaf al-Celveti 248 30) ljadimi Muhammed ibn Mu taf 248 31) Ysuf ibn ‘Osman al-Iskilibi 249 32) Mstaklinzde Sleyman Efendi 249 33) ‘Alisi Malmild Efen.di 249 a. Tefsiri ve metodu 250 b. Tefsirinden bil. rnek 252 34) Muhammed Salih al-Kay ari 257 35) RVif Efendi 257 36) Muhammed Fevzi Efendi 257 DORDNC BLM TEFSIR/N BALICA SORUNLARI VE TE’VILLERI A-ALLAH 258 1) Tevhid 258 2) Vandet-i Vcud 260 a. Hazarat- Hamse 262 b. Zaman 268 3) Vandeti-Vcud sisteminin ele tirisi 270
- B-INSAN: 1) Ruh ve Nefs 279 2) nsan-i Kmil 282 3) Nbvvet ve velyet 284 a. Nbvvet 284 b. Velyet 286 e. Ijatmu’l-evliy meselesi 286 d. Ijatmul-evliya iddias nn eletirisi 289 e. Ayetlerin bu ynde tesiri 292 4) nsan Allah’ grebilir mi9 294 5) nsann aln yazs (kaza ve kaderi) 297 6) nsann uhrevi hayat : Cennet ve eehennem 301 C-TE’VLLER 307 1) Kur’an.’daki darb- meseller 307 2) Tatbiki te’viller (antropomorfizm) 309 3) Hurufilik 320 NETICE 330 BBLYOGRAFYA 333 INDEKS 344 8
- NSZ islm ilimleri arasnda tefsirin ayr bir nemi vardr. Her ilmin bir tef- sir yau mevcuttur. slm iinde zuhur eden her f rka, Kur’an- Kerimi kendi gzlnden grm ve gstermek istemi tir. Bu yzden eitli akmlarn grlerini yan,stan muhtelif tefsir cereyanlar domutur. Tefsir tarihin.i , gerei gibi akla kavumas iin her frkanm tefsir anlaym incelemek lz mdr. Doru bir senteze varabilmek iin bu inceleme arttr. slmda ilk gelien akmlardan biri de tasavvuf cereyamd r. Bu akm, ehl-i snnet de dahil, hemen btn slm frkalarnu etkilemi tir. Mutasav-vflar da kendi aralar nda bir tefsir anlay gelitirmilerdir. Tasavvufi tefsir hareketi, imdiye kadar esash bir tetkike tabi tutulmam tr. Geri Gcldzi-her’in Mezahibu’t-Tefsiri’l- slmrsinde, Zehebrnin at-Tefsir val-Mufessi-rn’nuda, Dr. Subhi Salih’in Mebhis Ulmi’l-Kur’r’mda tasavvufl tef-sire de yer verilmi ise de kitab n Eadece bir blmne sdrdan bu bilgiler, asrlarca i lenmi bir tefsir anlay m lyikiyle vuzuha kavu turmaktan uzak, konuya sadece genel bir bak tan ibarettir. te tefsir tarihindeki bu bo luu doldurmak gayesiyle almalarm tefsirin tasavvuf ksm hasrettim. Doktora tezimi, mutasavv f mfessir Slemi ve Tasavvufi tefsiri zerinde yazm tm. imdi de tasavvufi tefsirin genel geliimini yanstan bu etd doentlik tezi olarak takdim ediyorum. Tezin hazrlanmasnda ilk yararlandm kayn.aklar, Ke fu’z-Zurtun, Brockelmann’m eseri ve tezkire kitaplar oldu. Bunlardan kardm muta-savvflarm, tefsire dair eserlerin.i iki yaz stanbul ktpharelerinde ara trp inceledim. Bu konuda yaz lm yeni eserleri de gzden geirdim. ayet bu eser, tasavvufi tefsir tarihinin vuzuha kavu mas) ufak bir katkda bulunursa kendimi bahtiyar sayar m. Dr. Sleyman ATE 9
- K TAPTA KULLANILAN TRANSKR PS YON SISTEMI: f = -= 3 k = 1 = J m =— r n v = j h = Y = z = _; s = = = = = sl; c = I a =. T b = t = = e = 1:1 = d = = r Arapada uzatma harfi olarak kullan lan I cic d bu kitapta ka; 1,1 eklinde gsterilmi tir. 10
- GIRI TASAVVUF 1. Tasavvuf kelimesinin kk hakk nda e itli grler vard r. Bunlarn. hepsini burada saymay zaid gryorum. Yaln z en nemli iki gr kay-dedeyim: a) Hz. Peygamber’in mescidi yan ndaki sofada oturan, say lar 40-4,00 arasn.da deien bir grup fakir sahabi vard ki oturduklar yerden dolay bunlara ehl-i uffa denirdi. Bunlar sadece ibadet, Hz. Peygamber’e hizmetle megul olan zhid kimselerdi. I te sonradan bunlar gibi kendini zhd ve tak-va yoluna vakfetmi kimselere de bunlara nisbetle uffi denmi ve kelime sylene sylene eklini almtr’. b) Daha doru kabul edilen di er bir gre gre de siifi kelimesi, yn anlam na geler siirtan tremi tir. Yn giyerre tasavvafa (yn giydi) denir. Bunun masdar tasavvuf, ismi faili mutasavvftr. Ilk sfiler, nefsin zevk-lerie engel olmak iin gzel grnml yumu ak elbisler giymekten kam-mlar, sadece vcutlar n rtmek iin, kaba k ldan ve ynden elbisler giymi -lerdir. Hz. Peyganber de zaman zaman siif giyerdi. Ashab- suffann elbise-leri de suftan. idi. Hasan. Basri yetmi sahabiye yeti mi olduunu, hepsinin de suftart elbise giydiklerini sylemi tir2. Demek ki tasavvuf kelimesi ya suffa’dan veya suf’tan tremi tir. Her ikisi de kelimeye kk olmaya hem lfz, hem mana bak mndan uygundur. Massignon da kelimenin sutan tredi inde phe grmemektedir’. 1 Kuseyri, `Abdu’l-Kerim Ibn Havzin, ar-Risle, s. 149, M sr, 1318; Kelbzi, Ebubekr Muhammed ibn Ishak, at-Tacarruf Ehli’t-Ta avvuf, s. 5, Msr, 1325; Nicholson, Frt-Tasavvufil-Islmiyy, s. 66, Kahire, 1375 /1956 2 Kueyrl, Risale, s. 149; Nicholson, Frt-Ta avvd, s. 67; Hucviri, Kesful-Mahcb, s. 30, Nicholson’un Ingilizce evirisi, London 1936 3 Arberry A.J, Sufism, s. 35, London, 1950; Massisgnon, L. Shorter Encyclopedia of Is-lam s. 597. 11
- 2. Kelimenin kk zerindeki grler gibi tarifi zerinde de bir birlik yoktur. Herkes kendi ya ad hale gre tasavvufu`ta’rif etmi tir. Ifadeler deiik olmakla beraber btn tarifler ayn anlama kmaktadr: TASAV-VUF, RUHU TEMIZLEME YOLUDUR. Zhd ve takva ile ruhu bun.ahm-lardan, dnyevi me galelerden, kt duygulardan ar tmak, iten masivay atp yalmz Allah sevgisini kalbe yerle tirmek, be eri varli Hakk’n varh-nda yok etmek, nefsten geip Allah’ n varlnda yaamak tasavvufun, te-mel gayesidir. 3. Tasavvufun kkn Hz. Peygamber ve ashabmin ya ay tarz-laruda grmekteyiz. a) Hz. Peygamber, son derece sade ve mtevazi ya ard. Henz kendi-sine peygamberlik gelmezden. nce zaman zaman Hira ma arasma ekilir, tefekkre dalard . Onun senelerce sren bu derin, tefekkr, kendisini Tanr vahyini almaa hazrlamt . anda gl bir devlet kurmu olduu halde dnyaya iltifat, etmemi , mi,derde, gere inde yerde oturmu , kulluuyla iftihar etmi ti. Suf giyer, merkebe biner, koyun saar, hizmeti ile yemek yer, zengin fakir herkesle el skr, davete icabet eder, bir hurma iin de a rlsa koard . Yumuak huylu, cmert ve gle yzl idi. Kahkahas z tebessm ederdi. Uhud savanda yanan yaralaym di ini kranlara bile sadece “Alla-hm, kavmime hidayet et, zira bunlar bilmiyorlar” diye du etmi , beddu etmesini istiyenlere: “Ben lneti de il, daveti ve lemlere rahmet olarak gnderildim” demi tir. Bir palas zerinde uyurdu. Her zaman ikiye katlanan palas bir gn hanm yumuak olsun diye drde katlam t. O gece namaza kalkamam ve: “Yine eskisi gibi ikiye katlay n, nk palasn yumu aklp beni gece na-maz mdan alakoydu” demiti. Bazan da hurma Minden dokunmu bir serir zerinde uyurdu, yata vcudunda iz yapard . Bir aralk hanmlar bu mtevazi hayata dayanam yarak dnyalk is-temi ler, sse, refaha ak llarn takmlard. Allah’n Resul de onlar ya dn-yay veya Allah ile Resuln semekte serbest b rakt. Akllar balarma gelsin. diye onlardan bir ay ayr ld. Vaktinin. ounu cumbali bir musandua-da geiriyor, klesi Rabah kap da onu bekliyordu. Bir ay sonra kendisini ziyarete giden Hz. mer, grd manzara kar snda kendini tutamyarak alamt. nk Ilz. Peygamber, bir has r zerinde yatm , hasr yanlarm- 1 R.a
- da iz yapmt. Yiyecek olarak da bir mlek iinde biraz su, bir avu axpa vard . Omer’in neden a ladn anhyan Peygamber, 011U teselli etti, dnya-dan yz evirmek gerekti ini anlatt. Nihayet hanmlar Allah ve Resuln setiler, u yet bu vesile ile indi: “Ey peygamber, hantmlar na syle : Eer siz dnya hayat n ve ssn istiyor-sanz, geliniz size geiminizi vereyim ve sizi gzellikle salaytm. E er Allah’ , Re-suln ve lihiret evini istiyorsan z biliniz ki Allah, sizden iyilik eden han m-lara byk ecir hazrlamtr.”2 ok cmert idi. Daima sadaka verir, fakir olurum diye korkmazd , gn. bulup gn yemeyi tercih ederdi. Dns da yle idi: “Allahm, Muhammed ailesine gnbegn rnk ver.'” Ashabna dryaya kap lmamay syler, nafile namaz k lmakla, sab r ve tevekklle, hell kazanda, zikretmekle Allah’a yakla may tlerdi. Kalb temizliine ok nem verirdi. Bir hadislerinde: “Takva an.cak burada-dr, takva ancak buradad r, takva ancak buradad r” diyerek kalbini gster-mi, bir hadislerinde de:” Dikkat edin, vcutta bir et paras vard r ki o d-zelirse btn vcut dzelir, o bozulursa, btn vcut bozulur; dikkat edin o kalbdir” demek suretiyle kalp temizliinin ruhani terakkideki nemini belirt-miti. Daima Allah’ ve hireti d nmekten tasah idi. Bazan sahabiler, na-mazda kanundan tencere sesine benzer bir ses duyarlard .4 Gece namaznu ok severdi: “Sabahn iki rek’ati, bana dnyadan ve dnya iinde bulunan nimetlerden daha iyidir”,5 “Farz namazdan sonra en stn na-maz, gece namaz dr”6 derdi. Hz. Ebu ,Hreyre der ki: “Allah’ n Resul (s.a.v.) kalkar, ayaklar iin-ceye kadar namaz k lard. Kendisine ,Allah senin nceki ve sonraki gnah n affetmi iken niin byle yap yorsun?’ diyenlere : Rabbime kreden bir kul olmayay m m ?’ derdi”? u ayetler onun. ibadet ve taatini haber vermektedir : “Gecenin bir ksm nda sana mahsus nafile olarak teheccd namaz k l, belki bylece Rab-bn seni vlm bir makama ulatrtr.”.8 “Rabbin, senin gecenin te ikisinde, 1 Hseyin Heykel, Hz. Muha nmed Mustafa, mer R za Dorul evirisi, s. 405,1st, 1948 2 Ahzb Suresi: 28-29. 3 Mslim, Zekt, 43. 4 as-if, s. 113. 5 Mslim ibn Haecte, al-Kueyri, al-Cmi’ds-Sahil, I, 501, Kahire, 1375 /1956 6 Ayn eser, II, 821 7 Ebu cIsa Muhammed at-Tirmiii, as-Samilu’n-Nabaviyya, s. 45 8 Isra Suresi: 79 ,51 Zli 1; 4.; j.)1, (:). 13
- yarstnda, te birinde kalk p namaz ‘aldn biliyor. Seninle beraber bir top-luluk da byle yaptyor. ‘” “Rabbn iinder ve korkarak hafif bir sesle sabah akam zikret”.2 Resul-i Ekrem, nefis tezkiyesin.e iman ve islm n stnde bir yer vermi , bunu ihsan sziyle ifade etmi tir : “hsan, Allah’a gryormu gibi ibadet etmendir, zira sen O’nu grmyorsan da O seni gryor.”3 demitir. Ayrca mmetini zikre te vik etmitir: “Rabb n zikredenle etmiyen, diri ile l gibidir”,4 “Bir kavim oturup Allah’ n kitab n okur, onu mzakere eder-lerse melekler onlar ku atr, rahmet onlar kaplar, zerlerine sekine (huzur, feyiz) iner ve Allah onlar , kendi yantndakilere anar.”,5 “Yce Allah buyurur : Bir veliye d manlk edene kar ben sava aarm. Kul, bana en ok kendisine farz k ldtm eyleri yapmakla yakla r. Nafile ibadetlerle de bana yaklamaa devam eder. Nihayet o derece yakla r ki ben onu severim. Ben onu seversem onun iiten kula , gren gz, tutan eli, yryen aya olurum. Benimle i i-tir, benimle grr, benimle tutar, benimle yrr.”6 demitir. Kyamet gnnde hibir glgenin olmad zamanda Allah’ n glgelendirecei yedi kiiden biri de “Tenha bir yerde Allah”, zikredip gzleri ya la dolan adamdr”? Din, kuru emir ve nehiyler y n deildir. eriatin bir d , bir de i cep-hesi vard r. Namaz, oru vs. amellerin nas l rkii ve scud gibi zahiri bir y-n varsa ve bunlar fkhn. konusunu te kil ediyorsa; hu u, huzur-i kalb gibi bir i yn de vard r ki bunlar da bat ni fkhn yani tasavvufun konusunu tekil eder. “Beni anmak iin namaz k r,’ “ttika edesiniz diye oru, sizden ncekile-re olduu gibi size de farz k lnd”9 yetleri, namaz ve orutan as l maksadm Allah’ anmak ve ittika etmek oldu unu belirtiyor ve “O gn ancak Allah’a temiz kalb getiren kurtulur'” yeti de insan kurtaracak tek eyin kalb temiz-lii olduunu a klyor. “Allah’ zikretmemekten tr kararm olan kalblere 1 MzzemmilSuresi: 20 d_1 .;at . ) 2 A’raf Suresi: 205 JI. ;511 I . 1–1; S 3 Muhammed ibn smail al-Buhri, al-Cmicu’s- ahih, Tefsiru Sura 31 /2, man, 37; Ms-lim, man, 57; Ebu Davud, Surma 16; Tirmizi, man 4; bnu Maca, Mukaddime, 9; Ahmad ibn Danbel, 1Viusned, I, 27, 51, 53, 319, II, 107, 426, IV. 129, 164 4 Buhri, Da’avt, 67. 5 Eb Dvd, Vitr, 14; bn Mce. Mukaddime, 17; bn Danbel, 33; Zekiyyu’d-din at-Targib ve’t-Tarhib, II. 393-408, Kahire, 1373 /1954 6 Buhri, Rikak, 38. 7 Buhri, Edeb, 36, Zekt, 16, Rikk, 24; Tirmii, Zhd, 53; Nesi, Kad, 2. 8 Th Sresi: 14. 9 Bakara Stusi: 183 10 r Sresi: 88 14
- yazdlar olsun.”‘ yeti ise kuruluun, kat kalbliliin ne kt bir ey olduunu arlatyor. te bunlar ve benzerleri, slam tasavvufunun Kur’n ve Hadisteki tohumlardr. Mutasavvflarm halleri, vecd ve isti raklar , zikir ve fikirleri ziyle Kur’an’da ve Hz. Peygamber’in ve sahabilerinin ya ay tarzlar nda ve szlerinde mevcuttur. Tasavvuf, gittike geli en zhd hareketinin. zorunlu bir s on ucudur. b) Ashab da kendisi gibi zhd ve takva yolunda idiler. Ifele bunlar ara-snda bir zmre vard ki “Seninle beraber bir grup da kalkp namaz k lyor”2 yetinin de belirttii gibi fazla ibadetleriyle seilmi lerdi. Goldziher, Hz. Peygamber’e a da , yahut ondan hemen sonra kendini uzlete eken baz isimler tesbit etmi tir. Bunlar aras nda Behlil]. ibn, Zueyb vardr. Bu zat, Medine yak nnda bir daa km , kldan elbise giymi , demir zincirlerle ellerini arkas na balatp: “Ya Rabbi! Zincirlere vurulmu Beh-lill’n haline bak!” diyerek gnah n itiraf etmi tir.3 Ashabdan Ela Lbbe de yapt hiyanete4 pi man olunca kendini Medine Mescidinin dire ine bala-m , Allah’n kendisini baladni. reninceye kadar yle kalm t.s Hz. Peygamberle beraber harbe gitmiyen, fakat sonradan pi man olup haftalarca alyan, dnya ba larna dar gelen ki iye Kur’an’da i aret edilmektedir. Ashab aras nda hiret endi esinden dolay alamaktan kendini alam yan, ok alyan yedi ki i vard ki bunlara ok a lyallar anlam na Bekkedin de-nilmitir.6 Baz haclarn yaya, yalm ayak Mekke’ye gittiklerine, yahut burunlar n-daki halkalardan tutulup gdlen develer gibi gdlerek Kbe’yi tavaf ettik-lerine dair haberler vard r.7 Baz haclar da tamamen, susmaa an,d imiler, Hz. Ebubekir bunu cahiliyye gelen.eklerinden. say p yasaklamtr.8 1 Zmer Sresi: 22 2 Mzzemmil Sresi: 20 3 Fet-Tasavvufn-Islmiyy, s. 45 (nn Hiam, Sirat, s. 686) 4 Benli Kurayz kabilesi, kuatld zaman gr mek, isti are etmek iin Hz. Peygam- ber’den bir adam istediler. Bunlara Sa’d ibn Muz, idam hkmn vermi ti. Ben Kurayz ile istiareye giden Eb Lbbe, eli i boazna grterek idam edileeeklerini ima etti. Sonra bu hareketinden pi man olup kendisini meseidin direine balad. Onun hakkmda: (s.p yeti indi. (Ibn Hi am, as-Siratu’n-Nabaviyya, III, 247-249, M sr, 1355 /1936). 5 /bni Hiam, Sirat, III, 247-49; En-Tasavvuf, s. 45. 6 Taberi, Crmicul-bayfn, X. 136. 7 En-Tasavvuf, s. 45. 8 Ayn 15
- Ebu Nuaym, Hilyetu’l-Evliy’da sahabiler aras nda zhd ve takvasiyle seilmi insanlar srasiyle anlat r. u yetler, bunlar n halini aklamaktadr: “yataklardan yanlar kurur ; korkarak ve umarak Rablartna yalvarrlar ve kendi-lerine verdiimiz riz ktan infak ederler”, “Geceleri az uyurlard, seherlerde istifar ederlerdi”,2 “Simalar yzlerindeki secde aliimetlerinden bellidir’3 Hz. Ebubekir’in yrei son derece yufka idi. Kur’an. okuduu zaman alar, devaml hiret kaygusu ekerdi. Bu kaygudan tr halife oldu u zaman o kadar servet elinin alt nda iken yine de yamal hrka giymi ti.4 Hz. Omerin de Allah Korkusundan a ladn, namazda iniltisinin saf arka-dan. duyulduunu,5 devlet ba kan iken 12 yamal bir aba Iran’da arpan. Islm ordusunun arkadan sar lmakta olduunu ta Medine’den g-rp “Ey Sariye daa bak, daa bak!” diye bararak kumandan uyardn7; Hz. Osman’n bir kabir ba nda durduu zaman hiret korkusiyle sakal s-lanncaya kadar a ladn.1,8 mutasavv flar n ba kabul edilen Hz. Ali’nin, namaz vakti gelince sarar p solduunu, nedenini soranlara: “Allah’ n, gk-lere, yere ve dalara verip onlar n kabul etmedikleri, ancak insan n zerine ald emaneti sahibine demenin. zaman geldi, bakalm gzelce deyecek miyim, diye korkuyorum” dediini9; Hill, Irbad ibn Sriye, Ebzerr-i Selman-i Farisi gibi ashab- suffarm Allah korkus mdan son derece engin bir zhd hayat yaadklarn kaynaklar kaydederler. 4. Sahabe ve tabin devrinde ruhlara hakim olan. Allah korkusu ve zhd hareketi, gittike iddetlerdp sr’atle tasavvuf halir e dnt. Zhdn id-detlenmesinin. ba hca sebebi vard r: 1) kuvvetli bir gnah uuru, kendini gnahkr bilme duygusu, 2) Kalblere hakim olan Allah korkusu, 3) Hz. Pey-gamber’den sonra meydana gelen fitneler, zellilde Emeviler devrinde halka yaplan. zulm dolaysiyle olaylarn. etkisinden kurtulmak iin dnyadan yz evirip hiretle teselli olma d ncesi. Ilk zahidlerde grlen Allah korkusu uuru, yerini yava yava Allah sevgisine b rakt . Zhd hareketi, tasavvuf halinde ilk meyvas n. Irak’ta ver-di. Zhd ve takvn n mmessili Hasan- Basri (l. 110/728) ve Blbiye-i Ade-viyye (l. 135/752) sri say lrlar. Hasan- Basri Allah korkusunu temsil eder- 1 Secde Saresi: 16. 2 2ariyt Sresi: 17-18 3 Fetih Sfresi: 29. 4 Serrc, Ebu Nasr cAbdullah ibn al-Lumac, Msr, 1380/1960; Hilye, I. 30. 5 Arberry, Sufism, s. 32 6 Ayn eser. s. 32. 7 Kelbii, at-Tacarruf, s. 44; Serrc, abLumac, s. 174. 8 Hilye, I. 61. 9 abLumac, s. 181. 16
- ken, Rabiye-i Adeviyye Allah korkusunun yan nda Allah sevgisinin temsil-cisi olmu tur. Hasan- Basri s rf ekli ibadetle yetinmeyip z ruhi hayat ya a-yan bir insan.d : “Zerre kadar salim vera’, bin. miskal oru ve namazdan. ha-yrldr” demi tir. Rabiye de: “Istigfar mz da istifara muhtat r”3 “Ilhi. seni seven kalbi yakar m sn?”, “Rahman’ n sevgisiyle kalbim ylesine dolu ki eytana d manhk duygusu beslemee bile yer yok.” demi ve: “Ru’yam-da Peygamber’i grdm, ‘Beni seviyor musun Rabiye?’ dedi. Dedim ki: ‘Ya Resulllah seni kim sevmez ki! Fakat Hakk’n . sevgisi gnlm o kadar tuttu ki bakasnn dostluuna ve dmanlina yer kalmad”2 diyecek kadar co -kun bir tanr akn duymu ve yaamtr. Bylece zhdden a k- ilhi derecesine ykselen bu r mensuplar , birbirlerini ok sevdiler. Birbirlerin.i grnce tan sn tanmam’ kucalda tlar. Bu yolda daha ok ilerlemi seilmi kimselerin etrafnda toplandlar. Ite bu yolun yolcusuna lifi ad verildi. lk fi. adn alan, Cbir ibn klayyn ile Eb Him al-Kfi (150/767) oldu3. Bu mutasavv flar zhd ve r zada son hadde varm lard ama, sonraki alarda ortaya kacak olal cr’etli nazariyelerden uzak idiler. Bunlardaki Allah korkusu, kendilerii Allah’n iradesine mutlak teslimiyete gtrd, Allah’ tam kavramaa deil. Bunlar zhd ile ma’rifet ya da theosophy arasm-da bulunuyorlard. En ufak bir gnah i ledikleri zamar senelerce onun zn-tsn ekerlerdi. Kehmes ibn al-Hasan, Suriye k ysnda arkada ma balk piirip ikram etmi , ellerini silmek iin kom usunun duvarndan bir kesek paras koparm ; sonradan, izin almadan kom usunun keseini kullandn.- dan krk yl zn.t ekmi tir4. Rbiye-i cAdeviyye de halife saray ndan s-zan kta izi almadan elbisesini dikti i iin, bu n. ken.disine hell olmad endiesiyle diktii yeri yrtmadan rahat edememi tirs. Bunda,n sonra tarikatler te ekkl etmee balanutr. Balangta ferdi-dini bir hareket halinde geli en tasavvuf, ikinci, rc asrlarda dier ekol-ler gibi ekillenmee, veliler yeti tiren mridlerin. hatt- hareketlerine ibadet ve taatlerine, zikir ve virdlerine zel dzenler koyan bir okul haline gelmi tir. Balangta sekin kimselerin. etrafnda sohbet iin toplananlara sahib ad verilirken zamanla milrid ta’biri kullandma a balad. Mrid, bu yolun kural-larn stazndan ahr ve ona tam bir teslimiyyetle balamrd. Mridsiz yola 1 acrni, `Abdul-Vahhab, at-Tabaktitu’l-Kubr, I. 56, M sr, 1355 2 cAttrr, Teikiretu’l-Evliy, I. 59; Ahmed Emin, Zuhrul-Islm, I. 226, Msr, 1962. 3 `Attr, Teikire, I. 59. 4 Nieholson, Fit-Tazavvuf, s. 47. 5 Attr, Tezkire I, 63. 17
- gidilemiyecei kanaati yaygniat. Ilatt Bayezid-i Bistmi: “Mr idi ol-mayanm mr idi eytand r” dedi. Ilk sufiler, tarikat kurma a zermi deillerdi. Bunlar halkn, zahid zmrenin ok hrmetini kazanm kimselerdi. Bunlarn etrafna toplanp sohbetlerini dinliyenler, tlerini tutanlar bunlar n ibadetlerini, virdlerini, tesbihlerini, zikirlerini, aynen. yapma a, ken.dilerini bunlara benzetme e a-ltlar. Bylece kendili inden o kimselerin. ad na tarikatler do maa balad . Nasl ki fkh ekolleri de byle meydana kmt. Hamdur al-Kassr (l. 271-884)a nisbetle Kassriyye veya Melmetiyye tarikati, Bayezid-i Bis-tmi (l. 261/874) ye nisbetle Tayfriyye tarikati, Ebu Sa`id al-tlarrz (l. 279/892)a nisbetle Ilarrziyye, Ebu’l-Iluseyn an-Nri (l. 295/907) ye nis-betle Nriyye tarikati kuruldu. Tarikatler kendilerini sa lam bir temele dayamak iin tarikat eyhini t Hz. Peygamber’e ba layan bir silsile ileri srm lerdir, ama bu silsilede phe vard r. Zira bir rivayette silsilede bulunan ahslar, ba ka bir rivayette deimektedir. Hadisiler bu isnad zin,cirini sa lam bulmuyorlar2. 5. Zhd bylece sistemle ip tasavvuf haline gelince bu yolda gidenler, kendi dncelerine uygun fikirleri toplama a baladlar. Fkh, kelm ve hadis ilmi birinci ve ikinci as rlarda tedvin edilme e balamt. teki ilimler gibi tasavvuf ilmi de bu as rlarda biimlenmee ba lad. Fkh, ibadetlerin zahiri ksmn in.celiyor; tasavvuf da ibadetin amac olan hu u’, huzur gibi batni ksmn tetkik ediyordu. Bunun, iin tasavvufa bat n.i fkh da denir. Tabicun ve tebeca’t-tbicin devirleri, islm ilimlerirtin ve islam mezheb-lerinin oluma devridir. Meydana gelen. frkalar, Kur’n yetlerini ken.di do -rultularnda tefsir etme e, kendi grlerini yet ve hadislerden karmaa altlar. Eer yet veya hadiste yle bir anlam yok ise zorlanarak bu anla-ma gelecek ekilde te’vil edildi. “Hatt asl islmi olmayan frkalar bile, bekalar n salayabilmek iin Kur’an’a istinadetmek mecburiyetinde kalm -lardr. Bu durumda Peter Werefels’in Incil hakk nda sylediini hatrlama-dan geemiyeceiz: “Herkes akidesiri bu mukaddes kitapta talebediyor ve yine herkes istediini onda buluyor!”3 Bylece balangta sahabe ve tabiunun a klamalarndan ibaret nakli tefsire akli veya re’y tefsiri de eklenmi oldu. Frkalarm gr lerini yanstan 1 Nicholson, Frt-Tasavvuf, s. 19. 2 Bk . Teilciretu’l-Evliy, I. 22;
- tefsir ekolleri do du. te bu oluma safhas nda mutasavv flar da kendi g-rlerine uygun den tefsirleri toplad lar. Yaadklar zevk haline gre ayet-lerden manalar kardlar Bu tefsire, ilk anda akla gelmiyen, fakat tefek-krle, yetin i aretinden kalbe do an mana anlam na IS A.R TEFSR adn verdiler. Bylece dier tefsir ekolleri yan nda mutasavvflarm grlerini yanstan. tasavvufi- AR TEFSR OKULU domu oldu. Kur’an- Kerimin Kehif Sresinde anlat ld zre renme ile elde edi- len bilgiden ayr olarak Allah tarafndan. insana ltfedilen lednni hir ilim de vardr ki bu ilim Hdr Aleyhisselma da verilmi ti. in i yzn gs-teren. bu ilmi, gizli karakterinden dolay ilk arda Hz. Musa da anhyamam t te sufiler, yapt klar riyazet ve ibadetler sonunda byle bir ilme ula tldar grndedirler. Kazand klar bu gizli bilgiyi herkes hazmedemiyecei, in-sanlar yanl bir anlaya sevk etmekten ka nmak iin. sailer kalblerine doan bu bilgiyi kapal bir slb ile, remiz ve i aret yoliyle ifade ettiler. Yap-tklar tefsirlere tefsir de il, i aret ad n verdiler. Bunun. iin. tasavvufi tefsire iari tefsir dendi. Tasavvufun bir ameli bir de nazari k sm vardr. Birincisinde szden ok z nemlidir. teki, i in felsefi ynlyle fazla me guldr. Her iki lus m. grlerine uygun tasavvufi tefsir do mutur: 1) i ari stsfi tefsiri, 2) Nazari sfi tefsiri. a) iari tefsir: Yaln z slk erbabma alan ve zahir mana ile bacla -trlmas mmkn. olan birtakm gizli arlamlara ve i aretlere gre Kuran’ tefsir etmektir. Bu tefsir, sfinin ncel fikirlerine dayanmaz. Bulundu u makama gre kalbine do an ilham ve iaretlere dayan r’. b) Nazari tefsir: Kur’an’ birtakm nazariyelere, felsefi gr lere uygun decek biimde yorumlamakt r Tasavvufu nazari incelemelere, felsefi re-tilere dayand ranlar, Allah’ n kelmn kendi gr lerine uyacak biimde te’vil etmilerdir. Tabii, her istiyen Kur’an’da kendi nazariyesini bulamaz. Fakat filozof mutasavv f, felsefi fikirlerinin revac bulmas iin bunlar Kur’ anla desteklemek zorunluun.0 duymu, Allah kelmm kendi hayaline gre ekmi tir. Bylece bu tefsir, genellikle Kur’an’ as l amacndan karmtr. Zira Kur’an’ n amaciyle mutasavv fn amac aras nda eli ki oldu mu mutasav-vf, yeti kendi grne gre yorumlar. Bu suretle Kur’an’ kendi fikrine hizmet ettirir. Baz ihtimali te’viller kabul edilse dahi, bile bile Allah kel-mn indi grne uydurup dini kk .den kaldrmaa matuf nazari tefsir-lere asla itibar edilemez. Ba ndan sonuna kadar Kur’an’ tefsir eden bir na- 1 2ehebt, Prof. M. Hseyin, at-Tafsir vag-Mufassirun, III. 18; Zerknt, Prof. M. cAbdu’ 1-`AzIn, Menthilu’l-cirfan, I. 546, Msr, 1361. 19
- zari sifi tefsiri yoktur. ihnul-Arabi’ye nisbet edilen K ni tefsirinde, Fut6.- hti Mekkiyye’de ve Fususu’l-hikem’de baz yetler zerinde durulmakta-dr.1 Birincisi ile ikincisi arasda iki ynden fark vard r: a) Iari tefsir, mutasavv fn riyazetine dayan r, ncel fikirlerine dayan-maz. Riyazetle ruhu ayd nlanan mutasavv f, kudsal iaretleri alacak dere-ceye ular ve orada yetlerin ta d i mana kalbine doar. Fakat nazari tefsir, zihnindeki fikirlere, gr lere dayanmaktad r. b) iarl tefsiri yapan, verdi i manan n dsmda bir mana olmadm iddia etmez. Aksie her eyden nce zihne zahir manan n geleceini, naslarn zahir mana zerine hamledilece ini, i mananm da yette mndemi bulunduunu syler. Mutasavv flara gre Kur’an, d manasmdan ayr olarak birok mana-lar tar. nsan kazand manevi mertebeye gre bu manalar anliyabilir. Nazari tefsir sahibi ise yetin, kendi verdi i btni manasndan ayr bir mana ta mad iddiasndadr. 6. Genellikle ehli snnet bilginleri, Kur’an’ n zahir manas altnda batni birtakm manalar nn mevcud olduunu kabul etnektedirler. Yaln z zahir mana dmda bir mana olmadn syliyen zahiriler vard r ki bunlara mam Gazali havi ta’birini kullanr. Son.radan bni Teymiyye bunlara yakn bir yol tutmu sa da batl manay tamamen inkr etmemi tir. bni Teymiyye’ye gre “Bt n ilmi iki eittir: Biri zahire muhalif olan bt ndr, ikincisi zahire uygun. olan btu. btldr. Zahire muhalif hat n olduunu iddia eden. ya mlhid, ya zndk, ya cahil veya sap ktr. kincisine gelince bu, zahir gibi-dir. Zahire muhalif olmayan, bat da iki ksmdr: Biri Kur’anm zahirine uygundur, Kur’an veya hadisin lfular ndan o mana karlabilir, Fakat bu lfzlarla bizzat o mn kasdedilmemi tir. Bunun iin buna “i rt” de-milerdir. Bu lfzla sadece bu mana kasdedilmi tir demek, Allah’a iftirad r. Lfzn delletiyle deil de kyas ve itibar yoliyle byle bt n bir mana kar-mak kyas kabilindendir. Fakihlerin. kyas dediklerine sffier “i ret” demi -lerdir. Bu da tpk kyas gibi doru da olabilir, bat l da.” 2 bni Teymiyye, Musa ile H dr Aleyhisselm hikyesinde oldu ‘u gibi zahire ayk r bir btnn da mevcudoldu unu kabul etmekte, lkin btma hakikat, zahire eriat denmesiri stlhi bir ey saymaktad r. Ona gre “Her eriat ki btni bir hakikati yoktur, onun sahibi gerek m’minlerden de-ildir. Her hakikat ki Muhammed (s.a.v.)in. getirdi i eriate uymuyor, onun 1 at-Tafsir vag-Mufassirun, III. 4-5, 12, 16, 17. 2 tbni Teymiyye, fcilmil-brtn va’z-Zahir, Meemu’atu’r-Rasidli’l-Munfriyye ara- snda, s. 231-236, Msr. 20
- sahibi de velilerden olmak yle dursun., mslman bile deildir. eriat sziy-le fakihlerin ictihad ile syledikleri ey; hakikat sziyle de sufilerin kalbleriyle tadp bulduklar ey kasdolunur. phesiz hunlarm ikisi de mctehiddir. Isabet de ederler, hat da ederler. Ama hibirinin maksad Resule aykrlk deildir. Eer bu iki zmrenin, ictihad birbirin.e uyarsa re Uymazsa biri dieriri taklid edemez, an.cak o, ictihadma uymay gerektiren bir delil getirir-se baka.”‘. Bu suretle bni Teymiyye, zahirden ayr bir batn man.ay kabul etmi , ancak bunun muteher olabilmesi iin laz mgelen art belirtmi tir ki gerein ta kendisidir. Dier belli ba l btn, alimler, btn manay kabl etmekte-dirler. Sa’duddin Taftzani, Nesefrnin. akaidinde: “Naslar zahirleri zeredir. Bunlardan. ba ka manalara ekmek bt n ve ilhad ehlinin, iddias dr” szn yle aklar: “Bt n.ilere btni denmesinin sebebi, naslar n zahir manasm kabul etmediklerinden, onlar n manas n ancak birinci muallimin bilece ini sylemelerindendir. Onlar, bu suretle eriati ortadan kald rmak maksad m gdyorlar. Fakat baz geree ermi bilginlerin “Naslar zahirleri zeredir. Bununla beraber onlarda slk erbab na a lan birtakm ince man.alar, gizli iaretler vard r ki bunlarla zahir manay badatrmak (tatbik) mmkn-dr” eklindeki szleri, iman. kemalinden ve mahz irfandand r.”2 Tcu’d-din Atullah as-Sikenderi, Letiful-Minenin’de3 Muhyi’d-din ibn Arabi Futi1hat’nda4 bu e it tefsirleri savunmaktad rlar. Abdu’l-Vahhb a -a’rni de yle diyor “eriatm ahkmiyle halisane ibadet eden stifi zahir limlerin bilmiyecekleri yle ilimlere vak f olur ki tarifi mmkn deildir. O, Kur’an ve snnetin zahirinden hkm karmaa muk-tedir olduu gibi zahir bilginlerin anhyam yaca manalara da ina olur.” 5 Bylece tasavvufi tefsirler hakk nda bilginlerin grlerini de sraladk-tan sonra hangi e it tefsirin makbul say labileceini grelim: Btn manaran, doru kabul edilebilmesi iin drt art lzmdr: 1) Btm man.ann, zahir manaya ayk r olmamas, 2) Baka bir yerde bu mananm doruluuna bir ahid (delil) bulunmas , 3) Bu manaya er’i ve akli bir mur zn bulunmamas , 4) Btn manamn, tek mana olduu ileri srlmemesi. 1 Ilmi Teyrniyye, Meemucatu’r-Rasili’l-Kubr, II, 96-97, M sr, 1323. 2 Sa`du’d-clin at-Taftzni, serbu’l-cAkid, s. 274, irket-i Irniyye, Istanbul, 1304; at- Tafsir vag-Mufaasirun, III. 35; Syf ti, al-Itkn, II. 184, M sr, 1318. 3 Tcu’d-clin `Atullah as-Sikendert, Letalful-Minen, Ayasofya, No. 2029. 4 ilnu’l-cArabi, al-Futubltu’l-Mekkiyye, I. 363-365, Msr, 1293, 5 `Abdu’l-Vahhb as-acrni, Tabakt, I. 4. 21
- imdi bu sylediklerimizi birer rnekle a klarsak daha iyi olur: – a. ” j ,.L; 4.1_5 , : Bildiiniz halde Allah’a zullar komay1n”1 yetini Sebl ibn Abdillh yle tefsir eder: “Yani Allah’a z dlar ko maym. Zdlarn en by ktlkle emreden, kendi ehvetlerini Allah’n hidayetine tercih eden nefistir.”2 Sehl, burada nefsi endad (pullar, z dlar) altna sokmaktad r. Bu. sz a lsa yle olur: “Allah’a ztlar ko mayn; ne put, ne eytan, ne nefis, ne de hibir eyi Al-lah’a ortak ko maym.” Endad, Allah’tan ba ka tap lan eylerdir. Arap-larn nefislerine topuklar bilinmemektedir. Fakat bu tefsiri sahih ya-pan artlar vard r: Nid, kiiyi Tanrsma ibadetten geri koyan eydir. Nefs-i emmre de in-san arzularn tatmin etmee yneltir, Rabb na ibadetten geri koyar. O hal-de nefs-i emmre de nidd’in manas altna girebilir. Beri taraftan bu anlam n doruluunu gsteren ahid de vard r: “Hibirlerini, papaslarnt ve Meryem o lu Mesih’i Allah’tan baka rablar edindiler.”3 yeti, Yahudi ve h nsuiyanlann, bu insanlara topuklar n sy-lemektedir. Halbuki onlar, grn, te Allah’tan ba kasna tapmyorlard . Fakat hahamlar run ve papaslar nn emir ve yasaklar n kabul ederek Allah’ n helline haram, haram na hell demi lerdi. te bu, onlar tanr edinmek say lmtr Adiyy ibn Hatem’in, bu yette: “Onlar, onlar tanr edinmezler-di?” sorusu zerine Hz. Peygamber: “Emirlerini emir, yasaklar n’ yasak say-malar on.lar tarr edinmektir” buyurmu tu. Nefsinin arzular na uyanm hali de budur. O da nefsinin her dedi ini yapar. “Hevsm tanr edinen ada-m grdm m?” 4 yeti de bu manay kuvvetlendirmektedir. b. gibi huriif-i mukatta`a hakk nda bni Abbas’a atfedi- len tefsirler vard r: (1) Allah, ( (.1 ) Cibril, ( ) Muhammed (s.a.v.)dir. Allah bu kelime ile kendi nefsine, Cibril’e ve Muhammed Aleyhisselm’a yemin etmi tiA Bu rivayetler g kabul edilebilir. nk Araplarda bir harf ile kelimeyi iaret etmek, ah lm bir ey deildir. Ancak byle olduuna sz veya hal ynnden bir karine bulunursa ba ka. Bu tefsirin s hhatne dellet edecek bir karine de yoktur. Onun, iin bu yetler mte abihler aras nda kalmtr. 1 Bakara Sresi: 22. 2 Sehl ibn `Abdillah, s. 9. 3 Teybe Sresi: 31. 4 Furkan Sresi: 43. 5 Sehl ibn `Abdillh, Tefsiru’l-R.ur’5n, s. 12. 22
- o o (( k.; .5 I o ,X:11 : O’nun huzurunda O’nun izni olmadan kim efaat edebilir?”‘ ayetini baz mutasavvflar u ekilde tefsir etmi lerdir ki asla kabul edilemez: ( ) zll ( ) den gelir. Zi (.5 ) nefse i arettir. Ye fu _,&:)) ifadandr. Ayn (/) va cy (u.pj ) dan emirdir. Yani “Kim nefsini tezlil ederse ifa bulur, 41:11 anla” demektir. Baz lar da” :),,j, . Allah iyilik edenleri beraberdir.”2 yetini yle tefsir etmi lerdir: ) 11 ma- – – zidir, ( 4,,0 1 ) : ayd nlatt manasmadr, ( ,),__. 11) de onun mefeu- ‘-‘.: ldr. Yani: “Allah iyilik edenleri ayd nlatt” demek olur3. Kur’an’m zahirini tamamen inkar eden u btni tefsirleri ise asla kabul etmek mmkn de ildir: “Emredilen. ramaz bu namaz de ildir. Bu namaz umum iindir. Namaz, bizim s rlarmz bilmek, oru srlar mz gizlemek, hac kutsal eyhlerimizi ziyaret etmektir. Cehennem, eriatlere balanmak, onun ykleri alt na gir-mektir. Allah’ n. karaca Dbbe (hayvan), her zaman. ilmini syliyen bil-gindir. Sura fliyen srafil de ilmiyle kalblere fleyip dirilten bilgindir. Cibril faal akldr. Btn varlklar ondan feyz al r. Kalem, akl- evveldir. brahim’in grd yldzlar, ay, gne ; nefis, ak l ve Vacibu’l-Vucud’dur. Peygam-berin grd drt rmak, drt unsurdur. Gkte grd Peygamberler y l-dzlardr. Adem Ay; Yusuf, Zhre; dris Gn.etir.” 4 , .5.31 4.n9.).3 : Sleyman Dvud’a varis. oldu.”5 ayetini hvan- Safa yle tefsir etmi lerdir: “Sleyman imamd r. Peygamberin. il-mine varis olmutur. Cenabetin manas , mstecibin, istihkak rtbesine erimeden s rrn kendisine ifa edilmesine almasdr. Gusln manas , byle yapamn andi tazelemesidir. Temizlenmeni manas, imama tabi olmaktan baka her trl inan.tan, temizlenmektir. Teyemmm, dal veya imam gr-mek iin me’zundan izin almakt r. Kabe Peygamber, bb Ali, Safa Peygam-ber, Merve Ali, telbiye daiye icabet, yedi tavaf yedi imama kadar Muham- 1 Bakara Sresi: 255. 2 `Ankebut Sresi: 69. 3 Hadrami, Mebdiu’t-tafsir, s. 9. 4 Bkz. bni Teymiyye, Risle ft va’l-Btn, Meem’atu’r-ras’ili’l-Muntriy- ya arasnda, s. 232-233. 5 Nem]. Sresi: 19. 23
- med’i tavaftr. Be vakit namaz, drt usul ve bir imam gsterir. brahim’in tei gerek ate deil, Nemrud’un gazab dr. brahim’in smaiPi kesmesi, onun. zerine and almakt r. Mus’nn ass , sihirbazlarm phelerini yutan hccetidir. Denizin yar lmas, Mus’rm ilminin onlardan, ayrlmasdr. Deniz bilgindir. Bulutun glgelendirmesi, Musa’n n onlar ir ad iin imam tayin etmesidir. Menn, gkten inen ilimdir; Selv didir. ekirge, k ml ve kurbaa, Mus’nn karsmdakilere musallat olan sorular , susturmalar dr. Dalarn tesbihi, dinde iddetli adamlard r. Silleyman’m hkmettii cinler, o zamann btnileridir. eytanlar, g amellere katlanan zahir erbab dr.”1 Btn bunlar, dini kknden kald rmaa ilikin aslsz iddialard r. Ba-tmilerin, ve onlar n nazariyecileri olan hvan- Saf’nn grleridir. Gaye yaanan zevk haliyle kalbe doan i aretleri sylemek deil, dini kknden ykacak pheler ortaya atmakt r. Amel yok ki zevk hali de olsun, te mu-tassavvflarn batmilerden ayr ldklar en nemli husus da bu noktad r. Mu-tasavvflar ekli amelle, farz ibadetle yetinmeyip daha ok ibadet yapmay , bylece Allah’a yakla may gaye edinmiken, batmiler amelleri kald rmaya ynelmilerdir. Mutasavv flar zahir manay esas alrken, tekiler zahirin, hayvan derecesinde olan umum insanlara mahsus oldu unu sylemilerdir. ihvan- Saf’ya gre “Cen.net , cismni heyl olmayan ruhlar lemidir. Kyamet, kalkmak demektir. Ruh, ne zaman ki hapsolundu u u cisimden. kurtulur kalkarsa i te o zaman. kyamet kopmu , yani kalkm olur. nk ruh, cesette iken. kalkam yor. Ruhlar lemi, ebedi dirilik ve ruhni lezzet lemi olan cennettir. Cehennem ise Kamer (Ay) fele i altnda bulunan, dei-me, istihale ve belda dim olan. bu kevn- fesat (olu ma-bozulma) lerai 3 yani cesetler dnyas ndan ibaret ola , bu dnyadr. Bunun. ehli. ” C, I 5- – ..- 3 3 o :5 . e 3 3 3 3 ka..4 I I e_ACJ Le .) 5_1 – Derileri piip olgunlatka azab tadsi.nlar diye onlara yeni deriler ve-ririz.”2 yetinde ifade edildii gibi azab ierisindedir”.3 Grld zre ihvan- Saf, cehennemi, uhrevi azab irkr etmektedir. Hattbiyye frkas da:” 5. 9,1:7(1) J 9- -. r – Allah size bir inek kesmenizi emrediyor.”4 yetinde inek ile Hz. ie’rkin kasdedildiini; hamr (arap) ve meysir (kumar)in, Ebubekir ve mer ol- 1 4bl, al-MuvUakU, III. 394-395, M sr. 2 Nisa S lresi: 56. 3 RasVilu Itvni’s-aft, IV. 190-196, Msr, 1347/1926 Bakara Siiresi: 67. 4 Takiyyu’d-din Almed al-Makrizi, al-Hitatu’l-Makriziyye, IV. 175, M sr, 1326. 24
- duunu; Cibt ve 1` at’un. da Mucviye ibn. Sfyan ile `Amr ibr al-qs olduunu sylemilerdi”’. Bunlar Kur’an’ kasden tahriftir. Mutasavv flarm byle bir iddialar yoktur. iari tefsirin mu’teber olabilmesi iin. gerekli artlar yukarda saym -tk. Onlara uym yan bir tefsir, kim tarafndan yap lrsa yap lsn ehl-i sn-nete reddedilir. Tasavvuf ve tasavvuf”: tefsirin mahiyeti hakk nda bu kadarhk n bilgi verdikten sonra imdi SARI TEFSR akmnn douunu ve gelimesini ineeliyebiliriz. 25
- BRNC BLM AR TEFS R N DOUU A-SAR TEFS RN SERI YN: ari tefsirin kklerini Kur’an- Kerim’de ve Hz. Peygamber’in szlerin-de bulmaktayz. Sahabiler, ilmi ve ruhi derecelerine gre byle bir i anlam-dan haberdar olmu lardr. 1) Kur’an,’m i areti: .. – Nisa Sresinin: ” Bu kavme ne oluyor ki hemen hibir sz anlam yorlar?” ‘,” Sk:31 (3t U.J T : Hi mi Kur’an’ dnmyorlar? Eer o, Allah’tan ba – kasndan gelmi olsayd, onda birbirini tutmayan ok ey bulurlarch.”2 t Har Sresinin : c,,t_rj 45-7. ,,zjj 7. Je -7% fi 3 : Onlar Allah’tan ok sizden korkarlar Zira onlar anlamyan kimselerdir.”,3 Muhammed Sresinin : — (( j ..ACJ; : Allah size zahir ve bt n nimetlerini boka – ihsan etti.”4 yetlerinde bu tefsire i aret grlmektedir. Son yette insanlara verilen zc;;t`hir ve batm ni’metlerden bahsediliyor. Bu nimetler ierisinde Kur’an da vard r. Nicnetlerin en by Kur’an.’dr. 1 Nisa Sresi: 78 2 Nisa Sresi: 82. 3 Har Sresi: 13. 4 Muhammed &imaj: 24. 27
- Demek ki Kur’an’da insanlara zahir ve batm nimetler verilmi tir Yce Al-lah inarimyanlar “Sz anlamyorlar” diye yererken onlar n, zahir manay anlamad klarm kasdetmiyor. nk onlar, arap idiler, Kur’an’m d masra- sm anhyorlarch. Fakat o hitab ile kasdedilen as l i manay anlamyorlard . te Allah, onlar bu i manay ardamamakla ayphyor ve Allah’m yetlerini dn.meye davet ediyor ki kasdedilen. as l manay anlasn.lar ve O’nun. snr-larn amasnlar. Allah bir milletten kavray ve bilgiyi kald rd m ne zahir manay, ne de asl manay anhyamazlar. An.cak Allah’ n. kavray verdii kimseler z manay anlarlar ki bu da zahirin. alt ndaki i maradri Yusuf’un ta M sr’dan. kokusunu alan Ya’kub Aleyhisselm, kendisini ayphyanlara: “Allah’tan (bana verilen bir ilimle) ben, sizin. bilmedilderinizi bilirim”2 demiti. Bu yet ve zellikle H dr’n, Hz. Musa’ya verilenden. ayr , gizli bir bilgiye sahib olduunu gsteren Hdrla Musa kssas , Allah’n, baz kullanm ltfettii manevi bir kavray ve lednni bir ilim olduuru isbat eder. Muhammed Siiresinin 42 inci yetinde : u J’ , o .0 , o o ‘0*(( i t.4.2..; L.) I_ r Kur’an’t dnmyorlar m ? Yoksa kalb- . ler zerinde kilitler mi var?” deniliyor. “Kalblerin kilitleri, gnahtan, dn-ya sevgisinden, uzun gafletten, h rstan, vlmee dkn olmaktan tr kalblere ken paslardm Teybe ile kalbin pas silinince gaybden kalbe nurlar doar, o kimse kalbinden ta an. hikmetleri syler. Allah’ n Resulne uyarak iini dn temizleyip bildilderiyle amel edenleri Cenab Hak, bil-medikleri ilme muttali k lar ki bu da i aret ilmidir ‘” 2) Hz. Peygamber’in i areti: Ebu Hreyre, Hz. Peygamber’den u hadisiri vayet eder: -45.>”:1_,,-.3 j.,1 O 5 O r O r , r –. . ‘,511. . ..” 0 ‘ j I . . .;%n3 ., j.w. L.( ‘ A.S J . L 9 . n>i. ^ 3 ‘ A:LP1 CA , r– i , e–.. -:- .3 . 1- – f- .8. r O . 0 r. .. r . . ., 4 Lr. til j..a.fi ( J.,p r. i jt; 1. 3 i . )I . L. 211 : Eer siz benim bildiklerimi bilseydiniz, az gler, ok alardnz. D ekte kararnz kalmaz. dalara kar- dnz.”4 Hadis, kesiran kelimesine kadar Buhri, Mslim ve Nes’ide de vardr. Bu hadis, Hz. Peygamberin belig bir hutbesinde sylenmi tir. O 1 ibrhim ibn Msa as-tbt, al-Muvfabt ficUlmi’s- erica, III. 382-83, Msr. 2 Yusuf Sresi: 96. 3 Serrc, al-Lumac, s. 147-148, Msr, 1380/1960. 4 Bubrri, Kusuf 2, Tefsiru Sura V, 12, Nik ab, 107, Ribls 28; Mslim, Kusuf 1; Nes’f, Kusuf 11; bnu Mce, Bbu’l-buzn, 1. 28
- gn. hutbenin yksek ifadesinden dolay kerkes alamt. Adam biri: “-Babam kimdir ?” demi , Hz. Peygamber de “Faland r” cevab n vermi -ti. Ba ka bir rivayette de Hz. Peygamber, o adama, babas nn Zhre oullarndan Huzfe ibn Kays oldu unu sylemiti’. Serrc der ki: “Hz. Peygamber’in i aret ettii bu ilim, herkesin. bilecei, halk aras nda mterif ilimlerden olsayd “Benim bildiimi bilseydiniz” de-dii zaman i iten.ler: “Senin bildiini biliyoruz” derlerdi. Onun risaletinin hakikatleri ve Allah’ n ona verdii zel ilim, dalar zerine konsayd da-lar erirdi. O, ashab na kavryabilecekleri kadar syledi.”2 Ebu Hreyre, buna benzer bir di er hadis nakleder : ‘.) I 0 r:3 4t.’;.,L. >11. 7.1 . O .$ ..1 j nhe: _.;nP I I O : Ilimler arasn- da sedef ierisindeki sakh inci gibi bir ilim vardr ki onu Allah’ bilen bilginlerden bakas bilemez. Onlar onu syledikleri zaman Yce Allah’a kar gururlu olanlardan bakas inkr etmez.”3 Hz. Peygamber, ba ka bir hadisirde de: “Ilim ikidir. Biri kalbde gizlidir ki faydal olan da budur”‘ de-mitir. Buhrrnin. Ebu Hreyre’den nakletti i bir hadis, inananlar iinde kendisine ilham olunan kimseler bulunduunu bildirmektedir: . fh (:),)=.415nJ I ‘.t e..C2 t- – 0, . . ; ,1, O .1 i . o . . . O .. I. 1_. 5;1
- r r ->j , eklinde okumu tur. Demek ki muhaddes, Peygamberli in alt nda bir vahiy ve ilham mertebesidir ve bu yksek paye Hz. mer’e tevcih edilmi tir.’ Elbet ondan sonra gelen m’minler aras nda bu payeye eren pek ok insan olacaktr. Bu hadisler, herkesin anhyaca zahiri ilimden. baka bir de sekin. kim-selere z halini bir ilmin varln gsterir. Bu ilme vak f olanlar, Kur’an’ n zahir martasmdan ba ka birtakm i manalara da vak f olurlar. Bat ni manaya bizzat Hz. Peygamber (s.a.v.) i aret buyurmu tur, Ku- tu’l-Kublb sahibi, Abdullah ibn Mes’ud’dan u hadisi karmtr. j I *4-1; C.) T Kur’an’n bir zahi- O .” 0 al; J ri, bir bean , bir haddi ve bir matlac varchr”.2 Deylemi de Abdurrahman ibn Avf’n Hz. Peygamber’den merfu olarak rivayet etti i u hadisi kar- , – .34 o . maktadr : .71; 4.1 c.,) .7A-1 I Kur’an, arn altndadr. Onun, kullarn hccet yapt zahiri ve battn var- dr.'” Hasan da Hz. Peygamber’den mrsel olarak ayn anlamda bir hadis s – _ s L:9yr ” nakleder : – – o – : Her etyetin bir zahiri, bir batn vardr. Her harfin bir haddi ve her hadin bir matld varchr.4 Ebu Nuaym, msned olarak Abdullah ibn Mes’ud’ 17, da u hadisi nakletmektedir : ;Le,’ j_.; I j-AJI J I – – o . . .9 0 C7a. j-P .56-12:3. j J-4.1 4:Y..)1 (X 1:) J 1 teti;JI , : Kur’an, yedi harf -Q: r – zerine indirildi. Ondaki her harfin bir zahiri, bir batn vardr. Ali ibn Talib’de zahir ve batnn bilgisi mevcuttur.'” Bu hadisler, Kur’a ‘m bir d , bir de i manas olduunu gstermekte-dir. Ancak bilginler, hadislerde geen zahir ve bat n kelimelerinin, anlam 1 Kamil Miras, Tecrid-i Sarila Tercemesi, I. 402-3, Ist. 1945. 2 Ayn eser, I. 51; Gazali, hyk . 136: “Bu hadisi, ibnu Hibban, sahihinde ibni Mes’ud- dan karmtr.” 3 Syati, al-Itkan, II. 185, Msr, 1318. 4 atbl,a1-Muvafakat, III. 282; Tusteri, Tefsir, s. 3, M sr, 1329. 5 Bilyetu’l-Evliya, I. 65, Ise, 1351/1933. 30
- zerinde ihtilaf etmilerdir: “Ayetin. zahiri, lafz ; hatun da te’vilidir” diyen-ler olduu gibi” gemi milletlerden anlatt kssalar Kur’an’m zahiri, onlar vastasiyle insanlara verdi i tler de bat ndr” diyenler de olmu tur’. Fakat k ssalar, Kur’an’ n. tamamm tekil etmez. “Her tiyetin zahiri ve batn vardr” sz genellik ifade ediyor. Bu zellik btn Kur’an’a amil-dir. O halde bu gr isabetli deildir. Baz larna gre: “Kur’an’ n zahiri tilavet, batn anlay , haddi helal ve haram hkmleri, matla` da vdd ve vacidi gzetlemektir.”2 Zahir ve bat n hakk nda en ok itibar gren, bnu’n- Nakib’in nakletti i szdr: “Ayetin zahiri, zahir ilim sahiplerine alan manalardr. Batn da Allah’n hakikat erbab na at gizli manalar dr.”3 “Her harfin bir haddi vardr” sz ise “Her harften Allah’ n diledii ma-nann bir s nr, yahut her hkmn. bir sevap ve ceza ls vard r” demek-tir ki birinci mana daha a ktr. “Her haddin bir maddi, vardr” sz de “Ka-pal olan mana ve hkmlerden her birinin, as l kasdedilen manaya vakf olunabileeek bir Iftira.’ yeri vard r anlamn tar. Bu cmle, “Kazan lan se-vap ve cezaya ahirette vak f olunur” eklinde de yorumlanmsa da birinci gr daha kabule lay ktr.4 Kur’n- Kerim’in bir btn manas olduunu kabul etmiyenler diyor- ki I J ; _,U – J -J I l-.1″.”.1 . n”; ..- . (.7.:4 J- .9 o 5 ‘.) : Biz sana Kur’an”, indirdik ki insanlara ne in- e dirilmi olduunu aklyasn, ta ki d nsnler.”5 yeti, Peygamberin gre-vinin, Kur’an’ aklamak olduunu sylyor. Allah dinini tamamlamtr. Eer insanlara a klanmam bir ey kalsayd din tamamlanmam olur ve “Bugn size dininizi tamamlad m” 6 mealindeki yete ayk r derdi. Kald -k.i Allah’n bildirdii bir eyi Peygamber’in a klamam olmas, onun teb- grevine de ayk r diier. Sonra i_P j_ffl L:J I 61,4_,L; _J : Duunup anlyasnz diye biz Kur’an’ Arapa in- -J – f 1 Silyfiti, itkn, II. 185; az-Zerkni, Menhilu’l-eirfan, I. 547-4.8. 2 Aym eser. II. 185; Muhammed Hseyin at-Tafsir va’l-Mufassirun, II. 20, Msr, 1381/1961. 3 Suyfrri, itkn, II. 185; at-Tafsir va’l-Hufassirun, III. 20. 4 Ayn eserler. 5 Nahl Sresi: 44. 6 Maide Sresi: 3. lar 3-1
- dirdik”1 yeti de Kur’an’ dnp anlamay gerekli gryor. D nmek, manasm anlamak demektir.2 Evet Hz. Peygamber’in vazifesi Kur’an’ aklamaktr. Zaten Arapa olduu iin onun d manasn sahabiler anhyorlard . Arlyamad klar husus-lar da Hz. Peygamber’den sorup reniyorlard . Hz. Peygamber, Kur’an’ batan sona tefsir etmemi tir. Hz. Ai e (r.a.), “Peygamber (s.a.v), Kur’an’dan, Cibril’in kendisine rettii birka yetten baka tefsir etmemi tir” diyor’. Kur’ar’m zahir manas aktr. Herkese mahsus olan dini hkmler, zahir manaya dayanr. Bunlar Allah’n Resul izah etmitir. I manann izah ise ruhani bir zevk ve olgunluk ister. Hz. Peygamber (s.a.v.), daima ruha-niyeti temas halinde idi. Elbette o, H dr’n ve gemi Peygamberlerin elde ettikleri lednni ilimlerden daha ok manevi ilme sahibolmu tu. Bunun ak-lanmas mmkn. deildir. nk bu bilgiler, Allah’ n baz kullarma hit-fettii srlardr. Hz. Ijdr (A.), Hz. Musa (A.)a bile bu bilgileri sylemek is-tememi ti. Bunlar sylemek, Allah’n esarar n aa vurmak olur. Bunlar r sylenemiyeeeini Kur’an- Kerim, Musa ve Ijcjr kssasiyle bize aklamtr. Umumun selmeti iin dini bilgileri tebli etmek nas l farz ise, yine umumun selmeti iin bu srlar rtmek de yle farzd r. Bu, Peyga berin tebli gre-vine aykr dmez. nk o, Allah’n. tebliini istedii eyleri teblie me’- murdur. Saklanmas n emrettii eyleri de saklamak vazifesidir. Neyi syle-mekle ykml ise onu sylemitir. Sylemekten menolundu u eyler de vardr. Bunun iindir ki: “Benim bildiimi bilseydiniz, az gler, ok alardt-nz. ” demitir. Demek ki her bildi ini yann.dakilere sylememi tir. Bir ha- .. – dislerinde : q’ j 43,1 4:,)F 7;1 * I VI : yi bilin ki ba- na Kur’ an verildi, onun bir misli de bende var.” 4 demitir. Bu hadis, onun hereyi herkese a klamadn, zel dostlarna baz srlar tevdi ettiini gs-terir. Nitekim Huzeyfe ibn al-Yemn’a mnaf klarn bildirdi’i ileri srlmektedir. Ebu Nuaym’m rivayetinde Hz. Ali iin: ,– -, . t, -t, 4.1, 1 o C.,/ L4 j – (C :;129 :Ali, Rabbim _ 1 Yusuf Sresi: 2. 2 Itkan, II. 206. 3 Rtirtubi, li-Ahkgimi’l-ICur’em, I. 31; Itkn, II. 206. Syti, bu hadisin mnker olduunu sylyor. 4 Ahmed ibn Musned, IV. 131; Syuti, Itkn, II. 186. 32
- bana bellemen iln sana gretmemi emretti, q)nu belliyen bir kulak bellesin’ yeti indi. ite sen benim ilmime, belliyen kulaks n” szn sylemi tir’. c, o . r; 1,4.JJ I ((- 1:d1 : Allah m onu dinde bilgili et ve ona te’vili ret” diye du etmi – ” tirz. Bir rivayette :11-1 : Allahm ona hikmeti ver”, – – – dier rivayette : erS_, 5f Allah m ona hikmeti ve kitab n te’vilini ret'” eklinde du ettii sylenir. Eer kitab n btn. esrar herkese anlat lm olsayd , Abdullah ii. byle du etmesi bo olurdu. Beyhakrnin rivayetinde Hz. Peygamber, Ibnu – -9 , Abbas’ : jk; : Abdullah e – ilm. Abbas ne gzel Kur’an tercrnalud r”4 diye vmtr. Kutu’l-Kulb’daki: ‘T – I 4-.J -P j . Kur’an’ okuyun, garip manalartn aratnn”5 hadisini Serrc da alm tr. Serrc’m n.akline gre “Bir adam, Allah’ n Resul (s.a.v.) e gelip dedi ki: Ya Resulllah, bana ilmin gariplerini ret. Allah’ n Resul yle cevap verdi:41min banda ne yapt n sarki? nce ilmin bam muhkem yap, son-ra gel sana gariplerini reteyim.6 Aadaki hadisler, bizzat Hz. Peygamberin i ari tefsir yapm olduunu gsteriyor: . . “Ebu Ca’fer yle diyor: Peygamber (s.a.v.)den . ) I AJI . 0 4s, , , o j ..Lo : Allah kime hidayet etmek ister- ,. , se onun gsn islma aar”7 yotinden soruldu, g sn. nasl islma aar denildi. Buyurdu ki: Gsne bir nur atar, o nurla gs ahr. Dediler ki : Bunun bir i areti var m ? Buyurdu ki : Iareti ebedi eve ynelmedir!”.8 1 Hilyetu’l-Evliyi, I. 80. 2 ibnu Hanbel, Musned, I. 226, 269; ilnu Wee Mukaddime, 11, Msr, 1372 /1952 3 Ayn eserler; Banu Sa`d, at-Tabakltu’l-Kubr’d, II. 120, Brill 1330; Bilye I. 315. 4 Itkn, II 187-188; Ham Sa’d, at-Tabaktu’l-Kubr. II. 120. 5 Iutu’l-Kulb, I. 120, 1Vhsr nevi, s. 103. Bu hadisi ihnu eybe Musannafta Ebu Ya% al-Mavsli ve Beyhaki su’ab’de Ebu Hreyre’den rivayet ederler. Fakat senedi zay f bir hadistir. 6 Serrile, al-Lumac, s. 148. 7 Enbiya Sresi: 125. 8 tka’n, 186, II. 194; Rzbahan `Arrdsu’l-bayfm, I. 3; at-Tafsir ve’l-Mufassirun, III. 39. Abdullah ibn. Abbas iin de: 33
- “Allah’n Resul bir gn ashablyle birlikte oturuyorlard . ilerinde en tazesi Abdullah ibn mer de vard . Hz. Peygamber sordu: “Har gi aa in-san. oluna benzer?” Abdullah ibn mer diyor ki: Oradakilerin zihni l a a-larna gitti. Benim de kalbime hurma geldi. Fakat Allah’ n Resulne cevap vermekten utand m iin sustum. Nihayet Allah’ n Resul (A.), hurma, dedi. mer (r.a.)e dedim ki: Ben de hurma diyecektim. mer dedi ki: E er yle deseydin benim iin sen lumuru’n-ni`am daha sevgili olurdun.” “Burada delil olarak ileri srlecek nokta udur ki Resulullah’n soru-sun.0 ashaptan, hi kimse karamay p onlarn en genci olan Abdullah ibn. mer karmtr. te Kur’an’daki manalarm istinbat da byledir. Allah’ n kalblere att nur nisbetinde bu manalar istinbat edilir.”1. Hz. Peygamber’in, m’minle mnafik aras ndaki fark belirtmek iin yapt te bih de manidard r: “Kur’an’ okuyan m’min, kokusu da tad da gzel olan turun gibidir. Kur’an’ okumyan, fakat onunla amel eden m’- min ise hurma gibidir. Kokusu yoktur ama tathd r. Kur’an’ okuyan mna-fk, kokusu gzel, fakat, ac reyhane otu gibidir. Kur’an okum yan mn.afik da tad ac ve kt, kokusu da ac Ebucehil karpuzu gibidir.”2 >,n1 (jAX 1 _ j- o ” o “‘ . : Grmedin mi Allah nas l, gzel bir ke- – limeyi kk sabit, dallar gkte olan, her zaman Rabbinin emriyle rnn veren gzel bir agaca benzetti?” 3 yetinde hru Abbas’tan u tefsir nakle-diliyor: “Sahabiler bir yerde oturmu , yetteki giizel a a zerinde kon.u-uyorlarken, Uz. Peygamber (s.a.v.) kageldi. “O (aa) m’ nindir. ksh yerde, dal gktedir.” “Yani ameli g e ykseltilmi , kabul edilmitir. Bu, bir meseldir ki Allah, mii’min ve kfirlerin durumunu anlatmak iin Ver-mitir dedi.”4 3) Sahabilerden nakledilen haberler: Hz. Ali, “Yaln z Fatiha hakknda bildiklerini yazsa yetmi deve yk kitab olaca n” sylemi tir5. Ebu Cuhayfe Hz. Ali’ye sormu : “Yannzda 1 al-Luma` s. 165. 2 Bulri, Tevhid, 57, At’ime, 30; Mslim, Musafirin, 243; Ebu DE vld, Edeb, 16; Tirmi21, Edeb 79; /Inan 1ee, Muladdime, 16; IMrimi, Fadailu’l-Iur’n, 8; Ibnu ljanbal, IV. 397, 404, 408. 3 Ibrahim Sresi: 24-25. 4 Sehl ibn Abdillah, Tefsir, s. 52. 5 Bakli, `ArVisu’l-bayan. I. 3; Syftti, Itls.n, II, 186; 2ehebi, at-Tafsir vag-Mufassirun, III. 39. 34
- Kur4andan baka bir vahiy var m ?”, “Hayr, demi Hz. Ali, ancak Allah bir kula kitab nda anlay verirse baka.'” Hz. Ali’ye atfedilen di er bir sz de udur: “Yakin, drt dala ayr lr: Zek gr , hikmet te’vili, ibret t, ve ncekilerin snneti. F tnat gren hikmeti anlar Hikmeti anhyan ibreti bilir. breti bilen ncekilerin snnetindedir. “2. bnu Ebi Hatim, Dahhk yoliyle bnu Abbas’tan u sz naklediyor: “Kur’an n e itli yollar , zahirleri, bat nlar vard r. Acaibi tkenmez, sonuna erilmez. Ona yava yava dalan kurtulur. iddetle ondan haber veren mahv-olur: Haberler, meseller, hell, haram, nsih, mensuh, muhkem, mt abih, zahir ve bt n vard r. Kur’an.’n zahiri tilvet, bt m te’vildir. Onu anlamak iin bilginlerin yan na oturunuz, sefihlerden ka nn.a.”3 Ebu’d-Derd’n n: “Bir adam Kur’an’a e itli ynler tanmadka mana-sn anhyamaz.”, ibnu Mes’ud’un: “Kim evvellerin ve sonlar n, ilmini isterse Kur’an ynlere ay rsn.”4 gibi szleri, Kur’an’ n sadece d manadan ibaret olmadm gster nee kfidir. bnu Abbas ve baz sahabiler “Hikmet verilmi olal kimseye birok hay r verilmi tir.”5 yetindeki hikmeti “anlay ” diye tefsir etmi lerdir6. Hz. Ali’nin yle dedii rivayet edilir. “Bir kimse dnyadan yz evirir-se Allah ona renme olmadan retir. hidayet olmadan hidayet eder, gz-n. aar, onu krlkten kurtar r.”7 Hz. mer vefat etti i zaman bnu Mes’ud: “Zannedersem ilmin onda dokuzu gitti” demi tir. “Aram zda sahabenin bykleri varken byle mi syl-yorsun ?” diyenlere: “Ben sizin anlad nz ilmi sylemiyorum.”8 demi ti. Abdullah ibn Mes’ud: “Eer siz benim bildiklerimi bilseydiniz ba ma toprak saard nz”9 derken en ok hadis rivayet eden Ebu Hreyre de: T . yk:15 n , 4_131 . 3 o e 3 , t12-9 4.:2Z effi J- J -e- e ot I ..C” – >9 tj )4U.’ 1:4n5A fibl:1 1 `Ar’aisu’l-beyn, I. 3; BulArt, Diyftt 24, 36; Nesa’1, Iasiime 13; bnu Banbel, I. 79. 2 1-rtu’l-Kulb, I. 49. 3 Aym eser, I. 148; at-Tafsir ve’l-Mufassirun, I. 20. 4 Aym eserler. Bu hadisi Taberan1 sahih senedle rivayet etmi tir: j. “+;. 1; ,:31)1J1 al-Luma(, s. 568. 5 Bakara Siiresi: 269. 6 ICatu’l-Iculb I. 103. 7 Bilye, I. 72. 8 Bilye, I. 311-12. 9 Bilye, I. 131. 35
- Allah’ n Resulnden iki kab (ilim) rendim. Birisini yayd m. tekine gelince onu yaysam bu boaz kesilir.”‘ diyor. Gelen haberlerden. baz keskin zekh sahabilerin i ari mahiyette tefsir-ler yapt k.larm reniyoruz: Buhari, ‘bn Abbas’tan rivayet ediyor: “mer beni Bedir eyhlerinin yamna sokard . Onlardan baz lar ilerinden. 1\11in bunu aram za alrs n, bizim bunun kadar o lumuz var’ derlerdi. mer de: 4Siz yle bilin’ derdi. Bir gn. mer beni onlar n. meclisine ard. Beni kendilerine gstermek iin ardn sandlar. mer onlara sordu: Allah Taln n ( I > .0, I j 41A Allah’ n yard m ve fetih geldii zaman. ) yeti , h akkn d a ne dersiniz? Kimi Allah bize yard m ettii, fetih verdii zaman. O’na hamd ve stifar etmekle emrolunduumuzu ileri srd, kimi de sus-tu. mer bana: “Sen de mi byle diyorsun ey bni Abbas?” dedi. Dedim ki: “Hayr, oradaki yard m ve fetih, Allah’ n Resulnn eceline i aret et-mektedir. Yani Allah’m yard m ve fetih geldii zaman bu, senin mr-nn. bittiine i arettir. Art k Rabbine hamdet, O’na istifar et, phesiz O, tevbeleri kabul edicidir, demektir.” mer: “Ben de bunu senin bil-diin gibi biliyorum.” dedi”.2 Buhri, bnu Ebi Melike yoliyle %Bu Abbas’tan u rivayeti almtr: > “Bir gn mer ibn Hattb, Peygamber (s.a.v.)in ashab n.a: .).>>. . 4 ‘4’ , , e j : Biriniz, kendisinin – hurma ve zm bahesi olmasv ister mi?”3 yetinin kim hakk nda nazil olduun,u biliyor mu diye sordu. Dediler ki: “Allah bilir.” mer kzd : “Ya biliyoruz veya bilmiyoruz deyin.” dedi. bnu Abbas, “Ben o hususta bir ey biliyorum.” dedi. mer: “Karde im olu, kendini byle kk grme, syle” dedi. bnu Abbas: “Bu yet, bir amele misal verilmi tir” dedi ve devam etti: “Zengin bir adam ki Allah’a ibadet ediyor, sonra ona eytan musallat oluyor, bu kez isyan. ediyor da amelleri bo a kyor.”4 Burada hnu Abbas, yetin d manasndan as l kasdedilen i manaya intikal et-mi bulunmaktad r. Ebu Nucaym de Muhammed ibn Kcb al-Kura?’ yoliyle bnu (Abbrs’ tan u haberi anlatyor: ” bnu (Alabs, muhacir sahabilerden bir topluluk 1 Butrl,
- arasnda oturuyordu. Kadir gecesinden bahsedildi. Herkes kendine gre bir man.a verdi. mer dedi ki:” Ey Ibm’ Abbas, sana ne oldu ki konu muyor-sun.? Konu , oculduk sana engel olmas n.” Bun.un zerire bnu Abbas ko-n.utu: “Ey m’minlerin emiri, dedi, Allah tektir, teki sever. Dn.ya gnlerini yedi zerin. dner yapt . Insan yedi (aama)dan yaratt . Rzklarmz yedi-den yaratt . stmzde yedi gk yaratt . Altmzda yedi yer yaratt . Mesni-den. yedi ayet verdi. Kitab nda y-edi akraba ile evlenmeyi yasaklad . Miras yediye taksim etti. Yedi orgarum z zerine secde etmeyi emretti. Allah’ n Resul (s.a.v.) Kbe’yi yedi defa tavaf etti. Safa ile Merve aras nda yedi defa kotu. eytan yedi defa ta lad. Kadir gecesinin de Ramazamn son yedisin-de olduunu gsterdi.” mer bura hayret etti ve dedi ki: “Bunda bana, he-nz bann kemikleri dzelmemi olan bu ocuktan ba ka kimse muvafakat etmedi. Arkada lar, bu hususta bana, bnu Abbas gibi kim cevap verebilir?'” “Bugn size dininizi tamamlachm”2 ayeti geldii zaman sahabe sevinir-ken mer, Hz. Peygamber’in vefat n n yaklatn sezerek alam : “Bir ey kemale ula tktan sonra eksiklik ba lar” demi ti.’ te burada da Hz. mer, ayetin d manas ndan baka bir mana anlam , ayette islam n tamam-lanmas dolaysiyle Hz. Peygamber’in vefatma bir i aret sezmi , Hz. Peygam-ber de onun. bu sezgisini dorulamt . Gerekten. bu ayetin nilzulnden sek-sen bir gn sonra Peygamberimiz vefat etmi ti.4 “Allah’tan baka dostlar tutanlar, ev yapan rmcek gibidirler”8 yeti gel-dii zaman kafirler: “rmcek ve sinek n.edir ki Kur’an’da and yor ? Bu Tanr sz deildir demiler, s rf zahiri arladklar iin ondan kasdedilen as l mana-y dnmemi lerdi. Yce Allah da: “Inananlar bilirler ki o, Rablarndan gekn bir gerektir.”6 dedi7. “O’nun nurunun misali, iinde leimba olan bir fener gibidir. Lamba cam ierisindedir. “8 ayetin.i beyy ibn Kcb: “M’minin. nurunun misali” ek-linde tefsir etmi ve demitir ki: “M’minin kalbi, iinde lamba olan bir fe-nerdir. Sz nur, ameli nurdur. Nur iinde hareket eder.” “Veya engin. denizin karanlklarma berzer. Onu st ste dalgalar ve dalgalarm stnde de bulut- 1 Ayn eser; Bilye, I. 317. 2 11I’aide Sresi: 3 3 541b1, al-111uvM’akt, III, 384; kisi, Malmd ibn `Abdillah, Rubu’l-Macni fi Taf- siri’l-Kur’ni’VAztn va’s-Sab(i1-31ni, II. 61, Bulak 1301. 4 al-MuvUak5t, III. 384. 5 Ankebut Sfiresi: 41. 6 Bakara S iresi: 26. 7 ablVIuvUalst, III. 384-85. 8 Nur Siiresi: 35. 37
- lar rter; karanl klar stnde karanl klar. nsar elini uzatsa neredeyse onu da gremez.'” yetinde de: “Miinaf kn kalbidir. Onun sz karanl k, ameli karanlktr. Karanl k iinde hareket eder” demi tir2. B-TABI(UN VE TEBE`I.J’T-TABI(IN DEVR NDE ZHD VE TAKVA YNNDE GELI EN AR TEFSR: Buraya kadar verdi imiz rnekler, kaydetti imiz rivayetler, i ri tef-sirin erci bir temeli oldu unu, Hz. Peygamber (s.a.v.) devrinden beri bt n manan n bilindiini ve pek az da olsa i ari tefsir yap ldn gsterir. Zhd ve takvanm artmas , tasavvuf ak mnn geli mesiyle birlikte sufilerin me reb-lerine uygun i ari tefsir de geli mee ba lam ve bu konuda gelen haberler mblal bir ekilde yaylmtr. Talk Sresinin 12 nci yetine ibru Abbas’n yapt aklama, sfilerce mehurdur : C)” 411. .9r4e .a ‘5 a ta:LP V-
- te bu gibi delillerle tabiun devrinde zhdiyle me hur kimseler, baz yetleri kendi adar ndan tefsir etme e baladlar. Tabiun devrinde i ari tefsir bak mndan en nemli ki i Hasan- Basri’dir. 1) Hasan Basri (21-110/642-728): Zhdiyle me hur olan. Hasan.-1 Basri, sufi kabul edilmektedir. Kendisi bu unvanla an lm deildir ama ondaki zhd, sf tasavvuf zelli ini tar. Ruhlar etkiliyen va zlar ve tefsirleriyle Hasan- Basri, i ari tefsirin kurucu-larndan. kabul edilebilir. Ebu’l-Hasan. Yesr al-Ansrrnin o lu olan ve Ebu Said knyesini ta -yan Hasan- Basri, tabiilerin byklerindendir. Hicri 21 senesinde do mu , Medine’de bym , 110 senesinde Basra’da vefat etmi tir. Babas Yesr, Meysan fethinde esir edilip Medine’ye getirilmi tir. Annesi Neyyir de m’min-lerin anas Umm Seleme’nin azatbs d r. Bu aile Vadi’l-Kur’da ya yordu. Annesi Umm Seleme’ye hizmet iin Medine’ye gelirken kk Hasan da beraber gelir ve ezvac-i thirat n oturduu evlere girerdi. Kendisi eliyle o evlerin tavanma dokunduunu syler Ebu Nuaym’in anlattna gre Umm Seleme (r.a.), Hasan’ n annesini bir yere gndermi ti. Ann.esinin yokluundar iddetle alayan ocuu m Seleme kuca na alp meme vermi ti. te Hasan’ n, derin ilim ve hikmet sahibi olmas n , Peygamber evinden bir memeyi tutmasma ba larlar.2 Hasan- Basri, hayat n ilim ve cihada vermi ti. Henz ondrt ya nda iken hfzn tamamhyan Hasan, bu ya larda Basra’ya gitmi ve orada ilmi ve hitabetiyle byk hret kazanmt. Yezid’in halifeliinin sahih olma-dn a ka sylemekten ekinmedi. Abdulmelik’e yazd mektupta da ayn lisan serbestliini gsterdii iin kendisinde kadercilik eilimi sezilmi -tir. Ancak onun. kadercilii, kelmi bir doktrin halini alacak mahiyette de il-di. O, insanlar n sorumluluuna inanyordu. inde duyduu derin Allah korkusu bunu gerektirirdi. Gayet edebi va’zlariyle Basra halk n etkilemiti. Va’zlar nda daima Allah korkusunu telkin ederdi.’ Miret korkusu ile her zaman. zgnd. “M’min, zgn. sabahlar, zgn ak amlar. Bundan ba -kasn yapamaz. nk o, iki korku aras n.dadr: Gemi olan. ve Allah’n o hususta kendisine ne i lem yapacan bilmedii bir gnahla, ba na re gibi tehlikelerin gelece ini bilmedii bir mr aras nda” derdi. 1 Bs5n cAbl s, al-Basanu’l-Basri, s. 22, M sr, 1952; al-Kavakibu’d-durriyye, I. 96; Bil-men, Omer Nasuhi, Tefsir Tarihi, II. 105. 2 Ijilyetu’l-Evliy., II. 147. 3 al-Basanu’l-Basri, s. 25; Isla’m Ansiklopedisi. 39
- Btn. rivayetler, onun daima hiret tasas nda olduu konusunda bir-lemektedir. Kur’an.’dan bir yet okusa a larm . Dermi ki: “Vallahi, ey Adem olu, eer sen Kur’an okur, ona inan rsan; bu dnyada zn.tn, arta-cak, korkun iddetlen.ecek, alaman oalacak!”1 ocukluk gnlerini Medine’ de geirdiin.den sahabilerin. ya ad zhd hayat , Hasan’ n ruhuna sinmi ti. O havay hi unutmad , Bu zhd havas n Basra’ya gtrd. Basrahlara ger-ek zhdn ne demek oldu unu retti: “Vallahi, yetmi Bedir’liye yeti tim, ou kez giydikleri sof idi. E er siz onlar grseydiniz deli san rdmz. Onlar da sizin grselerdi “bunlar n hirette bir nasibi yok” derlerdi. K-tleriLizi grselerdi. “bunlar hesap gnne inanm yorlar” derlerdi.”2 “yle insanlar grdm ki dnyaya ayaklar nn altndaki toprak kadar k ymet ver-mezlerdi. Dnya kendilerine do mu , batm , filn gitmi , falan gitmi hi umurlar nda deildi. yle insanlar grdm ki bunlardan biri ak am eder, yanrida azck azk vard r, yine hepsini yemez. “Bunun hepsini kendi kar n-ma koymayaylm, bir k smn da Allah iin. sadaka vereyim” diye d nr-d.'” Hasan- Basri, o derece hikmetli konu urdu ki mam Ca’fer-i Sad k, onu3. hakknda: “Sz Peygamber’in szne benziyor” demi ti’. O derece kuvvetli bir hitabet gcne sahipti ki ken.dine z slbiyie “Nereye gidiyorsunuz?” demesi, dinliyenleri alatmaya kfi gelirdi. Gz ya l olarak onu dinliyenler, yan ndan karlarken art k dnyay tamamen, unutmu , lmden ba ka her eyi kafalarndan silmi olurlard. zerinde durdu u tek konu, Allah korkusu ve lm en.di esi idis. Hasart- Basrrnin, kendisini byle zhde adamas nda en nemli etken Amir ibn Abdi’l-Kays isimli bir zatt r. Bu zat, Basra’n n toplumsal hayat nda yeni bir zhd hareketini temsil ediyordu. Kendisi evlenmez; et, ya yemez; emirlerin yan na girmezdi. Tevrat ve Incil ile de biraz me gul olmutu6. Onun. zhdi hayat n etkiliyen dier bir sebep de Basra’da zhd hayat -nn tevik grm olmasdr. Bir zaman sonra Hasan- Basri, topluluklarda grnmez olmu , camide oturmaktan vazgemi ti. “Ashabm braktn, bura-da yalnz ba na oturuyorsun” diyenlere yle cevap verdi: “Muhammed (s.a.v.)in asbab ndan birtakm insanlara rastlad m, bana dediler ki: k yamet gnnde insanlar n iyisi, nefsini en ok muhasebe edendir. K yamet gnnde 1 Hilye, II. 133-134. 2 Aym eser; al-Kavakibu’d-durriyye, I. 97. 3 Ihya, III. 181; Hilye, II. 134. 4 Hilye, II. 147 al-Hasanu’l-Basri, s. 95. 5 Ibnu Sa`d, Tabakat, VII. 74-75, Leiden, 1330 /1915. 6 bnu `Asfficir, Tehilb, VI. 13; al-Ilasanu’l-Basri, s. 28. 40
- en ok sevinecek olan da dn.yada en ok zntl oland r. K yamet gn,n-de en ok glen de dnyada en ok a lyandr.”‘ ‘mer ibn. `Abdunziz, ken.disine hkm ve kaza i lerinde yard m ede-cek kimseleri tavsiye etmesini istemi , Hasan: “Din ehli seni istemez, dnya ehlini de sen istemezsin.”2 demi tir. a. Tefsiri: Hasan- Basri, bni’ Abbas’n tefsir derslerini dinlemi ti. Tefsirde en byk tesiri bnu Abbas’tan grm tr. Kendisinde halini mana sezilmek-tedir. Zahir ve bat n hakkndaki gr n yle zetler: “Sen bat nn]. ara -trr ve hunu zahirine k yaslarsan, manas na vak f olursun,.'” Hasan Basrr-nin iki meclisi vard . Biri evde, biri camide idi. Evdeki zel meclisi idi. Bura-da yakn dostlariyle oturur, zhd ve bat n ilimler zerin.de konu urlard 4 zel meclisine devam edenler iin: “Karde lerimiz, bize ailemizden, kar mz-dan ve ocuklar mzdan daha sevgilidir. nk ailemiz bize dnyay hatr-latyor, karde lerimiz ise bize hireti hat rlatyor'” demi tir. bnu’n-Nedim, Fihristinde tefsirlerden, bahsederken Hasan.-1 Basrinin de bir tefsir kitab olduunu syler6. Taberi, Hasan Basrrnin, talebeleri ta-rafndan rivayet edilen tefsirlerini kitab n.a almtr. Fakat bunlar ok de il-dir. Her halde Taberi, Hasan’ n, genellikle bnu Abbas grnde olduunu kabul etmi tir. ok defa da Hasan.’ n tefsiri, talebesi Katde’nin tefsirin.e karmtr. Hasan’ n. talebelerinden olan Amr ibn Ubeyd’in eserleri aras nda tefsire dair bir kitab da vard r ki Amr, buraya Hasan- Basri:den i ittiklerini yaz-mtr.7 Artk ibnu’n-Nedim’in, Hasan’a atfetti i tefsir bu mudur, de il mi-dir bilmiyoruz. Arrcak Taberi, Hasan’ n gr lerini sylerken zellikle cebirci olduun.da srar eder. Halbuki Amr ibn Ubeyd’in. nakli bu gr e aykrdr. Onun nakillerinde Hasan., kaderci grnmektedir. Taberi, Hasan’ n tefsir-lerini ou kez Amr yoliyle n.akletmez. Taberi’deki rivayetlerden. anl yoruz ki Hasan, zaman nda Kur’an hak-krda sylenen. her eyden bahsetmi tir: Nzul sebepleriyle hkmler aras n-daki miinasebetten, nsih mensuhtan, Mekki ve Medeni yetlerden, k ssa- 1 ilnu ‘As6kir, TehM, VI. 13; abBasanu’ 1-Basri, s. 23 2 al-Basanu’l-Ba ri, s. 51; by6., I. 61, al-Matbacatul-ffiem, 1307. 3 Tibyan Tefsiri’bRur’an, IX. 1. 4 abBasanu’l-Basri, s. 73; 2ehebi, Tarthu’bislm IV, 103. 5 Ayn eser, s. 116; hya II. 155. 6 Ibnu’ l-Nedim, Fihrist, s. 34, Beyrut, 1964. 7 Aym eser. s. 37. 41
- lardan., vs. zellikle kssa, onun va’z slhuna pek yar yordu. Bununla bera-ber o, kssaya bni Abbas, Vehb ibn. Mnebbih ve di er kssa erbab kadar nem vermemi tir. Onlar gibi Zu’n-Nun’un, bal k karnnda n.e kadar kald -m; Karun’un, kavmine ne renkte bir elbise ile ktn sylerr. Bilhassa Sleyman’ n kiiliine nem verir. Sleyman onun gznde, Allah’ n bir kulda toplad hikmet ve mlk temsil etmektedir. Sleyman, Allah’ n ra-hat ya atp hesaba tabi tutmad tek insand r.2 Hasan’ n, tefsirde er, byk zelli i, yetlerin, ruhunda b rakt ize ve zevke gre manalar karmas dr. O, bizzat yeti tefsir etmez, fakat yeti okurken duyduu hisleri dile getirir. te bu yol, sufi tefsirinin metodu ve balangcd r. Kendilerini ona balyan sufiler, duyduklar zevke gre yet-leri manaland rmaa ba lamlar, tabii bu, git gide zhdi manalarm s nrn aarak felsefi nazariyelere, fki, enfsi tatbiklere yol am tr. imdi Hasan Basrrnin tefsirinden rnekler verelim. b. Tefsirinden rnekler: o :,-; . , , . a t o , , “J :i “, 1._ i, “j_.:_p, 4:i “_ :p” . _. ..1.)_; ,:_. -1 . 4 j . – ..- — e 9 o . 7.7 . t1oze I. . 11 – I : Allah’a davet edip iyi amel isliyen ve ben .. , mslmanlardanm diyenden daha gzel szl kim olabilir ?”3 yetini oku- – Yor, Yle diYor : 1. X.fo 4:1’11 Si.;. 1.1. 45JI -jj 1.3..E. A_MI L. k. “- Llie Q.o I 4-7_,P Li 45J1 . J. 1.4– j,i y 45JI j3 1,14i : te bu, Allah’ n sevgilisidir; bu, Allah’ n sekin kuludur; bu, Allah’ n hayrl kuludur; bu, Allah’ n yaratt klarmn sevgilisidir. Allah’ n ars na icabet etmi , insanlar da o daveti kabule a rm , iyi amel i lemi ve “ben mslmanlardanm” demi ! te bu, Allah’n halifesidir!”4 Burada Hasan’ n nas l cotuunu ve yetin ahsiyyete ne derece hayran kald n grmekteyiz. , . o o .9 w 2` : Dnya hayat sizi aldatmasn,,s j yetini okuyunca derhal kendini tutam yor: “Bunu syliyen kimdir? Dn- 1 Tabeei, Cmicul.bayan, XX 115, M sr, 1373 /1954. 2 Tafstru’n-Neysbri, Taberi kenar nda, XXIII, 104, Msr, 1321. 3 Fuilet Snresi: 33. 4 Taberi, Camicu’l-bayan, XXIV. 118, Msr, 1373 /1954. 5 Fatr Sresi: 5. 42
- yay yaratan, ve onu en iyi bilen! Sak n ha, dnya ile me gul olmayn, zira dnyann megalesi oktur. Adam kendine bir me gale kap s at m onun arkasndan on kap daha alr.”‘ 3″ :)y j : Sada ve solda oturur” 2 (.7 C.)- yetinde yle diyor: “Ey Adem o lu, senin iin, iki sayfa a ld . Sana iki kerim melek verildi. Biri sa nda, teki solunda. Sanda olan iyilik-lerini zapteder, solunda olan ktlklerini. Art k dildediini yap. Az veya ok. lnce sayfan drlr, boynuna as lr ve kabrine konur. K yamete kadar o seninle beraberdir. O zaman (Allah) der ki: “Her insan n gnahn boynun.a astk. Kyamet gn onun iin. ap a k bir kitap olarak karaca-z. “Kitab n , oku, bugn. kendi kendine hesab n grebilirsin.”3 Vallabi seni nefsinin. hesap s yapan Allah, gerekten adalet yapm tr.”4 4 Talha ibn Amr al-Hadrami diyor ki: “Bir gn Hasan kageldi. At ile beraber yan na oturduk. yle dedi: Bana ula tna gre Allah yle bu-yurmutur: Ey Adem olu, seni ben yaratt m, halbuki sen ba kas na ibadet ediyorsun. Ben seni an yorum, sen. beni unutuyorsun, Ben seni a ryorum, sen benden ka yorsun,. Bu, yer yzndeki zulmlerin en ktsdr. Sonra f o o 0, o 9 — – -9 u yeti okudu: I_J; J i.J =11 I .t,; ‘” yavrum, Allah’a ortak ko ma, zira ortak komak byk bir zulmdr.”5 zr, 5 1211 o ” 11 4..1i1 , . : De ki : Allah’ n, kollar iin yaratt ss ve gzel J ..1: rzklar kim yasaklad ?”6 yetinde Hasan, nefsi ya atacak kadar ndan fazla yemenin doru olmadn sylyor. “Zinet” s rtn.a bindii eydir. “Tayyibat” Allah’n, o hayvanlar n karmlarma koydu u sttr. imdi yle insanlar var ki Allah’ n nimetini, karn nn, ehvetinin ve beli-nir oyunca yap yor. Kim Allah’n nimetini alrsa on,u gzelce hell olarak yer. Ama Allah’ n nimetini karnn,m, ehvetinin ve belinin oyun-ca yaparsa onu, k yamet gnnde boynuna vebal yapm olur.7 1 1.1ilye, II. 153; Iby’, III. 181. 2 1.a.f Sresi: 17. 3 isr Sresi: 13. 4 Tabert, XV. 53. 5 II. 148. 6 A
- 6- Hasan Basri ” j; O : nlardan kimi nef- – – sine zalimdir” yetindeki zalimi mnafik, di er bir rivayete gre fas k diye tefsir etmi tir’. Ona gre byk gnah i liyene mn.afik dertir2. Ki inin ki-betinden emin olmas nifak almetidir3. Insan n nifaktan. kurtulabilmesi iin sz ile bilgisi aras nda ihtilf olmamal dr. Bundan dolay o, anda yayanlarm o unu mnafik saymtr. Diyor ki: “Mnafiklar, evlerde, yol-larda, ar larda hep bizimle beraberdir. Vallahi onlar Rablarm bilmemi -lerdir.4 O halde nifaktan kurtulmak iin kalbi slh etmek lz mdr. Hasan bu prensip zerinde ok durmu tur. Onun iin kendisi kalbler ilminin kurucusu saylmaktad r. Bu prensiple o, tasavvufi anlama ok yak ndr. nk salih kalb korkunun alkand yerdir. Fas k kalb ise bat l dikenlerin ve kuruntu-larn yetitii yerdir. Kalb, hayat n kaybedince ona t tesir etmez. Mes-citte etrafna toplananlara Hasan yle demitir: “kh kalbler dzelmi olsay-d beri sizi ta k yamet sabahnia kadar a latrdm!'” Hasan. Basri, Hz. Osman’ n katli ve ondan. sonraki olaylar Allah’n bir intikam saymaktad r. Allah, Resulnn hayatnda ona ikram olarak ms-lmanlardan bu intikam almam , fakat vefat ndan sonra bu intikam ala- s – o 9 Z; e Ca tj ctl, JL; Lffl Seni gt- r , rrsek biz onlardan intikam altelartz”6 yetiyle bildirmi tir7. Bunun. sebebi de dnyaya dkn olan, dnyaya ynelen, dirderine iten ba lanmyan in-sanlarn tremi olmasdr. Hasan’a gre olaylar, zhdi hayattan ayr l-manm bir son.ucudur. rneklerden anla ld zre Hasan, tefsirden ok va’zetmektedir. Onca mana aktr, izaha lzum yoktur. O, okuduu yetlerden., kalbine do an zevke gre va’zetmi tir. Her yet, on,un kalbinde Allah korkusunu depre tir-mitir. Onun ifade gcyle dile getirilen derin hisler, en. gzel mev’izeler ol-mu , kalblere i lemi tir. Halk bunlardan bir mzik tesiri de duymu tur. Onun. anlattklar, teki hikyecilerdeki gibi de ildir. Hasan, hikye anlatm yor, ya adn sylyordu. Bununla beraber onda k ssa hi yok da deildi. Me-sol “Cehennem ate i, her gn yetmi bin deriyi pi irir. Kfir derisi k rk arm 1 Rurtubi, al-Cmi < li-Allkmi'l-ur'n, XIV, 346, Rhire, 1935-1950 2 Emlu'l-Murta l, I. 114. 3 Taberi, Cami
- kahnlndadr.”1 gibi hikyeler vardr onun tefsirlerinde. Baz kssalar detay- lariyle anlatr, tahlil eder, daha sonra kendi gr olan zhd alamaa a- – r hr, bunun dna klmasna iddetle atar. rne in: (2,jl-4 )1 I L, I – :Biz emaneti gklere, yere ve dalara arz ettik. “2 yeti zerine yle diyor: “Ema-neti yedi kat gklere ve y ldzlarla ssledi i yollara, byk ar tayclarma arz etti, dedi ki: Emareti, tad sorumlulukla birlikte yklenir misiniz ? De-diler ki: Sorumluluu nedir ? Dedi ki: yi ta rsan mkfat al rs n, kt tar-san cezalan rs . Hayr, dediler. nsana arz etti. nsan yklendi. nk insan, nefsine zalim, Rabbim/ emrini bilmezdir.”3 K ssay bitirdikten sonra zalim ve cahil insann halini hat rlyor da ona iddetle hcum ediyor: Mallar, saray-lar ierisinde ya yan, sultanm kap sna giden, eitli yemekler yiyen insan-lar iddetle ktlyor. Sonra yetimleri, dullar , fakirleri hat rhyor4. Demek ki Hasan., fikirlerini k ssa ekline sokuyor ve onu daha etkili ola-cak biimde anlatyor. Hasan’ n her tefsirinde muhakkak zhd taraf kendini gsterir “Allahn, sizi birbirinizden stn kld eyleri zlemeyin”s ye-tinde kiinin, mal istediini, halbuki belki o malda kendisinin helkinin bu-lunduunu sylyor6. Tefsirinde siyasi yn de vard r. Emevi devletini sevmedii bellidir. Onun iin Kur’an’daki ll-emr ile bilginlerin. kasdedildi ini ileri sryor. Ona gre gerek yetki sahibi limlerdir7. isra’nn ruh ile olduu; vcudun o gece mekn ndan ayr lmad kan- sndadr. Bunun iin. : j.,317T Cr.55e,-,3& CA :Sonra yakla t , indi, iki yay aral kadar, bel- LS ki daha az kald. Kuluna vahyettiini etti”8 yetinde vahyedenin Cebrail olduunu syler9. 1 Taberi, Camicul-bayan, V. 142. 2 Alzb Sresi: 72 3 by, III. 76. 4 Taberi, VII. 64. 5 Nis) Sresi: 32. 6 Taberi, V. 47. 7 Taberi, V. 149. 8 Neem Sresi: 8-9. 9 Rlrubi, X. 207; Btn bu tefsirler ve gr ler iin baknz: al-I;lasan s. 151 156. 45
- fi cjo ,, 4_; ayetinde nur ile m’minin kalbi ve tevhid kas- – -‘ dolunmutur der, nk Peygamberlerin kalbleri bu gibi nurlarla nitelen-mekten daha nurludur. Grlyor ki Hasan Basrrnin gr lerinde tasavvufi bir tema hakimdir. Hasan Basri:de arad klarm bulan sufiler, onu efsanevi bir ekilde tasvir et-milerdir. Onlara gre Hasan, Malik ibn Dir ar ve Sfyan- Seyri gibi sufi kisvesi olan yamal hrka giyer2, yal r ayak gezerdi. Gmle i kirli idi. nk onu y kamaa frsat bulamazch3. Fakat dikkatli bir kritik bunun asl olma-dn ortaya koymaktad r. Geri Hasan- Basri sof giyerdi ama bu onun devamh giydii bir ey deildi. Sof giyip zhd gsterme i sevmezdi: “Kim tevazuundan sof giyerse kalbinin nuru artar. Ama kim bbrlenmek ve zh-dn gstermek iin sof giyerse o, eytarlarla beraber cehennemde kavrulur” derdi’. Riyadan son derece kaan Hasan.-1 Basii:”Insan n nefsini ktlemesi dahi kendini vmesidir”5 demi tir ki gayet zekice bir szdr. 2) Ca`fer-i Sad k (80, 83-148/699, 702-765): Ca’fer-i Sad k, 80 veya 83 hicri y lnda domu , babas Muhammed Ba- kr’n yerine imamete gemi , H. 148 de vefat etmi tir. On iki imarnm alt n-csdr. Dedesi Ali Zeynelbidin’in vefat sras nda on iki yanda idi. Hz. Hseyin:in ehid edilmesinden, sonra Peygamber ocuklar siyasetle ura-mamlar, kendilerini ilme vermilerdi. Bu yuvada yeti en. Ca’fer de siyasetle uramad. Kendisini ilme verdi. Fkh, hadis ve teki Cr’i ilimlerde derin bilgisi yannda kimya ve diger ilimlere de vak ft. Kendisine atfedilen eser-ler, daha sonra yaz lmtr Talebesi Tarsuslu % l Hayyan’n, Ca’fer’in 500 risalesini toplayarak bin varak tutan bir kitap yazd rivayet edilir6. stten. ipek, alttan sof giyerdi. Sfyan- Seyri, onu bir kere fahir elbise-ler iinde grnce hayret etmi : “Ey Resulullal’n olu, bu senin ve baba-larnn elbisesi deildir” demitir. Ca’fer ona: “Ey Sevrim, dedi, o zaman darlk zaman idi. imdi genilik zamamd r. her ey bol.” Sonra ciibbesini anca alttan beyaz sof grnm t. ” te, dedi, Allah iin giydiimiz elbise budur. Bu stteki de sizin iin giydiimiz elbisedir. Allah iin olan gizledik, sizin iin olan gsterdik.”2 1 Sehl ibn cAbdullah, Tefsir s. 68. 2 Hucviri, Kesful-Mal cub, s. 45. 3 cAbdu’r-Ra’f al-Munhvi, al-Kavakibu’d-durriyya, I. 90, 99, M sr, 1357 /1938. 4 Aym eser, I. 299; al-Hasanu’l-Ba ri, s. 84. 5 Aym eser; al-Kavakib, I. 99. 6 Islm Ansiklopedisi, Ca’fer-i Sad k Maddesi; Ibn Hallikn, Vafayatu’l-A`yrn, I. 291, Msr, 1367 /1948. 7 Hilye, III. 193; al-Kavakib, I. 95. 46
- Imam Malik’in ifadesine gre “CaYer-i Sad k halde bulunurdu: Ya namaz klar, ya oru tutar veya Kur’an okurdu. Hibir zaman, temiz olmadan. Allah’n Resulii ii az ra almazd . Malyani konu mazd. Kendisini her gr-dm zaman hemer altndaki minderi bana verirdi.”‘ Ilim ve faziletiyle herkesi hayran b rakan Ca’fer’e gsterilen sevgi ve sayg , halife Mansur’u ku kuland rlmt. Bu yzden onu Medine’den Ba -dad’a a rtp sorguya ekti.”2 Cacfer-i Sad k, Yunan ve Hint felsefelerinin Arapaya evrildi i, felsefi okullar n kurulmaa balad bir devirde yeti miti. Bu devir, Emevi a -nn sonu, Abbasi ann. ba na rastlar. Devrin etkisiyle Ca
- bilmiyor ve onu kullanamiyorsak da Ca’fer’den gelen szlerden anl yoruz ki cfr, imamlarm bilgi kaynak.lar ndandr ve Allah’ n, onlara litfettii bir ilim-dir”i. Kuleyni, al-Kafrde yle diyor: “C frda Musa’nn Tevrat”, Isa’n n. In-cili, enbiya ve asfiyan n ve geen srail oullar limlerinin. ilimleri, hell ve haram ilmi, olmu ve olacan ilmi vard r.” Kuleynrye gre Ca’fer-i Sad k, c fr ilmi ile kayp imamm doumunu ve kaybolma zamann.1, mrnr ne kadar olacan tesbit etmi tir. Yine Kuleynrye gre: “Allah, Peygamberine bir kitap indirdi, Cibril dedi ki: Ya Muhammed, bu, senin, neciblere vasiyyetindir. Hz. Peygamber: Necibler kimdir ya Cibril dedi. Cibril: Ali ve evld dr dedi. Kitab n zerinde altundan mhrler vard . Allah’n Resul onu Ali’ye verdi. Ondan bir ha-tem ayrp onda yaz laala amel etmesini emretti. Hz. Ali de onu Hasan’a ver-di. Hasan. ondan bir hatem ay rp orda yaz lanla amel etti. Sonra Hseyin’e verdi. Hseyin de bir hatem ay rd. O hatemde: “Sehid olmak iin kavmine git, sensiz onlara ehidlik yoktur, nefsini Allah’a sat” yaz l idi. Hseyin, on.0 olu Mi Zeyn.elbidin’e verdi. O da ondan. bir hatem ay rd . O hatemde yle yazh idi : (( 3. C,’ Evine ekil, sus, yakt ” gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” O da byle yapt . Sonra olu Muhammed’e verdi, Muhammed ondan bir hatem ay rd, orada: “Insanlarla konu , onlara fetva ver, ehli beytinin ilimlerini ve salih babalar -nn doruluunu yay. Allah’tan ba ka kimseden korkma, kimse sara doku-namaz.” diye yaz h idi. O da onu olu Ca’fer’e verdi. Ca’fer’in kopard ha-temde: “Insanlara konu , onlara fetva ver, ehli beytinin ilimlerini ve baba-larnn doruluunu yay. nk sen hirz- emans n (gvendesin)” diye ya-zl idi2 Ite Ca’fer hakk nda byle rivayetler vard r. Fakat bunlara inanmak gtr. Ca’fer’in c frla uram olduunu kabul etsek bile byle szler sy-lemi olmasn kabul edemeyiz. Zira gaybi Allah’tan ba ka kimse bilmez. Hz. Hseyin’e “git ehid ol” diye bir mhr verilmi deildir. Resulullah’m baz olaylar haber vermi olmas, ona verilmi bir mucizedir. Allah’ n. bil-dirdiinden bakasm kimse bilemez. Cenab Hak, Hz. Paygamberin dilinden “Eer ben gaybi bilseydim, elbette kendime ok iyilik yapardtm”3 de-mitir. 1 as-Seyyid Xlseyin Muzaffer, as- adik, s. 109 (al-imamu’s-Edk’tan). 2 al-imamu’s-adk, s. 35; Musa carullah, fi nakdi Akaidi’s-Si`a. 3 Acraf Sresi: 188. 48
- Bu gibi rivayetler ounlukla Kuleyrd yoliyle gelmektedir. Bu adam, Ca’fer-i Sad k’n, gya Kur’an’da atmalar veya katmalar bulundu unu sy-lediinden bahseder ki Murtaz, Tsi vs. gibi byk imamiyye bilginleri onu tekzibetmi ler ve Ca’fer-i Sad k’tar bunun aksini rivayet etmi lerdir. Cfr fikrini imamiyyeye sokann, Hattbiyye olduu anlalyor, al-Hita-tu’l-Makxizi’de yle denir: “Ilattbiyye, Ca’fer-i Sad k’n, kendilerine cfr admda bir kitap verdiini, onda gayb ilmine ve Kur’an.’m tefsirine dair ihti-ya duyulan. her eyin bulunduunu sylerler.”‘ Ca’fer-i Sad k’tan. Siifyan- Seyri, mam Malik, Ebu Hanife gibi byk bilginler ilim renmi ve hadis rivayet etmi lerdir. Byle bir ey olsayd onlar da bunu naklederlerdi. Neden. onlarda byle bir fik.re rastlanm yor? Zaten Ca’fer-i Sad k fazla konu mazd. Sfyar-i Seyri, Ca’fer’i ziyarete git-mi , onun hi konumadn grnce kon.umasnu rica etmi , korumadka kalkp gitmiyecein.i sylemi de nihayet imam ona Allah’ n. nimetine k-retmesini, iikrn, nimetin artmas na vesile olacan, nimet verildii zaman da istifara devam etmesini, devletin zulmne kar da “l havle vel kuvvete ill billh” demesini sylemi tir. Ebu Hanife de Hicaz’a gidip iki sene Ca’fer’in yar mda kalm , ondan. ok eyler renmi ve bu iki seneyi “Levl’s-senetn, leheleke’n-Ndmn: iki sene olmasayd Nucman mahvolurdu.” sziyle deerlendirmitir. imam- A.’zam gibi byk bilginlerin, nnde diz kt bu muhterem zat hakkrda byle aslsz iddialar. yaylmas na, nc as rdaki mezheb taassubu se-bebolmutur. Bunlarm, onun. gerek ki iliiyle ilgisi yoktur2. ilham: Ancak onun, riyazet ve taatiyle, ecdadu .dan tevars ettii ka-biliyet sayesinde birtak m vehbi ilimlere vakf olduu anlalmaktadr. r-nein mam Zeyd’in katli zerine Ha imiler toplan rlar. Muhammed ibn Ab-dillh’a biat etmee karar verirler. Cemaat aras nda sonradan Abbasi hali-fesi olacak olan Seffah (kan dkc) Ebu Cafer Mansur da vard r. Mansur da an-Nafsu’z-Zekiyye unvannu ta yan Muhammed’e biat eder. Fakat Ca’ fer-i Sadk biat etmez. Buna can sklan Muhammed’in. babas Abdullah’a Ca’fer yle der: “Vallahi sana ve oullarma kzdmdan dolay biat etmemi deilim. Fakat undan ve undan dolay biat etmiyorum (Mansur’u gsterirr Ruhani tecrbelerle nefsini sfla tuan insanlarda ilhamm. varl inkr edilemez. Hatt bir konu zerine d ncelerini teksif eden bilginlerde hazan. umutsuzlua dtkleri srada byle bir halin grld , aratrdklar ko- 1 al-13itatu’l-Malsrizi, IV. 175, Msr, 1326; al-Imamu’s-ad4, s. 37. 2 Mulammed Ebu Zahra, al-Ima nu’s-adk, s. 37-39. 3 Ayn eser, s. 50. 49
- nunun kalblerine do duu vaki olmu tur. Insann btn, bilgisi kendinden deildir. almas nn tesinde Allah’ n ilham da vard r. Biz buna Allah’ n tevfiki diyoruz. Bunun iindir ki Abdullah ibn Mes’ud, ictihaden verdi i fet-valarda yle dermi : “Eer doru ise Allah’tand r, yanlsa benden, ve ey-tandand r.”1 Hz. Peygamber de mmeti ierisinde muhaddes yani ilham edilmi kimseleri bulunduunu Buhari’de bulunan bir hadislerinde haber vermektedir. Ilham vard r. Fakat ilhamm ve sad k bilginin yolu, ruhani ri-yazetlerden, derin ara trmalardan geer. Bu derin riyazet ve tefekkrlerden sonra kalbe ilham ve ke if doar. mam Ca’fer’in ilmi nce kesbi olarak ba lam , sonra vehbi ilimle des-teklen.mitir. Btn deliller bunu a ka ispat etmektedir. Fakat imamiyye-nin dedii gibi ilhama
Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.