Press "Enter" to skip to content

Ingilis dili oyrenmek ucun kitaplar

Alacağınız sürpriz xəbərlərlə özünüzü çox şanslı hiss etmiş olacaqsınız.

Ingilis dili öyrdici kitablar

It’s almost impossible to find additional information about the exam online, so I decided to make my own preparation plan as I’ve done it for OCP exams before.

Almost— neredeyse , hemen-hemen,demek olarki
Typically develop in men between 20 and 50 years of age
typically- adeten, kendine ozgun
everything is good except .
her sey yaxsidi . -nin xaricinde ( birce . -nin xaricinde )
I/ he / she / they ona, onu ve.s ( me,you,him,her,them) , onun ve.s (mine/yours/his, hers, their)
pronunciation – teleffuz
what is the pronunciation of this word ?
Is there anything you want to teach him?” “I leave that to his parents.
men orasini onun valideynlerine buraxiram
I have trouble at school with things like maintenance and organization
But it’s not nearly as bad as I feared — ancaq bu men qorxudugum qeder de qorxulu deyilms
I tought . – men fikirlesirdim .

they’ll at least find out what they want to do– Onlar en azindan ( Hec olmazsa) ne istediklerini tapacaqlar

I found out . – men oyrendimki (askara cixartdimki sen deme . )
dont abuse time – vaxti bosa xercleme
The young people are abusing themselves with their drinking and their smoking
Gencler ozlerini icki ve siqaretle kotuye xercliyirler /

“I’m a caring person.” “What’s the hardest part about being a caring person?” “ People can take advantage of your kindness .” “How so?” “If people know you care, and that you won’t let something fail, they know that you’ll pick up their slack .”

. can take advantage your .
pick up slack
All you need is .
sene lazim olan tek sey . dir
tel to . demek sehvdir
not + verb no+noun
he / she / it + work s
one sozunun bezen biridir sozu evezine de isledirik
it is my favorite one
pop a zit – sivilce patlatmak
zit- silvilce , prisik
explore- arasdirmaq
DINNING with my daughter- qizimla yemek yemek
the proof that beauty and brains can co-exist
co-exist——– ikisi bir arada olmaq
I got sick last week —- kecen hefte xeste oldum
if you go outint his rain, you will surely catch cold-
Bu yagisda cole cixsan yuz faiz soyuq alacagsan
prefer- ustun tutmaq
recommend- onermek, tovsiye etmek
please make sure that you turn off the radio before you go out
– cixmazdan evvel radionu sondurduyune emin ol
overtake – abqon etmek masinla
upbringing -terbiye etmek
think over- dusunub tasinmak, qerar ucun dusunmek
he seemed very offended – o kuskun, incimis gorsenir
offend- kusdurmek incitmek’
we can forecast before .
forecast-onceden texmin etmek , onceden gormek
try on – geyinib yoxlamaq, prova etmek
he tried on several suits before he picked out a blue one
pick out-secmek try on- denemek
ruth has returned to canada for good == ruth canadaya omurluk, birdefelik qayidib
for good- hemiselik, birdefelik
do it over -onu tekrar et !
to do over – tekrar etmek !
xeyirxaxliq- charity
xeyirxah- well-wisher
idre etmek – conduct
phanthom- vahime , qarabasma , kabus
congrats by heart – urekden tebrik edirem
coworker- is yoldasi
He sings to each of his kids individually when it’s time for them to go to bed.
O , usaqlarinin her birine ayri-ayriliqda onlarin yatma vaxti mahni oxuyur
My car got hit while parking – Menim masinim parking vaxti vurulub

I’ m having trouble dealing with society.” – elaqe , unsiyyet
” What aspect of society?” -hansi terefinden
“The whole thing.”

Actually, . – Eslinde , .
smoke weed- ot cekmek , nese cekmek
pick on – satasmaq , ugrasmaq
cripple – topal, sikest
Sogan(onion) — i didn’t mean to make you cry 🙁
expectation and reality
beklenilen ve gercekte olan

1. I see . Anl ı yorum

2. I quit . İ stifa ediyorum , b ı rak ı yorum , vazge ç iyorum .

3. Let’s go. Gidelim

4. Me too. Ben de

5. My god. Aman Tanrım

6. No way. Olamaz! Hiçbir şekilde, hiçbir yol,

7. Come on. Yapma, hadi

8. Hold on. Bekle

9. I agree. Aynı fikirdeyim

10. Not bad. Kötü değil

11. Not yet. Henüz değil

12. See you. Görüşürüz

13. Shut up. Kapa çeneni

14. So long. Hoşça kal, oldukça uzun

15. Why not. Neden olmasın

16. Allow me. Bana izin ver

17. Be quiet. Sessiz ol

18. Cheer up. Neşelen

19. Good job. İyi iş

20. Have fun. İyi eğlenceler veya eğlen

21. How much. Ne kadar

22. I’m full. Tokum.

23. I’m home. Evdeyim

24. I’m lost. Kayboldum.

25. My treat. Bu benden.

1.So do I———-Bence de

2. This way———-Buradan ya da bu şekilde

3. After you———-Senden sonra

4. Bless you!———-Çok yasa!

5. Follow me———-Beni takip et

6. Forget it!———-Unut onu, unut gitsin

7. Good luck!———-İyi şanslar

8. I decline!———-Reddediyorum

9. I promise———-Söz veririm

10. Of course!———-Tabiî ki

11. Slow down!———-Yavaşla

12. Take care!———-Kendine iyi bak, dikkat et

13. They hurt———-Onlar acıtır, bu incitir

14.Try again———-Tekrar dene

15. Watch out!———-Dikkat et!

16. What’s up?———-Ne haber?

17. Be careful!———-Dikkatli ol!

18. Bottoms up!———-Şerefe! İçkiyi bir yudumda bitirmek. Fondip yapmak

19. Don’t move!———-Kımıldama!

20. Guess what?———-Tahmin et ne (oldu)?

21. I doubt it———-Ondan şüpheliyim, Ondan şüphe ederim.

22. I think so———-Sanırım öyle

23. I’m single———-Bekârım

24. Keep it up!———-Aynen devam et!

25. Let me see———-Bir bakayım

1.He has a large income———-Onun kazancı çok, iyi para kazanıyor

2. He looks very healthy———-O çok sağlıklı gözüküyor

3. He paused for a reply———-Cevap vermek için durdu

4. He repaired his house———-O onun evini tamir etti

5. He suggested a picnic———-Piknik yapmayı önerdi

6. Here’s a gift for you———-Bu senin için bir hediye, işte hediyen!

7. How much does it cost? ———-O ne kadar tutuyor, maliyeti nedir?

8. I caught the last bus———-Son otobüse yetiştim

9. I could hardly speak———-Zorlukla konuşabildim

10. I’ll have to try that———-Bunu denemek zorundayım

11. I’m very proud of you———-Seninle gurur duyuyorum

12. It doesn’t make sense———-Bunun bir anlamı yok

13. Make yourself at home———-Kendini evdeymiş gibi hisset

14. My car needs washing———-Arabamın yıkamaya ihtiyacı var

15. None of your business! ———-Seni ilgilendirmez

16. Not a sound was heard———-Sessizlik hâkimdi, çıt yoktu

17. That’s always the case———-Her zaman öyledir.

18. The road divides here———-Yol burada ayrılıyor

19. Those are watermelons———-Bunlar karpuz

20. What a nice day (it is)! ———-Ne güzel bir gün!

21. What’s wrong with you? ———-Neyin var?

22. You are a chicken———-Sen bir ödleksin

23. A lovely day, isn’t it? ———-Hoş bir gün, (öyle) değil mi?

24. He is collecting (saving) money———-Para biriktiriyor

25. He was born in New York———-O New York da doğdu

1.It sounds great. Kulağa harika geliyor!

2. It’s a fine day. Güzel bir gün

3. So far So good. Şimdiye kadar çok iyi

4. What time is it? . Saat kaç?

5. You can make it! . Yapabilirsin

6. Control yourself. Kendini kontrol et

7. You should profit by my exam———-Benim durumumdan ders almalısınız.

8. He is ill in bed———-O yatakta hasta

9. He lacks courage. O cesaretten yoksundur

10. How’s everything. Her şey nasıl

11. I have no choice. Seçeneğim yok

12. I like ice-cream. Dondurmayı severim

13. I love this game. Bu oyuna bayılırım

14. I’ll try my best. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım

15. I’m On your side. Ben senin tarafındayım

16. Long time no see! . Uzun zamandır görüşmedik

17. No pain no gain. Acı yoksa kazanmak yok

18. Well it depends. Şeye göre değişir, şeye bağlı

19. We’re all for it. Hepimiz onun için varız, buradayız

20. What a good deal! . Ne iyi bir anlaşma

21. What should I do. Ne yapmalıyım

22. You asked for it! . Sen kaşındın

23. You have my word. Benim sözüme sahibisin

24. Believe it or not. İnan veya inanma

25. Don’t count on me. Beni hesaba katma, bana güvenme o konuda

1.Never mind. Boş ver, zararı yok

2. No problem. Sorun yok!

3. That’s all. Hepsi bu, bu kadar.

4. Time is up. Zaman doldu, süre bitti.

5. What’s new. Ne haber

6. Count me on. Count me in=Ben varım, beni de sayın.

7. Don’t worry. Endişelenme

8. Feel better. Daha iyi hissetmek, daha iyi olmak

9. I love you. Seni seviyorum.

10. I’m his fan. Onun hayranıyım

11. Is it yours. Bu senin mi?

12. That’s neat. İlginç bir şey

13. Are you sure. Emin misin?

14. Do l have to. Yapmak zorunda mıyım?

15. He is my age. O benim yaşımda

16. Here you are. İşte buyurun (alın), işte buradasın

17. No one knows. Kimse bilemez

18. Take it easy. Rahatına bak, kafana takma, boşver

19. What a pity. Ne yazık!

20. Any thing else. Başka bir şey var mı?

21. To be careful. Dikkatli olmak

22. Do me a favor. Bana bir iyilik yap

23. Help yourself. Kendine yardım et

24. I’m on a diet. Diyetteyim

25. Keep in touch. Muhafaza et, irtibatı kesme, teması kesme

1.Time is money. Zaman paradır

2. Who’s calling. Kim arıyor, kim çağırıyor

3. You did right. Doğru yaptın

4. You set me up. Bana tezgâh kurdun!

5. Can I help you. Yardım edebilir miyim?

6. Enjoy yourself. Eylenmene bak!

7. Excuse me Sir. Affedersiniz efendim

8. Give me a hand. Bana yardımcı ol, bana yardım et (şu işe bi el at).

9. How’s it going. Nasıl gidiyor? Ne var ne yok?

10. I have no idea. Hiçbir fikrim yok

11. I just made it. Şimdi yaptım.

12. I’ll see to it. O işi hallederim ben.

13. I’m in a hurry. Acelem var

14. It’s her field. En iyi o bilir, onun alanı

15. It’s up to you . Bu sana bağlı

16. Just wonderful. Harika!

17. What about you. Peki ya sen, bu konuda senin fikrin ne, sen bu konuda ne düşünüyorsun?

18. You owe me one. Bana borçlusun

19. You’re welcome. Birşey değil

20. Any day will do. Herhangi bir gün bana uğra

21. Are you kidding. Kafamı buluyor (tam Türkçe)

22. Congratulations. Tebrikler!

23. I can’t help it. Benim elimde olan bir şey değil.

24. I don’t mean it. Onu demek istemedim, onu kasdetmedim.

25. I’ll fix you up. Sizinle ilgileneceğim.

1.He was not a bit tired. Hiç yorgun değildi.

2. I will be more careful. Çok daha dikkatli olacağım, daha dikkatli olurum

3. I will never forget it. Onu hiçbir zaman unutmıyacağım

4. It is Just what I need. Bu tam da ihtiyacım olan şey

5. It rather surprised me. Bu beni oldukça şaşırttı, Şaşırdım

6. Just around the corner. Eli kulağında, hemen olacak

7. Just for entertainment. Sadece eğlenme amaçlı

8. Let bygones be bygones. Eski eskide kalsın (barıştık, eskiyi irdelemeye gerek yok)

9. Mother doesn’t make up. Annem makyaj yapmıyor

10. Oh, you are kidding me. Ah! Benimle kafa buluyorsun

11. She has been to school. O okulda olmak zorundaydı

12. Skating is interesting. Patenle kaymak ilgi çekicidir

13. Supper is ready at six. Akşam yemeği 6’dadır, akşam yemeği saat 6’da hazır.

14. That’s a terrific idea! . Bu çok güzel bir fikir, müthiş bir fikir

15. What horrible weather! . Ne korkunç hava

16. Which would you prefer. Hangisini tercih edersiniz?

17. Does she like ice-cream? . Dondurmayı sever mi?

18. First come first served . İlk gelene ilk önce hizmet edilir

19. Great minds think alike . Harika zekâlar birbirine benzer

20. He has a sense of humor . O şakadan anlar

21. He is acting an old man . O yaşlı bir adammış gibi hareket ediyor.

22. He is looking for a job . İş arıyor.

23. He doesn’t care about me . O beni umursamıyor.

24. I develop films myself. Filmleri kendim banyo ediyorum.

25. I felt no regret for it . Onun için pişmanlık duymadım

1.I get up at six o’clock . Saat 6 da kalkarım.

2. I meet the boss himself . Patronun kendisiyle tanışırım.

3. I owe you for my dinner . Sana akşam yemeği borçluyum.

4. I really enjoyed myself . Gerçekten beğendim.

5. I’m fed up with my work. İşimden usandım.

6. It’s no use complaining . Şikâyet etmenin bir anlamı yok.

7. She’s under the weather . O grip / hasta oldu.

8. The child sobbed sadly. Çocuk üzüntüyle hıçkıra hıçkıra ağladı.

9. The rumor had no basis . O söylentinin asli yok.

10. They praised him highly. Ona çok dua ettiler.

11. Winter is a cold season. Kış soğuk bir mevsimdir.

12. You can call me any time. Beni istediğin zaman arayabilirsin.

13. 15 divided by 3 equals 5. 15 i 3 e bolünce 5 olur.

14. All for one, one for all. Hepimiz birimiz birimiz hepimiz için.

15. East, west, home is best. Ne doğu ne batı evim en iyisi. (Türkçesi “evcazım evcazım sen bilirsin halcazım”

16. He grasped both my hands. Ellerimi yakaladı.

17. He is physically mature. O fiziksel olarak yetişkindir.

18. I am so sorry about this. Bunun için çok üzgünüm.

19. I can’t afford a new car. Yeni bir araba almaya gücüm yetmiyor.

20. I do want to see him now. Onu şimdi görmek istiyorum.

21. I have the right to know. Bilmeye hakkim var.

22. I heard some one laughing. Birinin gülmesini duydum.

23. I suppose you dance much. Sanırım sen çok dans ediyorsun.

24. I walked across the park. Parkı boydan boya geçtim.

25. I’ll just play it by ear. Koşullar neyi gerektirirse öyle hareket ederim.

1.I’m not sure I can do it. Onu yapabilmeğime emin değilim.

2. I’m not used to drinking. İçmeye alışkın değilim.

3. Is the cut still painful? . Yara hala acıyor mu?

4. It’s too good to be true! . Gerçek olamayacak kadar iyi.

5. Jean is a blue-eyed girl. Jean mavi gözlü bir kızdır.

6. Let’s not waste our time. Zamanımızı boşa harcamayalım.

7. May I ask some questions. Sana birkaç soru sorabilir miyim?

8. Money is not everything. Para her şey değildir.

9. Neither of the men spoke. Her ikisi de konuşmadı.

10. Stop making such a noise. Gürültü yapmayı kes.

11. That makes no difference. Bu ayırım (fark) yapmaz.

12. The price is reasonable. Fiyat uygundur.

13. They crowned him king. Kral ilan edildi, yüceltildi.

14. They’re in red and white. Onlar kırmızı ve beyaz giysi giyiyorlar.

15. We all desire happiness. Hepimiz mutluluğu isteriz.

16. We just caught the plane. Uçağa şimdi yetiştik.

17. What shall we do tonight? . Bu akşam ne yapacağız?

18. What’s your goal in life. Hayatki amacın ne?

19. When was the house built? . Ev ne zaman inşa edildi?

20. Why did you stay at home? . Neden Evde kaldın?

21. Would you like some help. Biraz yardım ister misin?

22. You mustn’t aim too high. Çok yüksek amaç seçmemelisin

23. You’re really killing me! . Beni gerçekten olduruyorsun

24. You’ve got a point there. İyi bir noktaya değindin.

25. Being criticized is awful! . Eleştirilmek berbat bir şey.

1.Don’t fall for it! . (argo) aldatılma

2.Don’t let me down. Beni hayal kırıklığına uğratma.

3. Easy come easy go. Kolay gelen kolay gider

4. I beg your pardon. Müsaade eder misiniz?

5. I beg your pardon? . Affedersiniz anlayamadım?

6. I’ll be back soon. Çok yakın zamanda geri geleceğim

7. I’ll check it out. Onu araştıracağım

8. It’s a long story. Uzun hikâye

9. It’s Sunday today. Bugün pazar

10. Just wait and see! . Sadece bekle ve gör

11. Make up your mind. Karar ver

12. That’s all I need. İhtiyacım olan şey bu

13. The view is great. Manzara harika

14. The wall has ears. Yerin kulağı vardır.

15. There comes a bus. İşte otobüs geliyor

16. What day is today? . Bugün günlerden ne

17. What do you think. Ne düşünüyorsun

18. Who told you that. Kim dedi sana bunu?

19. Who’s kicking off? . (argo)kim nalları dikiyor?

20. Yes I suppose so. Evet galiba öyle

21. You can’t miss it. Kaçırmazsın (Bir yeri tariften sonra “kolay bulursun” anlamında)

22. Any messages for me? . Benim için mesaj var mı?

23. Don’t be so modest. Çok alçakgönüllü olma

24. Don’t give me that. Atmaaa!

25. He is a smart boy. O zeki bir çocuk

1.He is just a child. O sadece bir çocuk

2. I can’t follow you. Seni takip edemem

3. I felt sort of ill. Kendimi hasta gibi hissettim

4. I have a good idea! . İyi bir fikrim var

5. It is growing cool. Hava soğuyor.

6. It seems all right. Tamam gibi gözüküyor

7. It’s going too far. Çok ileriye gitti.

8. May I use your pen. Kaleminizi kullanabilir miyim?(Resmi)

9. She had a bad cold. Onun kötü bir soğuk algınlığı var

10. That’s a good idea. Bu iyi bir fikir

11. The answer is zero. Cevap sıfırdır

12. What does she like? . O neyi sever?

13. As soon as possible! . Mümkün olan en kısa sürede

14. He can hardly speak. O zorlukla konuşabilir

15. He always talks big. O her zaman büyük konuşur

16. He won an election. O seçimi kazandı

17. I am a football fan. Ben bir futbol hayranıyım.

18. If only I could fly. Keşke uçabilseydim

A lazy girl is reading a magazine. Tembel bir kız bir dergi okuyor.
A guide is speaking about the pictures. Bir rehber resimler hakkında konuşuyor.
A little bit/ a little / somewhat Biraz, bir dereceye kadar, bir parça
A lot of people are coming in and going out. Birçok insanlar giriyor ve çıkıyorlar.
Accept my request İsteğimi kabul et
Accidents happen every now and then. Arada sırada kazalar olur.
After a few minutes he came. O birkaç dakika sonra geldi.
Ahmet and Mehmet went home. Ahmet ve mehmet eve gittiler.
Ahmet and zeynep are coming by train. Ahmet ve Zeynep trenle geliyor.
Ahmet and zeynep are going to england after. Ahmet ve Zeynep, daha sonra İngiltere’ye gidiyor.
Ahmet answered sadly. Ahmet üzgün bir şekilde cevap verdi.
Ahmet are going with her. Ahmet, onunla gidiyor.
Ahmet has a lot of books. . Ahmet’in çok kitabı var
Ahmet is giving empty cups to Fatma Hanım. Ahmet, fatma hanım’a boş fincanları veriyor.
Ahmet is not singing. Ahmet şarkı söylemiyor.
Ahmet is repairing that house. Ahmet , şu evi tamir ediyor.
Ahmet is sitting near the window. Ahmet pencerenin yanında oturuyor.
Ahmet is standing near the table. Ahmet masanın yanında duruyor.
Ahmet is translateing from turkish into english. Ahmet, İngilizce’ye Türkçe’den çeviriyor.
Ahmet is writing a letter to zeynep. Ahmet, Zeynep’e bir mektup yazıyor.
Ahmet listen to this music. Ahmet, bu müziği dinler.
Ahmet was angry now. Ahmet şimdi kızdı.
Ahmet’s bag is here. Ahmet’in çantası buradadır.
Ahmet’s ball is big. Ahmet’in topu büyüktür.
Ahmet’s book is more interesting than mine. Ahmet’in kitabı benimkinden daha enteresandır.
Ahmet’s pencil isn’t long. Ahmet’in kalemi uzun değildir.
Ali gave it to her. Ali onu ona verdi.
All children like toys. Bütün çocuklar oyuncak severler.
All I can think about is you Tek düşünebildiğim sensin
All I need is time Tek istediğim zaman
All men were wearing black suits. Bütün erkekler siyah takım elbise giyiyorlardı.
All of my life I gave to you Tüm hayatımı sana verdim
All our teachers and friends are fine. Bütün öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımız iyidirler.
All the books are on the shelf. Bütün kitaplar, rafın üstündedir.
All the children had funny shoes. Bütün çocukların komik ayakkabıları vardı.
All the girls studied very hard. Bütün kızlar çok sıkı ders çalıştılar.
All the houses are new here. Buradaki bütün evler yenidir.
All the humans are waiting in the stop. Bütün insanlar durakda bekliyor.
All the humans are waiting in the stop. Bütün insanlar durakda bekliyor.
All the roads were good and clean. Bütün yollar iyi ve temizdi.
All the women are going for a walk. Bütün kadınlar, bir yürüyüş için gidiyor.
All your dreams could come true Tüm hayallerin gerçekleşebilir
And I don’t know what to do Ne yaptığını bilmiyorum
And no one understands you Hiçkimse seni anlamıyor
And now I’m making a change Şimdi bir degişiklik yapıyorum
Another interests? Başka ilgi alanın?
Another time Başka zaman
Any student cn understand this. Bunu hangi öğrenci olsa anlayabilir.
AnybOdy can do this. Bunu kim olsa yapabilir.
Anything can happen? Her şey olabilir.
Anytime you want me to Ne zaman istersen
Apple – orange melon watermelon grapes Elma – portakal – kavun – karpuz – üzüm
Are there any wide streets? Hiç geniş cadde var mı?
Are there some students in the room? Odada öğrenciler var mı?
Are we can be friend? Arkadaş olalım mı?
Are you all right? İyi misin?
Are you alone? Yalnız mısın?
Are you blind Körmüsün
Are you busy Meşgulmüsün
Are you deaf Sağırmısın
Are you fond of swimming? Yüzmekten hoşlanır mısınız?
Are you free tomorrow? Yarın boş musun?
Are you going to kiss her? Yoksa onu öpecek misin?
Are you going to marry her? Onunla evlenecekmisin?
Are you going to sell your old house? Eski evinizi satacak mısınız?
Are you going to stay at the dorm? Ögrenci yurdundamı kalacaksın?
Are you marriaged? Evli misin
Are you passing me by? Bana aldırmıyor musun?
Are you ready Hazır mısın?
Are you single? Bekar mısın?
Are you sleeping? Yatıyor musun?
Are you there Orda mısın?
Are you using the napkins? Peçeteleri kullanıyormusun
Are you willing to try Denemek istiyor musun?
Aren’t we eating? Yemiyor muyuz?
Aren’t you hungry? Acıkmadın mı?
Ask the man. Adama sor.
At what street is the school located? Okul hangi sokakta?
Ayşe saw them. Ayşe onları gördü.
Ayşe walked into the building. Ayşe binanın içine yürüdü.
Ayşen is more beautiful than Selin. Ayşen selin’den daha güzel.
Ayşe’s is beautiful. Ayşe’ninki güzeldir.
Baby-in-arms Ana kuzusu
Bad news travels fast Kötü haber tez yayılır
Barking dog never bites Havlayan köpek ısırmaz
Barry does not have any hobbies. Barry’nin hiç hobisi yok.
Barry has some hobbies. Barry’nin bazı hobileri var.
Be quickly Acele et
Be there, for me Orda ol, benim için
Because of you Senin yüzünden
Beth veya mary gelecek.
Better late than never Geç olsun da güç olmasın
Better lose the saddle than the horse Zararın neresinden dönülürse kardır
Bob had been resting. Bob istirahat etmekteydi.
Book of happiness Mutluluk kitabı
Books and note-books are in the car. Kitaplar ve defterler arabanın içinde.
Books are useful. Kitap yararlıdır.
Both are wonderful. Her ikisi de harika!
Both women are short. Her iki kadın da kısa.
Bring the book to me. Kitabı bana getir.
But how can that be? Ama bu nasıl olabilir ki?
But I don’t know how i say Ama nasıl söylesem bilemiyorum
But why do they call it Kızkulesi?
Bye for a while Bir süreliğine güle güle
Call me from this number: 053233384. Beni bu numaradan ara: 0532 33384 ..
Can I go? Gidebilir miyim?
Can I show you with something? Size birşey gösterebilir miyim?
Can I take the other one? Diğerini (diğer kalemi) alabilir miyim?
Can I understand this book if I learn English? İngilizce öğrenirsem bu kitabı anlayabilir miyim?
Can it rain tonight? Bu gece yağmur yağabilir mi?
Can see the pain in your eyes Acıyı gözlerinde görebiliyorum
Can she go too? O da gidebilir mi?
Can you come back alone? Siz yalnız geri gelebilir misiniz?
Can you connect me to room service please? Oda servisini bağlar mısınız
Can you give me some water? Bana biraz su verirmisin?
Can you help me? Yardım edebilir misiniz?
Can you play the piano? Piyano çalabilir misin?
Can you send me your picture? Resmini gönderir misin?
Can you smoke in the hotel? Otelde sigara içiliyor mu?
Can you speak Turkish? Türkçe konuşabilir misin?
Can you tell me the time, please. Bana saati söyleyebilir misiniz?
Can’t nothing hold us back Hiçbir şey bizi durduramaz
Careful reading is necessary. Dikkatli okuma gereklidir.
Cheers Şerefe
Cheese is made from milk. Peynir sütten yapılır.
Children enjoy playing. Çocuklar oynamaktan hoşlanırlar.
Children should go to bed early. Çocuklar erken yatmalıdır.
Civilized man can not live without electricity. Uygar insan elektrik olmadan yaşayamaz.
Close your eyes Gözlerini kapat
Come after 5;00 o’clock. Saat 5;00’ten sonra gel.
Come along Haydi, çabuk
Come at 5;00 o’clock. Saat 5;00’te gel.
Come at 5;00 or 6 o’clock. Saat 5;00 veya 6;00’da gel.
Come before 5;00 o’clock. Saat 5;00’ten evvel gel.
Come by 5;00 o’clock. Saat 5;00’e kadar gel.
Come in, won’t you? İçeri girmez misiniz?
Come near. Yakına gel.
Come on and dance with me Hadi gel dans et benimle
Come to turkey for holiday Türkiyeye tatile gel
Company meetings are held fortnightly. Şirket toplantıları 15 günde bir yapılır.
Congratulations. Tebrikler.
Could we go now? Şimdi gidebilir miyiz?
Could we go yesterday? Dün gidebilir miydik?
Could you pass the bread, please? Lütfen ekmeği uzatabilir misiniz?
Could you repeat that please Tekrar edebilir misiniz?
Covards die many times before their deaths Korkunun ecele faydası yoktur
Cut your coat according to your cloth Ayağını yorganına göre uzat
Çoğu erkek çocuk futboldan hoşlanır. Most boys like football.
Did you fill the soup bowls? Siz çorba kaselerini doldurdunuzmu?
Did you ask this subject? Siz bu konuyu sordunuzmu?
Did you begin the school? Siz okula başladınızmı?
Did you break the cups? Siz fincanları kırdınızmı?
Did you bring the gold box? Siz altın kutusunu getirdinizmi?
Did you build a school? Siz bir okul inşa ettiniz mi?
Did you buy a helicopter? Siz bir helikopter satın aldınızmı?
Did you catch a bear? Siz bir ayı yakaladınızmı?
Did you choose a beautiful flower? Siz güzel bir çiçek seçdinizmi?
Did you clean my dresses? Siz elbiselerimi temizledinizmi?
Did you clean this class? Siz bu sınıfı temizledinizmi?
Did you come here by train Sen buraya trenle mi geldin?
Did you come here yesterday? Siz dün buraya geldinizmi?
Did you cook the vermicelli soup? Siz tel şehriye çorbasını pişirdinizmi?
Did you cut your beards? Siz sakallarınızı kesdinizmi?
Did you drink the pomegranate water? Siz nar suyu içdinizmi?
Did you drive the skate? Siz paten sürdünüzmü?
Did you eat the rice soup? Siz pirinç çorbasını yedinizmi?
Did you ever eat this fish? Bu balıktan hiç yedin mi?
Did you ever take a wrong bus Siz yanlış bir otobüse bindiniz mi
Did you fall from the chair? Siz sandalyeden düşdünüzmü?
Did you feel the wind Rüzgarı hissediyor musun?
Did you fight to the class yesterday? Sen, dün sınıfa kavga ettin mi?
Did you fill the cups? Siz fincanları doldurdunuzmu?
Did you find my necklace? Siz kolyemi buldunuzmu?
Did you forget my name? Siz benim ismimi unutdunuzmu?
Did you get the dinner? Siz akşam yemeğini hazırladınızmı?
Did you give my keys? Siz benim anahtarlarımı verdinizmi?
Did you go to the theater? Siz tiyatroya gitdinizmi?
Did you hear the beautiful news? Siz güzel haberi işitdinizmi?
Did you help your teacher? Siz öğretmeninize yardım ettiniz mi?
Did you hit the car? Siz arabaya vurdunuzmu?
Did you keep the silvers? Siz gümüşleri muhafaza ettiniz mi?
Did you know the answers? Siz cevapları bildinizmi?
Did you laugh this event? Siz bu olaya güldünüzmü?
Did you learn the questions? Siz soruları öğrendinizmi?
Did you leave the mosque? Siz camiyi terk ettiniz mi?
Did you like my tortoise? Siz kaplumbağamdan hoşlandınızmı?
Did you make the homework? Siz ev ödevini yapdınızmı?
Did you meet my daughter? Siz benim kızım ile görüşdünüzmü?
Did you open this subject? Siz bu konuyu açdınızmı?
Did you owe for car? Siz araba için borçlandınız mı?
Did you pay the weapon’s money? Siz silah’ın parasını ödedinizmi?
Did you play the soccer? Siz futbol oynadınızmı?
Did you put my car to garage? Siz arabamı garaja koydunuzmu?
Did you read this beautiful stories? Siz bu güzel hikayeler okudunuzmu?
Did you run this morning? Siz bu sabah koşdunuzmu?
Did you say good morning? Siz günaydın dedinizmi?
Did you see my daughter? Siz benim kızımı gördünüzmü?
Did you sell my stories? Siz hikayelerimi satdınızmı?
Did you send my sweater? Siz benim süeteri yolladınızmı?
Did you shake the jevel’s box? Siz mücevher’in kutusunu salladınızmı?
Did you show my jevels? Siz mücevherlerimi gösterdinizmi?
Did you shut the teapot’s lid? Siz çaydanlığın kapağını kapadınızmı?
Did you sit yesterday night? Siz dün gece oturdunuzmu?
Did you smoke in my room? Siz odamda sigara içdinizmi?
Did you speak all day? Siz bütün gün konuşdunuzmu?
Did you spend your salary? Siz maaşınızı harcadınızmı?
Did you stand in the Anıtkabir? Siz anıtkabirde durdunuzmu?
Did you stay near my friend? Siz arkadaşımın yanında kaldınızmı?
Did you steal my shoes? Siz ayakkabılarımı çaldınızmı?
Did you swim on the sea? Siz denizde yüzdünüzmü?
Did you take a pink blouse? Siz pembe bir bluz aldınızmı?
Did you take the newspaper from table? Sen, gazeteyi masadan aldın mı?
Did you talk near my friend? Siz arkadaşımın yanında konuşdunuzmu?
Did you teach the dance? Siz dans etmesini öğretdinizmi?
Did you tell my father? Siz babama söyledinizmi?
Did you think the beautiful things? Siz güzel şeyleri düşündünüzmü?
Did you throw my new shirt? Siz yeni gömleğimi atdınızmı?
Did you translate this stories? Siz bu hikayeleri tercüme ettiniz mi?
Did you understand this subject? Siz bu konuyu anladınızmı?
Did you use the computer last week? Siz geçen hafta bilgisayarı kullandınızmı?
Did you use this bus? Siz bu otobüsü kullandınızmı?
Did you walk in the garden? Siz bahçede yürüdünüzmü?
Did you wash my dresses? Siz elbiselerimi yıkadınızmı?
Did you write this subject? Siz bu konuyu yazdınızmı?
Did you write your name? Siz adınızı yazdınızmı?
Do they ever eat fish? Hiç balık yerler mi?
Do you ever seen Bursa Bursayı gördün mü?
Do you feel in me Beni hissedebiliyor musun?
Do you feel it? Hissediyor musun bunu?
Do you have any friends in İzmir? İzmir’de hiç arkadaşın var mı?
Do you have health insurance? Sağlık sigortanız var mı?
Do you have salad? Salatanız var mı
Do you have some time for me? Bana ayıracak biraz zamanın var mı?
Do you have these pants in a different color? Bu pantalonun baska rengi varmı
Do you have to go? Gitmen gerekiyor mu?
Do you know how expensive that book is? Bu kitabın ne kadar pahalı olduğunu biliyor musun?
Do you know how fast this car is? Bu otomobilin ne kadar hızlı olduğunu biliyor musun?
Do you like me? Benden hoşlanıyor musunuz?
Do you love me? Beni seviyor musun?
Do you recognize me? Beni tanıdın mı?
Do you remember her name now? Onun adını hatırlıyor musun?
Do you remember me Beni hatırladın mı?
Do you see any clouds? Hiç bulut görüyor musun?
Do you speak english? İngilizce biliyor musunuz?
Do you stay wiht your parent Ailenle mi yaşıyorsun
Do you still have doubts that Hala şüphelerin var mı
Do you understand my words? Sözlerimi anlıyor musunuz?
Do you want a cup of coffee? Bir fincan kahve ister misin?
Do you want another apple? Sen bir başka elma ister misin?
Do you want me Beni istiyor musun
Do you want me to take you? Seni almamı ister misin?
Does it hurt when I touch? Dokunduğumda acıyor mu?
Does it often rain here? Burada sık sık yağmur yağar mı?
Does it rain every day? Her gün yağmur yağar mı?
Dogs are animals. Köpek bir hayvandır.
Dolphins are very intelligent animals. Yunuslar çok zeki hayvanlardır.
Don´t leave me lonely Beni yalnız bırakma
Don’t be late Geç kalma
Don’t be a prick Hıyarlık etme
Don’t believe what you hear Duyduklarına inanma
Don’t believe what you see Gördüklerine inanma
Dont bother me Benim canımı sıkma
Dont cry Ağlama
Don’t deny me Beni inkar etme
Dont forget me Beni unutma
Don’t forget to call Aramayı unutma
Don’t get me wrong Beni yanlış anlama
Don’t go there now. Oraya şimdi gitme.
Don’t hide your face Yüzünü gizleme
Don’t let me down Sakın beni bırakma
Don’t lie to me Yalan söleme bana
Don’t look at me Bana bakma
Don’t make me wait Beni bekletme
Don’t need no other Başkasına ihtiyacım yok
Don’t run quickly. Hızlı koşma.
Don’t talk loudly at dinner table. Yemek masasında yüksek sesle konuşma.
Don’t tell me what to believe Bana neye inanacağımı söyleme
Don’t wanna rush it Aceleye getirmek istemiyorum
Don’t waste your time on me Zamanını benimle harcama
Don’t you cry tonight Bu gece sakın ağlama
Don’t you try to hide it Saklamaya çalışma
Dou you like what kind men? Nasıl erkeklerden hoşlanırsın?
Dou you like what kind men? Ne tür erkeklerden hoşlanırsın?
Dou you like what kind music? Ne çeşit müzikten hoşlanırsın
Dou you see me? Beni görüyor musun?
Dou you travel often Çok gezer misin?
Dou you want see me? Beni görmek ister misin?
Drugs are more expensive than before. İlaçlar eskiye göre daha pahalı.
East or West, home is the best. Doğuda veya batıda en rahatı yuvamda.
Enjoy your meal Afiyet olsun
Enough Yeterli, kafi, gereği kadar
Enough is enough Her şeyin fazlası zarar
Even the best man sometimes stumbles Hatasız kul olmaz
Every cloud has a silver lining Her felakette bir hayır vardır
Every cloud has a silver lining Her şeyde bir hayır vardır
Every day we pray for you Senin için her gün dua ediyoruz
Every night I pray Her gece dua ederim
Every word I say is true Her söylediğim kelime doğru
EverybOdy are standing under a big tree. Herkes bir büyük ağacın altında duruyor.
Everyday together always Her gün birlikteydik, her zaman
Everyone are studying in the office. Herkes ofisde çalışıyor.
Everyone is carrying a bag. Herkes, bir çantayı taşıyor.
Everyone is coming. Herkes geliyor.
Everything comes to him who waits Sabreden derviş muradına ermiş
Everything now in the past Herşey geçmişte kaldı
Everything’s changed Her şey değişti
Excuse me. Afedersiniz.
Fair enough. Bu kadar yeter.
Faruk’s books are there. Faruk’un kitapları oradadır.
Fatma çorba tabaklarına çorba koyuyor. Fatma is putting soup in the soup plates.
Fatma is more beautiful than Zeynep. Zeynep’ten daha güzel fatma.
Finally everything was settled. Sonunda her şey halledildi.
Finally i gave way Sonunda pes ettim
First you Önce sen
Five students are sick. Beş öğrenci hastadır.
Follow your heart Kalbini takip et
For me you never really had the time Benim için asla zamanın olmadı
Fork – knife – spoon – plate – glass Çatal – bıçak – kaşık – tabak – bardak
Fortunately, we didn’t miss the last train. Şans eseri, son treni kaçırmadık.
Frankly, I don’t like him very much. Açıkçası, onu pek sevmem.
Galatasaray is my favorite Football club. Galatasaray benim favori takımımdır
Game is over Oyun bitti
Get more close to me Bana daha yakın ol
Get on with it! Başla! Devam et!
Get out Çık dışarı
Give me your address Adresini ver
Give me your mail address Mail adresini ver
Give the horse a little water. Ata biraz su ver.
Give yourself to me Kendini bana bırak
Go straight, make the second left Düz git, ikinci sola dön
Go there on Wednesday. Oraya çarşamba günü git.
Go to your mother on Saturday. Cumartesi günü annene git.
God bless you Çok yaşa
Good day İyi günler
Good evening! İyi akşamlar
Good food is the backbone of life Can boğazdan gelir
Good night! İyi geceler
Good words are worth much, and cost little Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır
Good-bye Allahaısmarladık
Gordon’s hat is black. Gordon’un şapkası siyahtır.
Got me affected Beni etkiledin
Great Harika
Habit lasts for a life-time Can çıkmayınca huy çıkmaz
Had he money in this pocket? Cebinde parası var mıydı?
Had I seen the fie, I would have reported. Yangını görmüş olsaydım, bildirirdim.
Halk oraya gidiyor. People are going there.
Haluk is as handsome as Orhan. Haluk, orhan kadar yakışıklıdır.
Hard work requires working hard. Ağır iş sıkı çalışmayı gerektirir.
Hardly scarcely barely Hemen hemen hiç, hiç, ancak, güçbela, zar zor
Has he been to England? İngiltere’de bulunmuş mu?
Has she ever called you? O bayan size hiç telefon etti mi?
Has the post arrived yet? Posta daha gelmedi mi?
Hasan bakıyor, ve gülüyor. Hasan is looking and laughing.
Hasan bey bir sandalyede oturuyor. Hasan bey is sitting on a chair.
Hasan Bey is sitting on a chair. Hasan bey bir sandalyede oturuyor.
Hasan is the tallest man in our class. Hasan bizim sınıfımızda en uzun adamdır.
Hat – t-shirt – dress shirt – sweater Şapka – tişört – gömlek – kazak
Have you ever played table tennis? Sen şimdiye kadar masa tenisi oynadın mı?
Have you counted the chickens? Tavukları saydın mı?
Have you done your homework? Ödevini yaptın mı?
Have you ever been to an opera? Hiç operaya gittin mi? Opera tecrüben oldu mu?
Have you ever been to China Hiç çinde bulundunmu?
Have you ever been to Mexico? Sen hiç meksiko’da bulundun mu?
Have you ever been turkey Türkiyeye geldin mi?
Have you ever eaten caviar Hiç havyar yedinmi ?
Have you ever eaten sushi? Hiç suşi yedin mi?
Have you finished your homework? Ödevini bitirdin mi? = şu an hazır mı?
Have you gone to Paris? Paris’e gittin mi?
Have you got a pic Fotografın var mı?
Have you got any boyfriend? Erkek arkadaşın var mı?
Have you got mobile phone? Cep telefonun var mı?
Have you seen her? Onu gördün mü?
Have you seen Matthew? Matthew’i gördün mü?
Have you seen them lately? Son zamanlarda onları gördün mü?
Have your ever played hockey? Hiç hokey oynadın mı?
Haven”t you got ready yet? Look at the time! Hala hazır değil misin? Saate bak!
He abduct O kaçırır
He abduct the bus. O, otobüsü kaçırır.
He abort O düşürür
He abort your child. O, senin çocuğunu düşürür.
He accomplish O başarır
He accomplish the quiz. O, sınavı başarır.
He accost O sarkıntılık eder
He accustom O alıştırır
He accustom you cigarettes. O, seni sigaralara alıştırır.
He acknowledge you. O, seni tanır.
He acquit O beraat ettirir
He adjust the cinema time. O, sinema zamanını ayarlar.
He admit the crime. O, suçu itiraf eder.
He affiliate with the cupboard. O, dolapla birleşir.
He always behaves naturally. O daima doğal hareket eder.
He always comes late. O daima geç gelir.
He always gets up very early. O daima çok erken kalkar.
He amass my bag. O, benim çantamı getirir.
He angle this world. O, bu dünyayı başka açıdan gösterir.
He announce the meeting. O, toplantıyı ilan eder.
He apportion the apples. O, elmaları paylaştırır.
He apprise the event. O, olayı söyler.
He associate you a famous. O, seni bir ünlü benzetir.
He avenge from he of friends. O, arkadaşlardan onun öcünü alır.
He await the bus. O, otobüsü bekler.
He backspace the word. O, sözcüğü siler.
He bash the man. O, adama şiddetle vurur.
He became a doctor. Doktor oldu.
He became happy. Mutlu oldu.
He became ill. Hastalandı.
He buy food for his children. O, onun çocukları için yiyeceği satın alır.
He called me to help him with his work. Beni, işine yardım edeyim diye çağırdı.
He can hardly see. O pek göremez.
He can speak good English. İngilizce’yi iyi konuşur.
He can’t see very well. Çok iyi göremez.
He come after ten o’clock . O, saat ondan sonra gelir.
He couldn’t sleep until dawn. Gün doğana kadar uyuyamadı.
He finished three days ago Üç gün önce bitirdi
He gave me. O bana verdi.
He goes to work on Saturdays. Cumartesi günleri işe gider.
He had a big basket in his hand. Onun ellerinde bir büyük sepet var.
He had examined me before. Beni daha önce de muayene etmişti.
He has a big book in his hand. Onun ellerinde büyük bir kitap var.
He has a memory like sieve Hafızası çok kötüdür
He has achieved his goal already Hedefine ulaştı bile
He has always been honest O daima dürüst olmuştur
He has broken his leg Ayağını kırdıayağı halen kırık
He has just gone home O, biraz önce evden çıktı
He has just gone out Henüz dışarı çıktı
He has just left. Az önce ayrıldı.
He has not shown up lately Son zamanlarda ortalıkta görünmüyor
He has studied English and French O, ingilizce ve fransızca okudu
He has studied English for 5 years. Beş yıldır ingilizce öğreniyor.
He has thinking of resigning. İstifa etmeyi düşünüyordu.
He has wery money. Onun çok parası var.
He has won 3 Oscars 3 oscar kazandı
He is crossing river by ship. O nehiri gemiyle geçiyor.
He is a good boy. O iyi bir çoçuktur.
He is a little lazy. O biraz tembeldir.
He is an interesting person. O ilginç bir kimsedir.
He is at home, isn’t he? O evdedir, değil mi?
He is at home. O evdedir.
He is at school today. Bugün okuldadır.
He is beginning to say a few English words. O birkaç ingilizce kelime söylemeye başlıyor.
He is cooking the vegetables. O, sebzeleri pişiriyor.
He is drawing a map on the blackboard. O , karatahtada bir harita çiziyor.
He is eating my soup. O , benim çorbamı yiyor.
He is experienced enough to solve this problem. O bu sorunu çözecek kadar deneyimlidir.
He is going to Ankara by train. O, trenle ankara’ya gidiyor.
He is in trouble. Başı belada.
He is learning English with her friends. O, onun arkadaşlarıyla ingilizce’yi öğreniyor.
He is leaving our country at the end of this month. O, bu ayın sonunda bizim ülkemizden ayrılıyor.
He is looking the mountaines. O, dağlara bakıyor.
He is looking at the sports page. O, spor sayfasına bakıyor.
He is looking at Zeynep with empty eyes. O, boş gözlerle zeynep’e bakıyor.
He is looking for his bag. O, onun çantasını arıyor.
He is much happy than before. Eskisinden çok daha mutlu.
He is my closest friend O benim en yakın arkadaşım
He is not a very polite person. O çok kibar bir insan değildir.
He is not going to buy the house. O, evi satın almayacak.
He is possibly a crook. O muhtemelen bir sahtekar.
He is rather stupid, but his friend is fairly clever. O oldukça aptaldır ama kızkardeşi oldukça zekidir.)
He is reading a newspaper. O bir gazete okuyor.
He is rich enough to buy that land. O araziyi alacak kadar zengin.
He is saying our event. O , bizim olayı diyor.
He is sitting near me. O benim yanımda oturur.
He is smiling and is begining to walk. O gülümsüyor ve yürümeye başlıyor.
He is smoking a cigarette. O bir sigara içiyor.
He is such a nice person that everybOdy likes him. O kadar iyi bir insan ki herkes onu sever
He is talking in the library. O, kütüphanede konuşuyor.
He is talking loud Yüksekten atıyor.
He is the best athlete in our school. Okulumuzdaki en iyi sporcudur.
He is the best driver that ı’ve seen. Gördüğüm en iyi sürücüdür.
He is the best man I have ever seen O gördüğüm en iyi insandır
He is the tallest boy in our class. Sınıfımızın en uzun boylu çocuğudur.
He is too old. O çok (aşırı) yaşlı.
He is too young to marry. Evlenmek için çok genç.
He is very talented. O çok yeteneklidir.
He is waiting at home now. O, şimdi evde bekliyor.
He lives a high life. Lüks bir yaşantısı var.
He lives on Büklüm Street. Büklüm sokağında oturuyor.
He look at the travel brochure. O, yolculuk broşürüne bakar.
He looks quit tired. O oldukça yorgun görünüyor.
He made up his mind to stay. Kalmaya karar verdi.
He might have given the painting to someone Boyayı birine vermiş olabilir
He must not have finished yet. Henüz bitirmemiş olmalı.
He never smokes. O asla sigara içmez.
He run now in the garden. O şimdi bahçede koşar.
He said he might come late. Geç gelebileceğini söyledi.
He said he would call me. Beni arayacağını söyledi.
He said I should stay with him. Onunla kalmam gerektiğini söyledi.
He said I’d better slow down. Yavaşlamamın iyi olacağını söyledi.
He say a few English words. Birkaç ingilizce kelime söyler.
He should have played better. Daha iyi oynaması gerekirdi.
He should have told you earlier Sana daha önce söylemeliydi
He sometimes goes fishing. Bazan balığa gider.
He studied sufficiently. Yeteri kadar çalıştı.
He talks all the time. O, sürekli konuşur.
He talks too quickly to understand. O anlaşılamayacak kadar hızlı konuşuyor.
He told me he might be late. Bana gecikebileceğini söyledi.
He wait four hours you. O, dört saat seni bekler.
He walks slowly. O ,yavaş yürür.
He went home to change his clothes. Eve elbisesini değiştirmek için gitti.
He will be 24 by the time he has finished school Okulu bitirdiğinde 24 yaşında olacak
He won’t lend me any money. Bana hiç borç para vermeyecek.
He writes his name with a red pencil. O kırmızı bir kurşun kalem ile onun adını yazar.
He wrote a letter to him. Ona bir mektup yazdı.
He wrote it himself. O kendisi yazdı.
He’s fairly a good teacher. Gerçekten iyi bir öğretmendir.
He’s quite an interesting man. O çok ilginç bir adamdır.
Help the man. Adama yardım et.
Her latest book is about child care.Son Yeni kitabı çocuk bakımı hakkındadır.
Her little girl is much better than my daughter. Benim kızımdan çok daha iyi onun küçük kızı.
Her mother knows where she goes. Annesi onun nereye gittiğini biliyor.
Her work is very much better. Onun çalışması çok daha iyi
Here I am İşte ben
Here I am again Yine buradayım
Herkes bir büyük ağacın altında duruyor. EverybOdy are standing under a big tree.
Herkes bir madeni parayı almayı deniyor. EverybOdy are trying to get a coin.
Herkes geliyor. Everyone is coming.
Herkes ofisde çalışıyor. Everyone are studying in the office.
Herkes, Anıtkabir’i ziyaret ediyor. EverybOdy are visiting the anıtkabir.
Herkes, bir çantayı taşıyor. Everyone is carrying a bag.
Herşeyi olduğu gibi söyler She tells it like it is
He’s gone to the fish market Balık pazarına gitti
His house is in İstanbul? Evi istanbul’dadır.
His presence at the meeting was surprising. Toplantıda bulunuşu şaşırtıcıydı.
His speech was fairly effective. Onun konuşması epeyi etkiliydi.
His teachers’ cars aren’t new. Onun öğretmenlerinin otomobilleri yeni değildir.
His Turkish is very bad. Onun Türkçesi çok kötü.
Honestly, I am not so pleased with her performance. Dürüstçesi, onun performansından pek memnun kalmadım.
Hopefully, he won’t fail in the exam. İnşAllah, sınavda başarısız olmaz.
Hour – day Saat – gün
How are all my teachers and friends? Nasıl benim bütün öğretmenlerim ve arkadaşlarım?
How are you getting the money? Nasıl para alıyorsun?
How are you? Nasılsınız?
How are your wife and your daughter? Sizin eşiniz ve sizin kız evlat nasıldır?
How big is your room? Odanız ne kadar büyüktür?
How can I be sure that you won’t go Gitmeyeceğinden nasıl emin olabilirim
How could you do it! Bunu nasıl yapabildin!
How could you ever be so cold ? Nasıl bu kadar soğuk kanlı olabildin?
How did it end up like this? Nasıl bu hale geldi?
How do I catch the mouse? Ben fareyi nasıl yakalarım?
How do you do Memnun oldum
How do you do it? Onu nasıl yaparsınız?
How does he find his way? Yolunu nasıl bulur?
How far is Ankara? Ankara ne kadar uzaklıktadır?
How high is this mountain? Bu dağ ne kadar yüksekliktedir?
How is business? İşler nasıl?
How is everything Durumun nasıl?
How is your family? Aileniz nasıl?
How is your mother? Sizin anne nasıldır?
How is your wife? Eşin nasıl?
How long can you tolerate it Buna ne kadar tahammül edebilirsin
How long does it take to go there? Oraya gitmek ne kadar alır?
How long have you been at this school? Ne kadar süredir bu okulda bulunmaktasın?
How long is a class? Bir ders ne kadar sürer?
How long is this table? Bu masa ne kadar uzunluktadır?
How long shall we stay in Paris? Paris’de biz ne kadar zaman kalacağız?
How many are there? Kaç tane vardır?
How many books do you have? Kaç tane kitabın var?
How many coins did you get? Siz kaç tane madeni paralar hazırladınız?
How many dogs and cats are there behind the car? Arabanın arkasında kaç tane köpekler ve kediler vardır?
How many people are here? Kaç kişi buradadır?
How much are these shoes? Bu ayakkabı kaça
How much are they? Onlar ne kadardır?
How much does it cost? Fiyatı ne kadar?
How much is a kilo? Kilosu kaçadır?
How much is it? Kaç lira?
How much money is lost? Ne kadar para kayboldu?
How much shall I give? Ben ne kadar vereceğim?
How much time do we have? Ne kadar zamanımız var?
How often do you come here? Buraya ne kadar sık gelirsiniz?
How old are you? Kaç yaşındasınız?
How old is this building? Bu bina ne kadar eskidir?
How shall we go there? Biz nasıl oraya gideceğiz?
How shall we go? Nasıl gidelim?
How surprised she was! Nasıl da şaşırmıştı!
How tall are you? Boyunuz ne kadardır?
How tall is this building? Bu bina ne kadar yüksekliktedir?
How was I to know? Nasıl bilebilirdim ki?
How was your shopping? Sizin alışveriş nasıldı?
How would you like to go? Nasıl gitmek istersiniz?
Hurry up and come and save me Acele edin gelip beni kurtarın
I attempt he. Ben, onu denerim.
I attempt the dance. Ben, dansı denerim.
I attempt the volleyball. Ben, voleybolu denerim.
I use the tractor every day. Ben, her gün traktörü kullanırım.
I wash my face with cold water. Ben, soğuk suyla benim yüzümü yıkarım.
I abandon Ben bırakırım
I abandon the cigarette. Ben, sigarayı bırakırım.
I accelerate Ben hızlandırırım
I accelerate the work. Ben, işi hızlandırırım.
I acquire two tickets. Ben, iki bileti elde ederim.
I addict my program. Ben, benim programıma bağımlı olurum.
I admonish my friend. Ben, benim arkadaşımı kibarca uyarırım.
I advise you to always behave naturally. Sana daima doğal davranmanı tavsiye ederim.
I affect the everybOdy. Ben, herkesi etkilerim.
I affix my notebook. Ben, benim defterimi iliştiririm.
I also know how to play basketball. Basket oynamasını da bilirim.
I always brushed my teeth before I want to bed. Yatmadan önce dişlerimi fırçalardım.
I always do my work first. Her zaman işimi önce yaparım.
I always get up and go Hep uyanıp gidiyorum
I always get up early. Daima erken kalkarım.
I always look at the world through rose coloured g Dünyaya her zaman pembe gözlüklerle bakarım
I am opening the train’s windows now. Ben, şimdi trenin pencerelerini açıyorum.
I am talking for you. Ben, senin için konuşuyorum.
I am thinking thanking for help. Ben yardım için teşekkür etmeyi düşünüyorum.
I am useing the computer every time. Ben, her zaman bilgisayarı kullanıyorum.
I am accusromed to reading at night. Geceleri okumaya alışkınım.
I am also well,thank you. Bende iyiyim çok teşekkürler.
I am an accountant Ben muhasebeciyim
I am angry. Kızgınım.
I am answering the telephone. Ben, telefonu cevaplıyorum.
I am bored stiff. Sıkıntıdan patlıyorum
I am buying a cheap jacket. Ben, ucuz bir ceketi satın alıyorum.
I am catching the fly. Ben, sineği yakalıyorum.
I am cleaning my computer. Ben, benim bilgisayarımı temizliyorum.
I am coll Bomba gibiyim
I am coming from Ankara. Ben, ankara’dan geliyorum.
I am cool! Harikayım
I am correcting my mistake. Ben, benim hatamı düzeltiyorum.
I am counting the children. Ben, çocukları sayıyorum.
I am crying for the ill brother. Ben, hasta erkek kardeş için ağlıyorum.
I am cuting the watermelon. Ben, karpuzu kesiyorum.
I am cuting the watermelon. Ben, karpuzu kesiyorum.
I am cutting the bread with a knife. Ben, bir bıçakla ekmeği kesiyorum.
I am dancing by my baby. Ben, benim bebeğimle dans ediyorum.
I am dead bored Canım çok sıkılıyor.
I am dieing from cold. Ben, soğuktan ölüyorum.
I am doing my homework. Ben, benim ödevimi yapıyorum.
I am done with this Benden bu kadar
I am enjoying your dresses. Ben, senin giysilerini beğeniyorum.
I am feeling happy already. Ben, şimdiden mutlu hissediyorum.
I am filling the tea the cups. Ben, çayı fincanlara dolduruyorum.
I am fine, too. Ben de iyiyim.
I am forgeting your name. Ben, senin ismini unutuyorum.
I am getting angry. Kızmaya başlıyorum.
I am giving my book to my teacher. Ben, benim öğretmenime benim kitabımı veriyorum.
I am glad we met Tanıştığımıza çok memnun oldum
I am going in shame. Utanıyorum
I am going shopping alone. Ben yalnız alışverişe gidiyorum.
I am going the cinema with my girl friend. Ben, benim kız arkadaşımla sinemaya gidiyorum.
I am going to give these to my friends. Ben, benim arkadaşlarıma bunlara vereceğim.
I am going to San Diego San diego’ya gidiyorum.
I am going to study English this year. Bu yıl, ingilizce çalışacağım.
I am going to the cinema. Ben, sinemaya gidiyorum.
I am going to theater early tonight. Ben, bu gece tiyatroya erken gidiyorum.
I am going to Turkey from England. Ben, ingiltere’den türkiye’ye gidiyorum.
I am going with my father. Ben, benim babamla gidiyorum.
I am growing impatient. Sabrım taşıyor.
I am hungry. Açım.
I am in a hurry Acelem var
I am in a red Boğazıma kadar borca battım
I am interested in your past. Senin geçmişinle ilgiliyim.
I am learning English. Ben, ingilizce’yi öğreniyorum.
I am leaving İstanbul next week. Gelecek hafta istanbul’dan ayrılacağım.
I am leaving tomorrow. Yarın hareket ediyorum..
I am less patient than a saint. Ben bir azizden daha az sabırlıyım.
I am looking for my dog. Ben benim köpeğimi arıyorum.
I am looking for my glasses. Ben, benim gözlüklerimi arıyorum.
I am looking forward to seeing you. Sizi görmek için sabırsızlanıyorum.
I am losing my everything. Ben, benim her şeyimi kaybediyorum.
I am loving my girl friend. Ben, benim kız arkadaşımı seviyorum.
I am making a chair. Ben bir sandalyeyi yapıyorum.
I am making a chair. Ben bir sandalyeyi yapıyorum.
I am meeting you in the cafe now. Ben, şimdi kafede seni karşılıyorum.
I am not fighting with your father. Ben, senin babanla kavga etmiyorum.
I am not waiting my girl friend. Ben, benim kız arkadaşımı beklemiyorum.
I am not as enthusiastic about this as you are. Bu konuda senin kadar hevesli değilim.
I am not as happy as you are. Ben senin kadar mutlu değilim.
I am not going to cook. Ben yemek pişirmiyeceğim.
I am not missing nothing. Ben, hiçbir şeyi kaçırmıyorum.
I am not shaking the eggs. Ben yumurtaları sallamıyorum.
I am not working today. Ben, bugün çalışmıyorum.
I am promising for to learn. Ben söz veriyorum öğrenmek için.
I am reading a new book this week. Bu hafta yeni bir kitap okuyorum.
I am really sleepy Çok uykusuzum
I am receiveing the presents today. Ben bugün hediyeler alıyorum.
I am remembering your friends’ name. Ben senin arkadaşlarının ismini hatırlıyorum.
I am saying the telephone numbers. Ben, telefon numaralarını söylüyorum.
I am showing my photos my girl friend. Ben kız arkadaşıma fotoğraflarımı gösteriyorum..
I am sick Hastayım
I am sitting in the chair now. Şimdi koltukta oturuyorum.
I am skinny. Ben sıskayım.
I am snowed under Çok yoğunum
I am so young and you are so old. Ben çok gencim ve sen çok yaşlısın
I am sorry, my English isn’t very good. Ben üzgünüm, benim ingilizcem çok iyi değildir.
I am staying in Bursa Ben bursada oturuyorum
I am stronger than he is. Ben ondan daha güçlüyümdür.
I am studying French this year. Bu yıl ben fransızca çalışıyorum.
I am sure. Eminim
I am surprised. Şaşırdım.
I am talking by your father. Ben babanızla konuşuyorum.
I am telling English. Ben, ingilizce söylüyorum.
I am telling every time. Ben, her zaman söylüyorum.
I am thanking my friends always. Ben, her zaman benim arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
I am thinking about the museum tour. Ben, müze turu hakkında düşünüyorum.
I am tired. Yorgunum.
I am to start work next week. Gelecek hafta işe başlamam gerekiyor.
I am too alone. Ben çok yalnızım.
I am too tired to go to the cinema. Sinemaya gidemeyecek kadar yorgunum.
I am touching the snake. Ben, yılana dokunuyorum.
I am trying to teach Zeynep English. Ben zeynep’e ingilizce öğretmeyi deniyorum.
I am trying you. Ben, seni deniyorum.
I am trying you. Ben, seni deniyorum.
I am Turkish. I am coming from Istanbul Türküm, istanbul’dan geliyorum
I am understanding you. Ben, seni anlıyorum.
I am used to getting up early. Erken kalkmaya alışkınım.
I am very good at tennis. Teniste iyiyimdir.
I am very happy here, but I miss you all. Burada çok mutluyum fakat hepinizi çok özlüyorum.
I am very happy. Ben çok mutluyum.
I am Very well, thank you. Çok iyiyim, teşekkür ederim
I am waiting Bekliyorum
I am wanting to buy everything. Ben her şeyi satın almayı istiyorum.
I am watching the dresses in the shop. Ben , mağazada elbiseleri seyrediyorum.
I am well. İyiyim.
I am wery surprised. Çok şaşırdım.
I am working part-time. Ben yarım gün çalışıyorum.
I am writing on the blackboard. Ben, karatahtada yazıyorum.
I amble the way. Ben, yolda yavaşça yürürüm.
I ameliorate my mistake. Ben, benim hatamı düzeltirim.
I amend your garden. Ben, senin bahçeni ıslah ederim.
I amuse the girls. Ben, kızları eğlendiririm.
I annihilate this gun. Ben, bu silahı yok ederim.
I annotate my door. Ben, benim kapıma açıklayıcı not eklerim.
I anticipate from you. Ben, senden önce davranırım.
I appease my mother. Ben, benim annemi yatıştırırım.
I appreciate the things ya do to please me Beni memnun etmek için yaptıklarına minnettarım
I articulate about your friends. Ben, senin arkadaşlarının hakkında açık konuşurum.
I ask this address. Ben, bu adresi sorarım.
I ate the salad. Ben , salata yedim.
I atone my brother. Ben, benim erkek kardeşimin gönlünü alırım.
I attend from the balcony. Ben, balkondan bakarım.
I attend from the hill. Ben, tepeden bakarım.
I attend from the window. Ben, pencereden bakarım.
I bathe my foots. Ben, benim ayaklarımı yıkarım.
I beat your friend of the chess. Ben, senin satranç arkadaşını yenerim.
I beckon the yellow house. Ben, sarı eve işaret ederim.
I been longing for the moment Bu anı bekleyip durdum
I began to run. Ben koşmaya başladım.
I beguile my mother. Ben, benim annemi kandırırım.
I belabor my father. Ben, benim babamı ikna ederim.
I believe the god. Ben, tanrı’ya inanırım.
I belittle my friends. Ben, benim arkadaşlarımı küçümserim.
I berate your friends. Ben, senin arkadaşlarını azarlarım.
I beset the bag my car. Ben, çantayı benim arabama sıkıştırırım.
I bet for horse. Ben, at için bahse girerim.
I bit the dog. Ben, köpeği ısırdım.
I blaspheme about his friend. Ben, onun arkadaşının hakkında kötü sözler söylerim.
I borrow from my friend. Ben, benim arkadaşımdan ödünç alırım.
I bought these things. Ben , bu şeyleri satın aldım.
I breathe every time. Ben, her zaman nefes alırım.
I breed a cow. Ben, bir ineği beslerim.
I broadcast my novel. Ben, benim romanımı yayınlarım.
I broke the glass. Ben , bardağı kırdım.
I brought your jacket. Ben ceketinizi getirdim.
I burnt the CD. Ben, cd’i yaktım.
I buy a book. Ben, bir kitabı satın alırım.
I buy a car. Ben, bir arabayı satın alırım.
I buy a jacket. Ben, bir ceketi satın alırım.
I calculate our money. Ben, bizim paramızı hesaplarım.
I came earlier. Ben daha erken geldim.
I came from Ankara. Ben ankara’dan geldim.
I came home early last year. Geçen yıl eve erken gelirdim.
I came home to have lunch. Eve yemek yemeğe geldim.
I can drive faster than you. Senden daha hızlı sürebilirim.
I can go back Geri dönebilirim
I can hardly hear you. Seni (hemen hemen) hiç duymuyorum.
I can see you hardly. Seni güçlükle(zarzor) görebiliyorum.
I can speak English as well as you. Senin kadar iyi ingilizce konuşabilirim.
I can speak very little english Çok az ingilizce biliyorum
I can tell what your thinking Ne düşündüğünü söyleyebilirim
I can understand you perfectly. Seni mükemmelen anlayabiliyorum.
I cannot take this anymore Artık buna dayanamıyorum
I can’t be happy Mutlu olamıyorum
I cant believe my ears. Kulaklarıma inanamıyorum.
I can’t block you out Seni düşüncemden çıkaramıyorum
I can’t decide which to buy. Hangisini alacağıma karar veremiyorum.
I can’t forget Fatma Girik’s last film. Ben, fatma girik’in son filmini unutamam.
I can’t go on Devam edemiyorum
I can’t hear what you are saying. Ne dediğini işitemiyorum.
I can’t hear you. Sizi duyamıyorum.
I cant live without you. Sensiz yaşayamam
I can’t live without your love. Senin aşkın olmadan yaşayamam
I can’t remember how many times ı’ve seen her. Onu kaç kez gördüğümü hatırlamıyorum.
I can’t see anything Hiçbir şey göremiyorum
I can’t see your face Yüzünü göremiyorum
I can’t sleep at night Geceleri uyuyamıyorum
I can’t think Düşünemiyorum
I can’t think of a single thing Tek bir şey bile düşünemiyorum
I can’t understand how they do it. Onu nasıl yaptıklarını anlayamıyorum.
I catch the cat. Ben, kediyi yakalarım.
I caught those birds. Ben şunlar kuşları yakaladım.
I change his notebook. Ben, onun defterini değiştiririm.
I choose a beautiful flower. Ben, güzel bir çiçeği seçerim.
I chose these fruits. Ben , bu meyvaları seçtim.
I clean the window. Ben, pencereyi temizlerim.
I come the theater. Ben, tiyatroya gelirim.
I continue the talk . Ben, konuşmaya devam ederim.
I cook the fish good. Ben, balığı iyi pişiririm.
I correct his mistake. Ben, onun hatasını düzeltirim.
I could beat him now. Onu şimdi yenebilirim.
I could beat him then. Onu o zaman yenebilirdim.
I could not quite understand what you said. Tam olarak ne söylediğinizi anlıyamadım
I could run fast when I was young. Gençken hızlı koşabilirdim.
I couldnt care less! Beni ilgilendirmez!
I count the moneys. Ben, paraları sayarım.
I cross by the bicycle. Ben, bisikletle geçerim.
I cry the ill humans. Ben, hasta insanlar ağlarım.
I cut the meat with a big knife. Ben, büyük bir bıçakla eti keserim.
I cut my finger. Parmağımı kesdim.
I cut the bread. Ben, ekmeği keserim.
I dance nice. Ben, güzel dans ederim.
I did my work as he had taught me. İşimi bana öğrettiği gibi yaptım.
I did not like this pen. Bu kalemi sevmedim.
I didn’t know. Bilmiyordum.
I die for you. Ben, senin için ölürüm.
I do not want these plates. Bu tabakları istemiyorum.
I don`t know Bilmiyorum
I don`t know what I want Ne istediğimi bilmiyorum
I don`t lie Yalan söylemem
I don’t believe you know me Beni inanmıyorum tanıdığına
I dont care if that’s not fair Bu adil mi değil mi umursamıyorum
I don’t even know Ben bile bilmiyorum
I don’t have to go. Gitmek zorunda değilim.
I don’t look at the clock Saate bakmıyorum

İt is five to six Saat 5:55
İt is for the best Böylesi en hayırlıdır.
İt is four fourty five / quarter to five Saat 4:45
İt is noon Saat 12:00 p.m.
İt is one fifteen / it is quarter after one Saat 1:15 a.m.
İt is ten after midnight Saat 12:10 a.m.
İt is three thirty Saat 3:30
İt sounds so good Kulağa çok hoş geliyor
İt`s time to go Gitme zamanı geldi
İt’s right for me Bana göre doğru
İt’s all up to you Her şey sana bağlı
İt’s going to carry on Bu böyle devam edecek
İt’s not just gonna to happen like that Bu sefer öyle olmayacak
İt’s not that bad O kadar da kötü değil
İt’s so boring Çok sıkıcı
January – february – march -april Ocak – şubat – mart – nisan
Japan has become a super power Japonya süper bir güç oldu
John has taught math for twenty years John 20 yıldır matematik öğretiyor
John taught math for twenty years John 20 yıl matematik öğretti
Just give me myself Beni kendime bırak
Just have a look Sadece bir göz at
Just like before Her zamanki gibi
Just settle down my dear Sadece rahatına bak sevgilim
Just tell me the truth Bana sadece doğruyu söyle
Kemal’s horse is under the tree. Kemal’in atı ağacın altındadır.
Kiss my ass Havanı alırsın
Korku filmlerinden hoşlanır. She likes horror films.
L done made it through Basardim
L don’t give a damn about who’s around Etrafımdakileri umursamam
Last summer we went to Antalya. Geçen yaz antalya’ya gittik.
Last week the weather was awfull. Geçen hefta hava berbattı.
Last Year, last month, last week Geçen yıl, geçen ay, geçen hafta
Lately I’m so tired Son günlerde çok yorgunum
Let me go Bırak da gideyim
Let me introduce you myself Sana kendimi tanıtıyım
Let´s make a new start Hadi yeni bir başlangıç yapalım
Lets go Gidelim
Lets go out Dışarı çıkalım
Let’s go to a cinema. Bir sinemaya gidelim.
Let’s go! Hadi gidelim
Let’s have dessert also. Tatlı da yiyelim
Let’s sit at this table. Bu masaya oturalım
Let’s take a taxi. Taksiye binelim.
Let’s take a walk. Yürüyüş yapalım.
Lets talk Hadi konuşalım
Lets we talk over often Görüşelim
Let’s write Yazişalım
Life seems so pathetic Hayat beş para etmez görünüyor
Listen to me now Şimdi beni dinle
Listen to the melody Melodiyi dinle
Look into my eyes Gözlerimin içine bak
Looks like you Sana benziyor
Lora has never broken a leg Lora bacağını hiç kırmadı
Love endlessly Sonsuza dek sev
Love in my heart is forever. Sevgim sonsuza dek sürecek
Mad years passed Çılgın yıllar geçti
Man has his problems. İnsanların kendi sorunları vardır.
Man make houses, women make homes Yuvayı dişi kuş yapar
Mankind has always progressed İnsanlık daima ilerlemiştir
Many a little makes a mickle Damlaya damlaya göl olur
Mary had not been coming home. Mary eve gelmekte değildi.
May I have your address? Adresinizi alabilir miyim?
May I have your phone number please? Telefon numaranızı alabilir miyim?
May I help you? Yardımcı olabilir miyim?
May I join you? Size katılabilir miyim?
May I see your passport please? Pasaport lütfen
May I write a check? Çek yazabilir miyim?
Maybe when time goes by ı’ll understand Belki zaman geçtikçe anlarım
Me too! Ben de
Mehmet is expert on computer. Mehmet bilgisayarda uzmandır.
Mehmet’s father is a teacher. Mehmet’in babası bir öğretmendir.
Mehmet’s is the most interesting book in the group. Mehmet’inki, gruptaki en enteresan kitaptır.
Melissa waited for 30 minutes Melisa 30 dakika bekledi
Mind your own business Siz kendi işinize bakın
Modern cars don’t make much noise. Modern arabalar fazla gürültüyü yapmaz.
Monday – tuesday – wednesday Pazartesi – salı – çarşamba –
More importantly, I did it my way. Daha önemlisi, herşeyi bildiğim gibi yaptım.
More or less Aşağı yukarı
Most of the apples were bad. Çoğu elmalar kötüydü.
Most people have stopped smoking. Çoğu insanlar sigarayı bıraktı.
Move it slow Yavaş hareket et
My bag are cheaper and better than the others. Benim çantam diğerlerinden daha ucuz ve daha iyi.
My brother is a lawyer. Erkek kardeşim avukattır.
My children know the address. Benim çocuklarım, adresi bilir.
My computer automate the work.
My daughters are putting this table the flowers.
My english is not good. İngilizcem iyi değil
My father build the bridges. Benim babam, köprüleri inşa eder.
My father grows wheat. Benim babam, buğday yetiştirir.
My father invited the children to england.
My father is in Afrika. Babam afrika’dadır.
My father is on the telephone. Babam telefonda.
My father is teaching English at a school. Babam bir okulda ingilizceyi öğretiyor.
My father’s English isn’t very good. Benim babamın ingilizcesi çok iyi değildir.
My Father’s name is Tom. Babamın adı tom’dur.
My friend await your doctor.
My friends are laughing the comic events. Benim arkadaşlarım, komik olaylara gülüyor.
My friends can speak English better than I. Arkadaşlarım ingilizce’yi benden iyi konuşabiliyorlar.
My grandmother await the train.
My heart is breaking Kalbim kırılıyor
My heart is worn Kalbim yıprandı
My house is a little far from here. Evim buradan biraz uzak.
My life is all you Yaşamım senden ibaret
My money was stolen. Param çalındı.
My monkeys are playing in the circus.
My mother has a green hat. Annemin yeşil bir şapkası var.
My mother is a good cook. Annem bir iyi aşçıdır.
My mother is going to buy a new dress. Benim annem, yeni bir giysi satın alacak.
My mother is inviting you the dinner. Benim annem, seni yemeğe davet ediyor.
My mother is talking at the telephone. Benim annem, telefonda konuşuyor.
My mother is talking at the telephone. Benim annem, telefonda konuşuyor.
My Mother’s name is Suzan. Annemin adı suzan’dır.
My mouth can’t speak Ağzımdan laf çıkmyor
My name is. Benim adım .
My patience getting short Sabrım azalıyor
My room number is 233 Oda numaram 234
My son’s name is Mark Oğlumun adı mark.
My sweet angel Tatlı meleğim
My wife’s name is Marylynne Eşimin adı marylynne
My work is over. We can go out now. İşim bitti. Şimdi çıkabiliriz.
Never felt so lonely I Hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim ben
Never leave me Beni hiç terketme
Nevermind Boşver
Nice meeting you Sizinle tanışmak çok hoş
Nice to meet you Tanıştığımıza memnun oldum
Nice to see you. Seni gördüğüme sevindim
No money Para yok
No one can better this Kimse bunu daha iyi yapamaz
No one can live in sorrow Kimse acılar içinde yaşayamaz
No one really knows why this is happening Kimse gerçekten bilmez bunun neden olduğunu
No, thanks I”ve already had one Hayır, teşekkürler ben çoktan bir tane içtim
NobOdy is calling you. Kimse seni aramıyor.
NobOdy one is waiting for you. Seni hiç kimse beklemiyor
NobOdy wants to be alone Hiç kimse yalnız olmak istemez
Not a moment to spare Boşa harcayacak bir dakikam yok
Not so great O kadar da iyi değil
Not so hot Pek iyi sayılmaz
Not yet Henüz değil
Nothin’ in my life has been the same Hayatımdaki hiçbir şey eskisi gibi olmadı
Nothing is brothering me. Hiçbir şey beni rahatsız etmiyor.
Nothing really matters Hiçbir şey önemli değil
Nothing so bad but might have been worse. Beterin beteri var
Nothing takes the past away Hiçbir şey geçmişi silemez
Now and then Ara sıra
Now I am sending my picture to you Sana resmimi gönderiyorum
Now ı’ll run from you Şimdi senden kaçıyorum
Now there’s no point in placing the blame Şimdi suçlu aramanın anlamı yok
Now we are quits. Şimdi ödeştik.
Now you`re here by my side Şimdi burada, yanımdasın
Nowadays Bu günlerde
Nurten has been ill. Nurten hasta oldu.
O bir dergi okuyor. She is reading a magazine.
O could have gone there, but I didn’t. Oraya gidebilirdim, ama gitmedim.
O otelde kalıyor. She is staying in the hotel.
O.K. – see you later Oldu – görüşmek üzere.
O.K. Buddy! Tamam dostum

Ingilis dili oyrenmek ucun kitaplar

Ingilis dili oyrenmek ucun kitaplar Kitablar bəlkə də bizim ən yaxşı sirdaşımızdır. kitablar beynimizin ən vacib informasiya mənbəyidir. Mütaliə etmək insanı bir şəxs olaraq formaya salır, təsəvvürlərimizə və həyat tərzimizə istiqamət verir. Kitabların fərqli dünyası oxuyan insana başqa heç bir yerdə yaşanmasl mümkün olmayan gözəllikəri və məlumatları çatdırır. Kitab oxumaq bizə bir təcrübəli insan kimi həqiqətlərdən xəbər verir, həyatıımızı asanlaşdırır. Mütaliə etməyin bizə verdiyi faydalarını söyləməklə sona çatdırmaq olmaz. UniMall’da candan yaşlıya ayrı-ayrı zövqə sahib hər bir insanın marağını özünə çəkə biləcək kitab tapmaq çox asandır. Elə insanlar var ki bədii ədəbiyyat oxumağı çox xoşlayarkən, başqaları qeyri-bədii əbəbiyyata üstün tutur. Söz yoxdur ki, janrların hər ikisi dünya görüşünü və həyat təcrübəmizi gücləndirir. Kitabları oxuma vərdişlərinə kiçik yaşlardan start vermək olduqca vacibdir. Aparılan araşdırmalar göstərir ki, fərqli istiqamətlərdə nailiyyətlərə imza atmış şəxsiyyətlər daha çox mütaliə edənlərdi.

Ingilis dili oyrenmek ucun kitaplar qiymətləri və çatdırılması

  • Bir-birindən fərqli markalar tərəfindən təqdim olunan 100% orijinal məhsullar – Ingilis dili oyrenmek ucun kitaplar.
  • Ingilis dili oyrenmek ucun kitaplar – Baki Azərbaucan 2017 elanları endirimli qiymətlər, online kataloq, alisi satisi və sifarisi.
  • Kredit kartı ilə və ya nağd şəkildə çatdırılma zamanı ödəmə imkanları. Bakıda ödənişsiz ünvana çatdırılma.
  • Azərbaycanın rayonlarına isə qısa vaxtda minimum qiymətlərlə çatdırılma

Qiymət müqayisələri və çeşidlər

Əksər insanlar məlumatlıdır ki, fiziki mağazalarda arenda, satıcıların maaşı, kommunal, təmizlənmə, təmir-bərpa və sair kimi məsrəflər mövcuddur. Belə məsrəflər birbaşa satılan malın qiymətinə əlavə olunaraq onun daha yüksək satılmasına gətirib çıxarır. Bunu göz önünə gətirsək nəyə görə web səhifədə satılan məhsulların dükanlarda satılan məhsullardan ucuz təklif olunduğunu anlamaq çox sadədir.

Digər tərəfdən bir-birdən fərqli mağazaların bənzər mallarını müəyyənləşdirmək və onların qiymətlərini qarşılaşdırmaq səhifəmizdə yetərincə asandır. Həm də bunu etmək az vaxt alır. Mağazaya gedərkən alış-veriş zamanı ayrı-ayrı adreslərdə mövcud olan onlarla mağazanın bənzər məhsullarının qiymətlərini qarşılaşdırmaq qısa vaxtda real deyil. Lakin UniMall’da malların qiymətlərini qarşılaşdıraraq ən ucuz məhsulu müəyyən etmək asan bir işdir. Fərqli mağazalar tərəfindən malların UniMall.az-da olması səhifə ziyarətçiləri üçün yüzminlərlə məhsul çeşidi arasından seçim etmə imkanı tanıyır. Heç bir fiziki mağazada və ya ticarət mərkəzində bu qədər çeşid görmə imkanı əldə etmək mümkün deyil. Səhifəmizdə vitrin məhdudiyyəti olmadığı səbəbilə stokda mövcud hər bir məhsul təklif olunur. Deməli satıcı şirkətlər anbarlarında mövcud olan bütün məhsullarını satışa çıxarma şansı əldə edir . Həmçinin səhifə ziyarətçiləri zamanından və bir öncəki kolleksiyadan olmasına baxmayaraq qiyməti aşağı qoyulmuş mallar arasından ciblərinə uyğun olanı tapıb ala bilirlər.

Ingilis dili öyrdici kitablar

15.01.2021 / 16:30 – Prezident: “Bütün şəhid ailələrinə dövlət tərəfindən mənzillər, evlər veriləcək”

15.01.2021 / 16:24 – Hərbi geyimdən qanunsuz istifadə edənlər nə qədər cərimələnəcək? – RƏSMİ
15.01.2021 / 16:21 – Azərbaycanda vaksinasiyanın başlayacağı vaxt AÇIQLANDI

15.01.2021 / 16:14 – “Jurnalistlər binası”ndakı bəzi mənzillər hazırkı sahiblərindən geri alına bilər – AÇIQLAMA

15.01.2021 / 13:37 – Qubadlı rayonunun Xanlıq kəndində FHN-in yerli strukturu fəaliyyətə başlayıb
15.01.2021 / 13:28 – Cəbrayılın Böyük Mərcanlı kəndindən görüntülər – VİDEO
15.01.2021 / 13:12 – İlham Əliyev 38 il sonra Heydər Əliyevlə şəkil çəkdirdiyi yerdə – FOTO
15.01.2021 / 13:06 – İlham Əliyev Şuşaya tikilən yol haqqında: “Qələbəyə aparan yoldur” – VİDEO
15.01.2021 / 13:01 – Prezident: “Cəmi iki ay ərzində Şuşaya yol açmışıq” – VİDEO
15.01.2021 / 12:56 – Hərbi geyimi qanunsuz daşıyanlara qarşı reydlər başladı -VİDEO
15.01.2021 / 11:51 – Mehriban Əliyeva Füzulidən görüntülər paylaşdı – VİDEO
27.12.2018 / 14:00 – Bu ərzaqları birlikdə yeməyin!
28.01.2020 / 17:30 – Qırışlardan xilas edən cirə maskası
28.04.2019 / 09:15 – 2019 gəlinlik modelləri
10.12.2018 / 17:30 – Hamiləlik dövründə faydalı olan qidalar
01.02.2020 / 10:15 – Qatıqlı makaron salatı (video-resept)
06.02.2020 / 17:30 – Saç boyamaq xərçəngə səbəb olur
23.07.2019 / 10:15 – Tək ərzaqlı banan dondurması (foto-resept)
06.10.2018 / 15:30 – Yağlı boyadan hazırlanmış əl işləri
13.09.2020 / 19:30 – Bu məsləhətlər haqqında düşünməlisiniz
04.09.2018 / 17:30 – Dar şalvarı necə geyinməli?
09.07.2019 / 09:15 – Makiyajın uzun müddətli olması üçün.
28.10.2018 / 14:00 – Məşhur yazıçıdan İslam dini bağlı fikirlər
12.10.2020 / 11:30 – İmmunitet sistemini gücləndirən mükəmməl bitki
08.11.2019 / 10:15 – Qozlu şokoladlı bonbonlar (foto-resept)
30.07.2019 / 10:15 – Frutti Di Mare Pizza (foto-resept)
09.06.2018 / 11:00 – Madonnanın gözəllik sirləri
01.02.2020 / 15:30 – Fantastik şəkillər əvvəl və sonra
05.10.2018 / 11:00 – Qrip olan ana körpəni necə əmizdirməli?
07.03.2019 / 15:30 – Sehirli realizmi əks etdirən şəkillər
06.09.2020 / 11:00 – Ürək-damar xəstəliklərini aradan qaldıran meyvə

  • Bütöv Azərbaycan
  • Redaktordan
  • Qadin.Net LIFE
  • Təqdimat
  • Etiraflar
  • Müsabiqələr
  • “Kitabsevərlər”
  • Qadin.TV
  • Tanınmışlar
  • Qadın və təshil
  • Qadın və hüquq
  • Qadın və din
  • Qadın və texnologiya
  • Şəxsi inkişaf
  • Pəhriz
  • Arıqlama sirləri
  • Kökəlmə sirləri
  • Fitness
  • Sellulit
  • Şəxsi təcrübə
  • Hamiləliyə hazırlıq
  • Hamiləlik təqvimi
  • Doğum hekayələri
  • Doğumdan sonra
  • Körpə və ona qulluq
  • Uşaqlar və tərbiyyə
  • “Ev məktəbi”
  • Gözəllik xəbərləri
  • Üzə qulluq
  • Bədənə qulluq
  • Saçlara qulluq
  • Kosmetologiya
  • Makiyaj
  • Manikür və pedikür
  • Estetik gözəllik
  • Gözəllik məhsulları
  • Ulduzların sirləri
  • Salat və qəlyanaltılar
  • Duru yeməklər
  • Quru yeməklər
  • Duzlu xəmir işləri
  • Şirin xəmir işləri
  • Kompot və kokteyllər
  • Peçenyelər
  • Tortlar
  • Uşaq yeməkləri
  • Şef master
  • Konserv məhsulları
  • Müxtəlif
  • Kişi psixologiyası
  • Qadın psixologiyası
  • Psixoloji məsləhətlər
  • Cinsi münasibətlər
  • Eşq və məhəbbət
  • Xəyanət
  • Düşüncə dərsi
  • Gəlin-qayınana
  • Testlər
  • Sağlamlıq xəbərləri
  • Düzgün qidalanma
  • Xalq təbabəti
  • Masaj
  • Menstruasiya
  • Qadın xəstəlikləri
  • Uşaq xəstəlikləri
  • Adət ənənələr
  • Ədəbi guşə
  • Mütləq bilməlisiniz!
  • Praktik məsləhətlər
  • Yuxu yozmaları
  • Evim – interyer
  • Hobbi
  • Səyahət
  • Avtomobil
  • Ordan-burdan
  • Digər

Sayt Google Chrome, Mozilla Firefox, Safari, Opera və Yandex brauzerləri ilə tam dəstəklənir.
Məlumatlardan istifadə etdikdə istinad mütləqdir!

© 2009-2023, Qadin.NET. Bütün hüquqları qorunur!

Qoç bürcü

21 mart – 20 aprel

Həyat yoldaşı və ya sevgilinizin bəzi sıxıntıları sizi də kədərləndirmiş ola sa, bu həftə onun rahatlanması ilə sizlərə də bir yüngülləşmə gələcək. Özünüzü ortaya qoymaq və hadisələri başlatmaq üçün olduqca istəkli olun və keçmişdəki mənfi şeyləri yaddan çıxarın getsin. Bəxtinizi bu həftə doğru yönləndirməsəniz həyatınızı dəyişdirmək məcburiyyətində qala bilərsiniz.

Köhnə sevgililərlə əlaqədar mövzuların yenidən gündəmə gəlmə şansı var. Bu əlaqələrin davam edib etməməsi sizdən asılı olacaq.

Buğa bürcü

21 mart – 20 aprel

Gözlənilməyən bir işə girmək ya da gözləmədiyiniz birinin sizinlə bağlantı qurması ya da bir hekayəyə başlamağınız mümkün ola bilər.

Ala bilmədiyiniz bir pulunuz ya da ödəmələriniz varsa, burada şanslı irəliləyişlər ola bilər. Eqolarınızın qırılması və həyata baxışınızın dəyişməsi vacib olan bir həftə içindəsiniz.

Sizə edilən açıqlamalardan bəzən şübhəli qala bilər və narahat ola bilərsiniz. Bəzi şok edici mənfi şeylər yaşayırsınızsa bunun üçün geriyə baxıb keçmişdəki səhvlərindən nəticə çıxartmağı yoxlayın.

Əkizlər bürcü

21 mart – 20 aprel

Lakin yaxşı xəbər, planetimiz Merkurinin irəli hərəkətlərinə keçmiş olmasıdır. İşlər bir az yoluna düşməyə başlayır. Yeni başlanğıclar sizi xoşbəxt edə bilər. Maddi mövzularla əlaqədar olduqca aktiv bir həftə içindəsiniz.

Mövcud olan bir maddiyyat sıxıntısı ilə bağlı risk ala bilərsiniz. Sevgi həyatınızda mövcud olan bəzi problemlərin öhdəsindən həftənin ortalarında gələ bilərsiniz. Köhnə sevgilərdən aldığınız addımlar hədəflərinizə uyğun olmaya bilər.

Bu səbəbdən də bu nöqtədə lazımsız vərdişlərinizi geridə qoymalısınız.

Xərçəng bürcü

21 mart – 20 aprel

Haq və haqsızlıq mübahisələrinizi sakit və səssiz bir şəkildə etməli, hadisələri nəticəyə çatdırmalısınız. İş layihəlriniz və uğurunuzu ölçən bir hadisələrin içindəsinizsə bu həftə uğurlu bir nəticə ala bilərsiniz. Gözləmədiyiniz sürpriz dəstəklərlə bunu taclandıra bilərsiniz. Sizi mənfi təəccübləndirəcək şeylər olubsa, bu həftə ruhi gücünüzü toplaya biləcəksiniz.

Duyğusal gözləndirələrinizin yoluna düşməsi və sevgi məsələlərində gözlədiyiniz yerlərə yaxınlaşa bilərsiniz. Bu vəziyyət sizi həyata qarşı motivasiya edəcək. Keçmiş hadisələrin gündəmə gəlməsi yoluna qodyğunuz vəziyyətə yenidən zərər verməməsi üçün diqqətli olmalısınız.

Şir bürcü

21 mart – 20 aprel

Bu həftə, yaxşı tərəfləriniz və pozitiv enerjinizin yerində olması sizi sosial çevrənizin içində olduqda populyar bir hala gətirəcək. Lakin, sevgi məsələlərində qarşısınızdaki insan keçmişə ilişib qalıbsa, sizi bu mənada narahat edən bəzi fikirləri ola bilər. Bunları anlayışla qarşılayıb yolunuza davam edin və üzüntülərə qapılmayıb.

Alacağınız sürpriz xəbərlərlə özünüzü çox şanslı hiss etmiş olacaqsınız.

Qız bürcü

21 mart – 20 aprel

İçindən heç bir şey etmək istəmirsən və ya qolun qırıldığını hiss edə bilərsən. İnsanların sənin haqqında düşüncələri fərqli ola bilər və bu vəziyyətdən narahat ola bilərsən.

Avtoritar fiqurlarla ünsiyyətinizə xüsusi diqqət yetirməlisiniz. İnanılmaz ifadələr altında heç gözləmədiyiniz nəticələrlə üzləşə bilərsiniz. Gizli məsələləri açmaq istəyə bilərsiniz. Ancaq insanların yanaşmalarına qarşı daha dominant və tənqidi bir üslub nümayiş etdirməli ola bilərsiniz.

Sizi bu nöqtəyə cəlb edə biləcək məsələlərdən uzaq olmalı və daha çox layihələrdə iştirak etməlisiniz. Xüsusilə çərşənbə və cümə axşamı günləri həm pul, həm də sevgi münasibətlərində əhəmiyyətli bir müvəffəqiyyətə nasil ola bilərsiniz. Yeni başlanğıclarınız üçün şərtləri itələməməyə çalışın. Münasibətlərinizlə bağlı ani bitişlərə və ya əksinə, başlanğıclarına açıq ola bilərsiniz.

Tərəzi bürcü

21 mart – 20 aprel

Bu sizi qorxutmamalıdır, amma keçmiş problemlərdən dərs almaqla fərqli bir davranış sizə daha güclü bir münasibət gətirəcəkdir. Həm də bu effekt sizə orijinal və yeni sürpriz biznes layihələri gətirəcəkdir. Daşınmaz əmlak və maliyyə qoyuluşları ilə bağlı məsələlərin aktivləşəcəyi bir həftə ola bilər.

Əqrəb bürcü

21 mart – 20 aprel

Keçmiş münasibətlərinizin arzuolunmaz görünüşü sizə bir daha obsesyonlarınızı xatırlata bilər. Obsesyonlarınızla hərəkət etməməyi və bu hadisəni arxa plana keçirmək istəyəcəksiniz. Bəlkə də bu hadisələri ətrafınızdan gizlətməyə və bir müddət gizli saxlamağa meyllənə bilərsiniz. Maliyyə ilə bağlı məsələlərinizdə bir az daha araşdırmalısınız.

Oxatan bürcü

21 mart – 20 aprel

Bu həftəyə sürətli başlayan kimi, sosial mühitdə populyarlığınız artacaqdır. Ünsiyyətdəki problemlər kiçik balans problemlərinə səbəb ola bilər. Bəzi həqiqətləri görməkdən bezmiş olsan da, sən artıq buna öyrəşmişsən. Rəqabət problemlərini şəxsi ambisiyanızla birləşdirməmək üçün diqqətli olmalısınız.

Oğlaq bürcü

21 mart – 20 aprel

Bu cür vəziyyətlərdə çox diqqətli olmalısınız. Keçmiş münasibətlərlə əlaqəli mövzuların tətbiqi həyatla bağlı baxışlarınızı dəyişdirməyə imkan verəcəkdir. Keçmişlə bağlı bu məlumatla ya tamamlamağa ya da davam etdirməyə qərar verə bilərsiniz. Hər bir halda, düzgün qərarı verəcəksiniz.

Dolça bürcü

21 mart – 20 aprel

Köhnə münasibətləriniz yenidən gündəmə gələ bilər. Həftənin ortalarından başlayaraq ev və ailə həyatınızla bağlı bəzi məsələlər gündəmdə ola bilər. Ailəniz üzvlərindən aldığınız maliyyə dəstəyi ilə problemlərinizə həll yolu tapacaqsınız. Həftənin sonuna yaxın sevgi həyatınızdakı bəzi problemlər sizi qərarsızlığa sala bilər. Şərtlərin yaxşılaşmasını gözləməlisiniz.

Balıqlar bürcü

21 mart – 20 aprel

Evlisinizsə, evliliklə bağlı məsələlər daha vacib ola bilər. Münasibətlərdə aydın olmayan məsələlər həllini tapmış olacaq. Heç bir münasibətiniz yoxdursa, həyatınıza yeni bir münasibət daxil ola bilər. Keçmişdə yaşadığınız bir sevgi hekayəsi bu günlərdə sizi yenidən yoxlaya bilər və siz də şərtləri öz xeyrinizə həll edibqarşı tərəfə təqdim edə bilərsiniz.

Əvvəllər yaşadığınız bir maliyyə probleminiz varsa, keçmiş tərəfdaşla bu vəziyyəti həll etmək üçün ilk addımları ata bilərsiniz. Bəzi şeylər bu həftə daha çox məna qazanacaq.

Comments are closed, but trackbacks and pingbacks are open.